Engin Ardıç’ın evvelki gün yazdığı “soyunan sosyalistler” yazısına önce Habertürk’ten Balçiçek İlter’den sonra da kendilerine Üniversiteli Feminist Kolektif diyen (ve daha önce yine bir başka Engin Ardıç yazısı nedeniyle gazete binasına gelip yumurta attıklarını öğrendiğimiz) bir grup kadından çok ağır cevaplar gelmiş..
Engin Ardıç, Davos’a gidip, üstlerini çıkartarak yarı çıplak vaziyette “biz sizin yüzünüzden fakiriz” diyen ve anti kapitalist olduklarını iddia eden üç Ukraynalı kızla dalga geçmiş.
E. Ardıç’ın yazdıklarını özetlemek gerekirse:
- “Kızlar güzel, yaptıkları eylemden biz erkekler pek memnun olduk”
- “Ama bunlar boş işler, kapitalizm yerine ne getirecekler belli değil”
- “Bizim sosyalist feministler niye soyunmuyor acaba? Acaba vücutlarına mı güvenmiyorlar? Hâlbuki güvenlikçi tartaklamak yerine böyle yapsalar bizim geri zekâlı basında daha çok haber olurlar.”
Gelelim tepkilere
- Balçiçek İlter’in midesi bulanmış. E. Ardıç “kıçınızı başınızı açın” derken bunu hakikaten kast ettiğini düşünmüş ve “kadının sadece vücuduyla bir yerde olmasını istiyorlar, o işlerine geliyor çünkü” demiş. Ardından da “Kadınlar niye susuyorsunuz?” diye de seslenmiş hemcins meslektaşlarına. (Eyvah Eyvah 3)
- Yetmemiş “kadınların öldürüldüğü, tecavüzlere uğradığı bir ülkede kıçınızı açın demek ne büyük bir pespayelik, haksızlık, densizlik vs vs” diye devam etmiş. (İlgi?)
- Üniversiteli Feminist Kolektif işi daha da abartıp Engin Ardıç’ı tecavüzlerin, cinayetlerin sorumlusu görmüş ve onu “azmettirici” ilan etmiş. Kadın mücadelenin en büyük köstekçisi olduğunu düşündükleri Ardıç’ı açıktan tehdit de etmişler ve yakın bir zamanda ona saldıracaklarını ilan etmişler.
- Ve en fenası “sen bir dötten ibaretsin” demişler.
- Balçiçek Pamir “iş kadınları, kadın bakanlar neden bu gazeteyi protesto edip ilanlarını kesmiyor” demiş ayrıca. Ve bu noktadan itibaren tehlikeli sularda yüzmeye başlamış. Naifçe salladığı salvo, ilan vereni ki bu sadece iş dünyası olmaz, “iktidar” da ilan verendir- savcı, yargıç ve infaz memuru olarak görme zihniyetidir. “Benimle ilgili kötü haber yaparsan ilanı keserim” “ideolojini değiştirmezsen reklamı keserim” “bana yalakalık yapmazsan, ürünümü, holdingimi, partimi göklere çıkartmazsan bir emrimle kanını kuruturum” diyen gerek iş gerek iktidar odaklarını olumlamış, desteklemiştir. Tam da bugünlerde “başbakanın zoruyla verilen reklamlardan” “basın ilan kurumu kayırma ve ayırmalarından” söz ederken bu mudur istediğimiz gerçekten?
- Engin Ardıç, günahı bol bir adam. “Kadınlar öfkeliyse nedeni cinsel doyumsuzluktur” manasına gelen “öpseydin o saat yumurtayı elinden bırakırdı” vecizesinin müellifi. Bilmediğimiz nedenlerden feministlere gıcık oluyor. Ama daha çok sosyalistlere, antikapitalistlere, Atatürkçülere, resmi tarihçilere. Hepsi birleşince iyice gıcık oluyor.
- Ancak bu yazısında Engin Ardıç bana göre çok bariz bir şekilde başta çıplak kadın meraklısı Türk basınıyla, sonra antikapitalistlerle ve nihayetinde de soyunarak bir yere gelmeye çalışan kadınlarla dalga geçmiş.
- Bu yazısından yola çıkarak “cinayet ve tecavüzlerin azmettiricisi”, “cinsi sapık”, “kadın mücadelesinin en büyük muhalifi” demek için cidden insanın kendini çok zorlaması lazım.. Yok artık!
- Ukraynalı kızların soyunmak suretiyle yaptıkları eylem neresinden bakarsan bak sorunlu bir eylem. Muhafazakâr değilim ancak soyununca laf edenin çok olacağını bilirsin ve bunu göze alırsın.
- Feminizm adına yapılmış her şey dokunulmaz mıdır? Ukraynalı kızlar feminist oldukları için “kendilerini ifade ediş biçimi ayrı bir tartışma” niye olsun ki? Feminizm adına yapılıyorsa pekâlâ tartışma içindedir. Göbeğe “sizin yüzünüzden fakiriz” diye yazmak ve sonra memeleri fora etmek nasıl bir kadın mücadelesidir? Feminizm 200 yıldır tam da buna karşı çıkmıyor mu? Araba üzerinde yarı çıplak sürünen kadınlı reklam filmlerine kızıyoruz “kadını araba uğruna bütün değerlerini satan cinsi yaratık” olarak gösteriyor diye sonra zırva sloganları ilgi çeksin diye memelerini açan üç şaşkın kızı bağrımıza mı basıyoruz? Öyleyse feminizm adına osuruyorum lütfen beni de koruyun kollayın.
- Üç yarı çıplak kadın karşısında, cinsel arzusunu yitirmemiş, heteroseksüel bir erkeğin “hmm Ukrayna’da durum gerçekten kötü galiba. Cari açık, gayrisafi milli hasıla, dış borç hede hödö vah vah” demesini SAHİDEN bekliyor muydunuz? HAKİKATEN bu kadar iyimser misiniz? Babalarınızı, erkek kardeşlerinizi ve eşlerinizi tanımak isterdim doğrusu. Gıpta etmedim desem yalan olur.
- “Sabah’ın AKP’ci şişman kadın düşmanı kaba eti” nasıl bir dildir böyle? Biz bu dilin kadınlara karşı yapılanı ile mücadele etmiyor muyuz? Dahası buradan yola çıkıp AKP’ye çakmak nasıl bir fırsatçılıktır? Yazının yayınlandığı gazete iktidar yanlısı olmasaydı tamam mıydı her şey? İktidarda AKP değil de CHP olsaydı böyle yazılar çıkmayacaktı öyle mi sanıyorsunuz?
- Balçiçek İlter Sabah’taki kadın yazarlara, yöneticilere “ne yapıyorsunuz orada” diyor. E ama o zaman sana da demezler mi altında çalıştığın Fatih Altaylı zamanında İnsan Hakları Derneği Avukatı Eren Keskin için “ilk bulduğum yerde taciz etmezsem namerdim” demişti. Azmettirici değil bizzat fail adayı! Andını yerine getirdi mi bilmiyoruz..
- Türkiye’de feminizm, kadın mücadelesi böyle olduğu sürece daha çok dalga geçilir. Bravo!