Bir tuvalet kağıdı reklamı dönüyor bugünlerde tivilerimizde. Bana biraz sorunlu geldi, bilmem siz ne dersiniz...
Olay şudur:
Hülya Avşar hanımefendi, bütün şıklığı ve haşmetli ikizleriyle nefis bir kütüphanede yürüyor, eline bir kitap alıyor, okur gibi yapıyor, bırakıyor, sonra masa üzerinde sayfaları (kütüphane içinde ne işi olduğunu anlamadığımız) bir rüzgârla sayfaları hızla dönen bir kitabın kapağını hışımla kapıyor, kitap toz oluyor, o sırada hanfendi “ya tarih olursun ya da cesur olur tarihi sen yazarsın” diyor ve elini masanın üzerinde beliren bir tuvalet kâğıdı rulosuna koyuyor.
Yanlış duydum herhalde diye kucağımdaki bilgisayardan internete girip yeniden izledim.
Hayır, doğru duymuşum.
Elinde tuvalet kâğıdı tutan bir kadın “tarih yaz!” diyor.
Tuvalet kâğıdının ilişikli olduğu iki şey var bildiğim kadarıyla. Toto ve...
Hadi şimdi sabah sabah ötekinin adını anmayalım...
Bu durumda sormadan edemiyorum:
Neyimizle yazacağız tarihi?
Dötümüzle mi?
Mesele şu:
Bu ülke işkembeden tarih “yazmaya” alışık bir ülke. Hatta öyle ki okullarda okutulan tarihin neredeyse tümü işkembe çorbası. Olanlara olmadı, olmayanlara oldu diye diye milletin beynini yıkadılar durdular. Sonra söylenenlerin yalan olduğu unutuldu, Boris Vian kitaplarındaki gibi sürreal, absürd, kafası kesik tavuklar toplumu olduk. Evet 90 yıldır totomuzdan tarih yazdık. Fakat bir reklamın bunu bu kadar açık açık itiraf etmesi de yani...
Yakışık alan bir şey mi? Tam da Fransa sıçıp sıvamışken...
Bilmiyorum yani. İki gündür yazdıklarımdan dolayı bana dünyanın hakaretini, tehdidini yağdıranlar bu konuda bir girişimde bulunmayı düşünmez mi?
Cem Yılmaz’ın kayınbabasının magazin merakı
Orhan Pamuk’un (bir türlü olamamış) sevgilisi Karolin Fişekçi vakası bitmeden Cem Yılmaz’ın müstakbel kayınbabası Hasan Neşet Yağtu vakası başladı. İğne deliği kadar fırsat bulan “ya allah” deyip dalıyor bu işe.
Açıklamalara doyamamış Neşet Bey.
Fakat Neşet Yağtu çok feci bir başlangıç yaptı. 18 vitesli bebek arabası esprisi, hele ki bunu “gece boyunca Cem Yılmaz’ınkilerden daha iyiydi esprilerim” bağlamında örnek olarak vermesi (bkz: bırrrrrr), kendi yemeklerini övmesi, “bana baba deme abi de” falan...
Neden bilmiyorum benim etrafım dakka bir gol bir, gıcık kaptık adama..
Twitter ahalisi de aynı fikirde.
Umarım bu ilk ve son olur. Cem Yılmaz’ın kötü esprili kayınpederi vakasıyla karşı karşıya kalmak bu ülkenin son isteyeceği şey olur.