Yiyecek alacak parası bile olmuyordu kimi zaman. Bu yüzden de sekreterlikten temizlikçiliğe bir sürü işte çalıştı. Peki bütün bu zorluklara neden katlandı diye sorarsanız tabii ki bir hedefi vardı: En iyisinden bir oyuncu olmak!
Sonunda bunu başardı da zaten... O şimdi adını tiyatro ve sinema sanatına o klasik deyimle "altın harflerle yazdıran" başarılı bir oyuncu.
BÜTÜN ÖNEMLİ ÖDÜLLERİ EVİNE GÖTÜRDÜ
Aradan yıllar geçti ve hedefine çoktan ulaştı. Şimdi hangi karaktere el atsa onu uzun süre hafızalardan silinmeyecek kadar büyük bir başarıyla canlandırıyor. Kırmızı halıdaki ışıltılı gülümsemesi zaten tartışılmaz. Üstüne üstlük hayatının aşkını da buldu ve onunla çok mutlu bir birlikteliği, üç tane de çocuğu var.
Bu anlattığımız aslında birçok ünlünün hayat hikayesiyle benzerlik taşıyor. Pek çoğu bunca zorlu yollardan geçerek bugünlere geldi. Ama bu kez spot ışıklarının altına aldığımız kişi İngiliz oyuncu Olivia Colman.
Bugün koleksiyonunda Oscar, Altın Küre, BAFTA gibi bütün önemli ödüllere yer veren Olivia Colman böylesine zor bir geçmişten geliyor işte.
100 TANE SEÇMEYE KATILDI, TEK BİR ROL BİLE ALAMADI
Bugün ona bakanların pek aklına gelmez ama durum böyle. Tiyatro sahnesinde başlayan kariyerini bugünlere getirmek için hem sanatsal anlamda hem de yaşamsal alanda büyük bir mücadele verdi Colman.
Onun oyunculuğa uzanan öyküsü Norwich'ten Londra'ya taşındığında başladı... Drama okulunu bitirdikten sonra da ilk rolünü elde edebilmek için neredeyse 100 tane seçmeye girdi. Ama hiçbirinden tek bir rol bile alamadı.
Sonunda ilk önemli çıkışını, Cambridge Üniversitesi'nde okurken katıldığı drama kulubündeki iki arkadaşı sayesinde iş bulduğu Peep Show'da Sophie Chapman rolüyle yaptı.
50 yaşındaki oyuncu geçtiğimiz günlerde Radio Times'ın podcast yayınına konuk oldu ve orada yaşadıklarını anlattı.
PARASIZLIKTAN OTOBÜSE BİNEMEDİĞİ GÜNLER OLDU
Orada söylediğine göre ilk maaşını aldığında kendini çok zengin hissetti. Ama kısa sürede parası bitti. Bu yüzden de çekime giderken uzun bir mesafeyi yürümek zorunda kaldı. Tabii utandığı için de bunu kimseye söyleyemedi.
O radyo programında oyuncu olma hayaliyle gittiği Londra'daki ilk yıllarının çok zorlu geçtiğini saklamadı Colman. Bakın o dönemi nasıl anlattı ünlü oyuncu: "İlk yıllar gerçekten zordu. Başka insanların evlerindeki boş kanepelerde uyuyordum. Bazen otobüse binecek para bulmakta bile zorlanıyordum."
Aslına bakılırsa Olivia Colman daha önce verdiği röportajlarda da üne kavuşmadan önce yaşadığı zorlukları hiç saklamadı.
TEMİZLİKÇİLİK BİLE YAPTI
Gençlik yıllarında para kazanmak için birçok işe girip çıktı anlattığına göre. Bir dönem sekreterlik yaptı, ama hiç iyi bir sekreter değildi. Bu yüzden bu deneyimi çok uzun sürmedi.
Hatta yine bir röportajında anlattığına göre bir süre temizlikçilik bile yaptı. Bunu esprili bir şekilde ifade etmişti Colman: "Zor zamanlardı. Aslında temizlikçilik işini seviyordum. Süpürgelikleri siliyordum, lambaların da tozunu alıyordum." Ama söylediğine göre bütün o süreçte yapmak istediği tek şey oyunculuktu.
Olivia Colman üniversite yıllarında tanıştığı Ed Sinclair ile hala birlikte. Birbirlerini gördükleri ilk anda aradıkları insanı bulduklarını düşündüler.
Ama yine de hayatları o kadar kolay olmadı. İlişkilerinin ilk yıllarında genç ve parasız bir çiftti onlar. Öyle ki Colman'ın anlattığına göre kanepelerin aralarında elleriyle sıkı bir araştırma yapar bozuk para bulmaya çalışırlardı. Bunu niye yaptıklarını da şöyle anlatmıştı Colman: "Amacımız patates almaktı."
Şimdi geriye dönüp baktığında bütün bu zorluklara değdiği görüşünde ünlü oyuncu.
ONU GÖRÜNCE ŞİMŞEKLER ÇAKTI
Olivia Colman demişken... Ünlü oyuncunun kocası Ed Sinclair ile ilişkisi de ayrı bir konu. 20'li yaşlarında tanışan çift 2001 yılında evlendiler. Ama birliktelikleri 30 yılı çoktan geride bıraktı.
Colman ile Sinclair, Cambridge Üniversitesi'nde okurken tanıştılar. Colman bir röportajında Ed'i gördüğü ilk anda ne hissettiğini tek bir cümleyle özetlemişti: Şimşek çakması gibiydi. Belli ki aynı durum Ed Sinclair için de geçerliydi ki henüz 20'li yaşlarındaki iki genç birbirlerini sırılsıklam aşık oldular. Zaten bir daha da ayrılmadılar.
Bu arada çiftin Cambridge'in drama kulübü tarafından sergilenecek olan bir oyunun provaları sırasında tanıştığını hatırlatalım.
Alan Ayckbourn'un Table Manners adlı oyununda görevliydi ikisi de. Colman'ın anlattığına göre de olup biten "ilk bakışta aşktı."