Balkon konuşması hatırlatmaları

Haberin Devamı

Anneniz ölmüş, kalan bir bahçesi var ve size miras kalmış. Ne yaparsınız? Yaptım biliyorum, veraset ilamı alır sonra üzerinize geçirirsiniz.

Ben bu işleri yaparken kimse bana mesela şöyle tuhaf sorular sormadı: Anneannenin annesinin KIZLIK soyadı neydi?

Yaşı kırkın üzerinde olup da var mı aranızda anneannesinin annesinin evlenmeden önceki soyadını bilen?

Bilemezsiniz çünkü yaşınız kırkın üzerindeyse ve bir erken doğurma rekoruna sahip değilse sülaleniz, anneannenizin annesinin kızlık soyadı zaten olamaz. Soyadı kanunu çıktığında çoktan evli olması lazım teorik olarak.

Fakat diyelim ki anneannenizin annesinin bir kızlık soyadı var ve bunu biliyor veya bilmiyorsunuz. Verasetle ilgisi nedir?

Yoktur.

Maksat eziyet olsun.

Gökçeada’da Türk vatandaşı Rum olmak işte böyle tuhaf sorulara muhatap olmak demek.

X. Hanım, annesinden kalma ufacık bir bahçeyi üzerine geçirmek istiyor. Her yıl bunun için adaya geliyor fakat 3 yıldır bunu yapabilmiş değil. Devletimiz ona akla hayale gelmeyecek sorular sorarak ve bunların cevaplarını isteyerek işini boyna yokuşa sürüyor.

Sorsam “hayır efendim ne münasebet, doğal prosedür işliyor” diyecekler. Bildiğin Türk devlet yalanları.

İşi yokuşa sür Allah sür, zaten 15 günlüğüne geldi, işini halledemeden dönecek, bu arada oldu ya diyelim ölecek... Hah! Buyrun. On yıl sonra da o bahçe “Sahipsiz mal” ilan edilir, hooop atın “milli emlak” sepetine.

Bir Rum Türk vatandaşı, Gökçeada’dan mal da alamıyor biliyor muydunuz?

Adı diyelim Kosta olan bir Türk vatandaşı affedersiniz kıçını yırtsa bir tarlacık, bir evcik satın alamıyor.

Böyle bir kanun mu var?

Yok. Anayasamıza göre TÜM Türk vatandaşları eşit haklara sahiptir.

Peki ne yapılıyor?

Taktik yine aynı. Zırva zırva kağıtlar isteniyor, sonra “bilmem nereye uygunluğunu sormamız lazım” deniyor..

Ve o uygundur cevabı “bilmem nereden” asla gelmiyor.

Bakın “uygun değildir” cevabı da gelmiyor!

Hiç bir cevap gelmiyor.

Vatandaş cevapsız bırakılmak suretiyle engelleniyor.

Gökçeada’da işler yıllardır böyle.

Sinsi faşizm. Sinsi ayrımcılık.

Şimdi adını anmak istemediğim bir çok bilmiş tanıdığın “Bu ülkede en yasadışı kurum devlettir” sözünü anma da dur.

Başlığa gelecek olursak: Başbakanımız meşhur balkon konuşmasında herkesin başbakanı olacağını ilan etmişti ya. Oradaki mahcup “azınlıklar” vurgusunu hatırlatmak istedim. Onların da başbakanı olmaya ne zaman başlayacak acaba?

DİĞER YENİ YAZILAR