Turna kuşları liderini neden ve ne zaman değiştirir!

Haberin Devamı

Prof. Dr. Yalçın Şahin; kısa anlatım ustalığının, seçkin bir dikkatin ve taşı gediğine oturtmanın örneği olsun diye bana bir bilgi gönderdi.

Paylaşmak isterim.

Bilgi şudur:

Turna kuşları göç ederken üçgen şeklinde grup oluştururlar. Üçgenin tepesinde yani en önünde lider vardır. Öndeki liderin kanat çırpmaları; arkadakilerin özellikle en arkadaki turnaların hiç kanat çırpmadan havada kalmalarını sağlar. Bunun anlamı; kanatlarını sürekli ve hızlı çırpmak zorunda olan en öndeki liderin çabuk yorulması demektir. Ama kuş aklıyla lider yerini başka bir lidere bırakarak arkaya geçer.

Ve turnalar hedefe uçar.

Turna kuşu, hedefine varmak için kuş aklıyla bunun çaresine bakıyor ama bizdeki liderler, aşırı mağrur, aşırı kendine hayran, aşırı ego şişmesinden olsa gerek, “yerlerini arkadan gelene bırakmayı” akıl edemiyorlar.

Akla bak!

Turna kadar olamıyor.

Partiye bak!

Turnadan daha tutucu.

Liderini değiştiremiyor.

Kuşkusuz halk turna değildir.

CHP kuş partisi değildir.

Baykal kuşların lideri değildir.

Fakat CHP, yapılan son seçimlerde oylarını sadece 12 ilde artırabiliyor, ülkenin toplam 973 il ve ilçe belediyesinden sadece 183’ünü alabiliyorsa; “Lideri kötüdür, tembeldir, yaşlıdır, bencildir, Deniz Baykal değişirse CHP oyları uçar...” demek de bilimsel açıdan “turna kuşu zekâsının” bile altındadır.

Doğu Anadolu’da!

Güneydoğu Anadolu’da!

Ve Orta Anadolu’da!

CHP açısından bir hayalet dolaşıyor. Bu coğrafyanın içindeki 38 şehirde; taşlaşmış-betonlaşmış-granitleşmiş bir yapı var. Bu yapıdan CHP’ye yüzde 5’ten yüzde 6’dan fazla oy çıkmıyor. Oysa bu yapıdan AKP’ye; Pazar günkü seçimlerde de yaşandığı gibi her şehirde yüzde 40 ile yüzde 60 arası blok oylar akıyor. Bu yapıdan; MHP oy alabiliyor, Saadet oy kapabiliyor fakat CHP asla...

Neden? Niçin?

Bu yapıya tarikatlar, cemaatler hâkim, laikliğin yerine şeriatı tercih edenler, din ve muhafazakârlık eksenine değil de cumhuriyetçilik ipine sarılanları ötekilleştirenler, Kürt feodal ağaları, Ankara’daki siyasi egemenlerle sarmaş dolaş olmuş gerici-tutucu-sömürücü aşiret beyleri, Kürt etnik kalkışmasına önderlik edenler, belediyeler ile devlet ihalelerinden ayrıcalıklı paylar alarak sermaye biriktiren yeni Anadolu burjuvaları etkili... CHP’nin 38 şehrin havasına-suyuna-taşına-toprağına sinmiş bu hayaleti kovması gerekir ki, Türkiye’nin sadece 12 şehrinde ve sadece deniz kıyılarında değil ülkenin genelinde oylarını yüzde 40-45’e çıkartarak iktidarı alsın. Deniz Baykal gider de diyelim ki, partinin başına son seçimde İstanbul’da parti oylarını artıran Kemal Kılıçdaroğlu, Kadıköy’de oyların yüzde 68’ini almış Selami Öztürk, Edirne’de oyların yüzde 57’sini almış Hamdi Sepetçi, İzmir’de oyların yüzde 54’ünü almış Aziz Kocaoğlu gelse; CHP kendi açısından, Anadolu’da dolaşan hayaleti kovabilir mi? Kovar diyene turna kuşu bile güler. Eğer koşullar hazır değilse, şartlar olgunlaşmamışsa, kadrolar, sözcüler, idealistler, sivil toplum örgütleri, bozulmamış, rüşvete batmamış, politikayı geçim aracı olarak görmemiş, yoksulun, kimsesizin, garibin, işsizin, acı çekenin yanına koşmaya hazır partililer oluşmamışsa tek başına liderin kovulması “fantastik bir değişim” olarak kalır. Oysa kökten, dipten, derinden gelecek “devrimci değişim”e ihtiyaç var.

Ne yapmalı?

Ben bilmem.

Koca, köklü parti.

‘Lideri gitsin’ demek gazeteciye yakışmaz. Sen kim oluyorsun derler ve haklı olurlar. Kaldı ki ben CHP’li değilim, CHP’ye oy vermedim. Son seçimde “yolsuzluğa-arsızlığa-çürümüşlüğe” kılıç çektiği için ve samimi bir insan izlenimi bıraktığı için Kemal Kılıçdaroğlu’na oy verdim, o kadar.

Bir düşüncem var.

CHP, kendi açısından “Anadolu’ya çöreklenmiş hayaleti” kovabilir. Bu hem Anadolu’nun hayrına ve hem bütün Türkiye’nin çıkarına uygun olur.

Yarın yazmaya çalışacağım.

DİĞER YENİ YAZILAR