Gazeteci Serpil’in tırnağı olamadılar!

Haberin Devamı

Onu anlayamadılar, kavrayamadılar; sezgisine, ilkelere sahiplenmesindeki dalga uzunluğuna erişemediler. Gazeteci Serpil Yılmaz’ın (Milliyet), gazeteci Bilal Çetin’in (VATAN), gazeteci Erdal Sağlam’ın (Hürriyet) gazeteci Murat Çelik’in (Bugün), gazeteci Murat İde’nin (Sky Türk), gazeteci Murat Akgün’ün (NTV), gazeteci Okan Müderrisoğlu’nun (Sabah) gazeteci Yavuz Oğhan (CNN TÜRK), gazeteci Can Hasasu ile Kemal Gülmüş’ün (Doğan Haber Ajansı) tırnağı olamadılar.

Katar Emiri, hediye vermişti.

Ölçüsüz.

Endazesiz.

Görgüsüz.

O anı yaşatacak hiçbir iz taşımadığı için esasen “armağan değeri” bile olmayan fakat pahalı saatleri (5 bin dolar değerinde) gül ağacından kutular içinde lüks otelde odalarındaki beyaz yastıkların üstüne koymuşlardı.

Körfez geleneği!

Cumhurbaşkanı Abdulah Gül’ün uçağında Katar’a giden 29’u gazete köşe yazarı, TV ve ajansların Ankara temsilcileri; 51’i de bakan ve devlet üst düzey çalışanı Türkiye heyetine, “Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife Al Tani’den hediye almak şereflerin en büyüğüdür...” demek istemişlerdi.

Burası Körfez!

Burası Ortadoğu!

Burada fırsata hâkim olan, hediyeye, bahşişe de hâkim olur. Burada rüşvet ile biter her iş.

***


Toplam 80 kişiydiler.

29 gazeteci.

51’i resmi heyet.

51 kişilik Türkiye resmi heyetinin içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Enerji Bakanı Hilmi Güler, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve bakanlıkların üst düzey temsilcileri vardı.

Hepsi saatleri aldı.

Kabul etti.

Sadece gazeteci Serpil ve 9-10 gazeteci, “bu kadar pahalı hediye bizim gazetecilik mesleğinin temel ilkesine ters düşer, bu pahalı hediyeyi almak, kalemi Katar Emiri’ne satmak anlamına gelir” diyerek saatleri geri verdi.

Diğerleri saatleri aldı.

Ne olacak?

Koskoca Emir!

Bizden bir şey mi isteyecek?

Emir’den saatlenmek onurdur.

Diye düşündüler.

Gazeteci Serpil’in uçakta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e; “Siz bu Körfez ve Ortadoğu ülkelerinin gelenekleri haline gelen pahalı hediye meselesi karşısında nasıl bir tutum alıyorsunuz?” sorusunu sormasına bile fırsat vermediler.

***


Gazeteci Serpil ve 9 meslektaşımız, “Körfez ve Ortadoğu’nun bu çürümüş geleneğine kılıç çekip saatleri geri vererek” normal bir davranış yaptılar. Ben bu yazıyı gazetecileri kutlamak, övmek, göklere çıkartmak için yazmadım.

Yapılması gerekeni yaptılar.

Ankara’da Swissotel’de Suudi Kralı’nın biri sağ yanına, diğeri sol yanına oturup, hatıra fotoğrafı çektiren ve kraldan aldıkları hediyelerin ne olduğunu Türk halkına açıklayamayan “iki devlet büyüğümüze” anlayabilirlerse, tarihi bir ders verdiler.

DİĞER YENİ YAZILAR