Sen bir garip Çingenesin neyine senin tasarım klozet

Haberin Devamı

Bu yazı olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar, şiddet ve korku içerir. 18 yaş altı ve 55 yaş üzeri okumasın. Hassas ruhlar, kırılgan tavşanlar da okumasın. Uyarmadı demeyin, sonra huysuz tosbağalık etmeyin. .

***


Çok mutluyum!

Dünyanın parasını verdiğim tasarım klozetim hem yerine uymuyor hem de taharet musluksuz çıktı!

Ne güzel değil mi?

Hadise şu: Bir delilik edip evime aldığım tek tasarım eşyası klozet olsun dedim. Hani bir nevi tasarıma –affedersiniz- mıçmak istedim. (Gerisi tamamen ondan bundan apartıp marangoza çakmasını yaptırma... bkz: Türk sözde uyanıklığı. O da ayrı bir skandal tabii de hadi ona girmeyelim.)

Neden böyle bir hıyarlık yaptığımı şu an bilmiyorum. Yanlış hatırlamıyorsam iki buçuk ay önce mimar hanım gece yarısı bana telefon edip her zamanki hafif azarlar ses tonuyla “çok acil klozet seçmen lazım” deyip bir takım internet adresleri ve ürün kodları vermişti. Ben de uykulu uykulu böyle bir saçmalık yapmıştım. (Hayatımda hiç yemediğim azarları da mimar hanımdan yedim bu altı ayda. Bkz: paranla maymun olmak)

Zonguldak dolaylarında Türklere yönelik üretim yapan bir Türk firmasının klozetinden söz ediyorum. Fransalardan ithal edilmiş bir şey almadım yani. Ama tasarım! Ne b*ka yarayacaksa..

Aradan iki buçuk ay geçti benim sanki yarın takacakmışız gibi çokaceleçokacele gece yarısı internetten bakarak karar verdiğim ve ama bugüne kadar canlısını görme imkânım olmayan tasarım klozetimin nihayet takılma sırası geldi.

Saat akşam sekiz İbrahim Usta beni arıyor. “Ben bundan hiçbir şey anlamadım gelip bir bakar mısınız?”

Tasarım ya, ah ah diyorum, kim bilir nasıl şahane bir şey, nasıl muhteşem bir sistem zortlatması, dizayn hoplatması falan ki zavallı İbrahim Usta bir halt anlamadı.

Tasarım klozet sahibi bir şahsiyet olarak kasıla kasıla gittim yeni evime.

Gördüğüm manzara şu: İbrahim Usta elinde plastik bir rezervuarı evirip çeviriyor, Adem Usta dizleri üstünde musluk boru girişlerini arıyor, kuzeydoğu yönünde yerde mezar taşı gibi bir şey yatıyor, güney batı yönünde de benim tasarım klozetim yan yatmış adeta can çekişiyor.

Düzeltin bakiim şunu dedim, düzelttiler.

Aha! Ulan bildiğin taş! 84 lira 90 kuruşluk Praktiker klozetlerinden mühim bir farkı olmayan bildiğin üstelik de çirkince bir klozet.

Buna mı verdim lan ben dünyanın parasını? Bu mu lan tasarım?

Ah alaaam delirecem delirecem... Fotoğraflarda pek afili duruyordu ama benim mercimek gibi banyomda olmuş bir kelebek! Tasarım değil kasarım!

Dahası benim evin tesisatına da uygun değilmiş.

Daha da dahası... Taharet boru sistemi yokmuş!

Sen bir garip Çingene’sin, neyine senin gümüş zurna be kadın neyine? Bu ne yahu, bu ne yahu?

İki ayrı şeyi bir seferde öğrenmiş oldum. Bir: klozetlerin alttan ve arkadan çıkışlıları olmak üzere iki tipi varmış. İki: Türkiye’de bir takım fabrikalar taharet musluksuz klozetler de üretebiliyormuş.

Tasarım klozetim var ama totomu yıkayamıyorum!

Mimarım var ama yaptığı evin alttan mı arkadan mı çıkışlı klozet istediğin bilmiyor.

Satıcım var ama bunlardan külliyen habersiz. Telefon edip söyleyince sessize bağlandı.. Karşılıklı sessizleştik durduk.

İnşaat yaptıranlar için özer tasarlanmış anti depresanı var mı? Yoksa ciddi söylüyorum hapiste bir gazeteci daha olacak. Klozet cinayetleri – 1. Kendi haberimi kendim yaparım artık.

***


Arkadaşım Nurgül nefis bir teklifte bulundu: “İbrik sistemine geri dön” dedi. “Koy şöyle cart renkli plastik bir ibrik, üzerine de tasarımcının ve firmanın adını yazarsın. Dizayınd baay C. at Zonguldak”

Çok merak ediyorum acaba elin tasarımcı gavuruna gittiklerinde, biz Türklerin böyle bir alışanlığından söz etmeye mi utandılar da taharet borusuz (ama tasarım!) bir klozetimiz üretiliverdi Zonguldak dolaylarında?

Şöyle bir diyalog geçmiş olabilir mi aralarında?

“Veri gud veri gud bat veee Törks... eee... duu samting moor in dı toilet ... ehe.. Eee.. Tey... eee... Nasıl diyecem ben bunu arkadaş ya.. Neyse boş verelim... Çok isteyen bakır bir boru uzatıverir eski usul.. Tank yuuu.. Lets go... Hadi baaay”

Ay lav yu Türkiye, ay lav yuu!

DİĞER YENİ YAZILAR