Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Cemil Çiçek, “24 saat siyasette çok uzun bir süredir“ dedi, 24 saat dolmadan BDP, 1 Ekim’de (yarın) Meclis’e geleceğini ve yemin edeceğini açıkladı.
Hemen aradım tabii tecrübeli siyasetçiyi...
“Biliyor muydunuz, duyumunuz mu vardı, yoksa tecrübeye dayalı bir tahmin miydi?” diye sordum.
“Hangisini kabul ederseniz...” dedi gülerek.
“Arkadaşlarınız ya anlamadı ya da pek önemsemedi o sözlerimi ama işte bir kez daha kanıtlandı siyasette 24 saatin ne kadar uzun bir süre olduğu” diye devam etti.
BDP de sürece dahil olacak
Meclis Başkanı Çiçek ile sohbetimizi aktarmaya soru - cevap formatında devam edeyim.
Sordum:
-Şimdi BDP de Meclis’e gelip yemin edeceğine göre, Anayasa değişiklik çalışmalarındaki yerini de alacak mı?
Anayasa yapım süreci bir yasama faaliyeti. Dolayısıyla yemin etme şartı var. Ama bırakın yemin etmeyi, BDP milletvekilleri kayıt bile yaptırmadı. Bu durumda süreçte yer almaları, Meclis’te grubu bulunan partilerin temsilcilerinin yer alacağı komisyona üye vermeleri söz konusu olamazdı. Ama şimdi durum değişti.
-Peki sizce AK Parti, şimdi BDP’yi de ziyaret eder mi?..
Elbette onu parti bilir ama önümüzdeki hafta bu ziyaret olmaz diye bir şey yok. İktidar partisi, BDP’yi bu süreçte dışlamadı. “Görüşmeyiz” demediler.
-“Siyasette 24 saat çok uzun süredir” sözünüzle ilgili sorumun aynısını sorayım. Bu görüşmenin haftaya gerçekleşeceği öngörünüz; bilgi mi, duyum mu, tahmin mi?
(Yine gülerek) Ben de aynı cevabı vereyim: Hangisini kabul ederseniz...
Sessiz sedasız çalışmak en iyisi
-Partiler arasındaki bu temas trafiği ve kurulacak komisyonun sizin başkanlığınızda çalışması konusundaki görüş birliği sürece nasıl yansır?
Siyasi partilerimizin bu görüşmeleri, hiçbir şey konuşulmasa bile önemli. Kamuoyuna bir ‘birliktelik’ mesajıdır, “Biz birlikte çalışacağız” mesajıdır. Biliyorsunuz bu konu, tasarı değil teklif olarak konuşuluyor. Benim başkanlığımda çalışma konusundaki uzlaşı da önemli elbette. Ben de bu kritik konuda, bu kritik süreçte gerekeni, üzerime düşeni yapacağım.
(Not: Meclis Başkanlığı’na aday olduğunda Cemil Çiçek hakkında yapılan bazı yorumları hatırlıyorum da... “Devletin adamı” diyenler de vardı, “Kürt düşmanı” ilan edenler de. Şimdi ise görünen o ki, böyle bir dönemde, Meclis Başkanlığı koltuğunda Çiçek gibi bir ‘duayen bir denge adamı‘nın bulunmasının ülke açısından şans olduğunda herkes hemfikir.)
-Çalışma boyunca izlenecek yönteme dair formülünüz hazır mı?
Elbette kafamda hazır ama bu süreçte bir kez daha anladık ki, basına ne kadar az bilgi verirsek, işler o kadar olumlu gidiyor.
Mektubu hemen yazacağım
-(Gülerek) Basına fazla bilgi vermemeye bu sohbetten sonra başlamanızı rica ederek devam edeyim ben... Komisyonu ne zaman kurar ve çalışmaya ne zaman başlarsınız?
Kurulacak komisyonun adı değil, görevi önemli. Adı ‘Uzlaşı komisyonu’ olur, ‘Yeni Anayasa Hazırlık Komisyonu’ olur, bu fark etmez. Ama kesin olan şu ki; görevi yeni Anayasa’nın hazırlığını yapmak. Ve bu Anayasa’yı bu Meclis yapacak.
-Şimdi ilk adımı siz atacaksınız. Komisyon için partilere çağrıda bulunacaksınız...
Evet. Cumartesi (yarın) Meclis açılacak. BDP de gelecek. Ben de hemen aynı gün, yani Cumartesi, en geç Pazartesi partilere birer yazı yazacağım. Bir davet mektubu. Kurulacak komisyona üye vermeleri konusunda. Bunu BDP grubunu kurmadan yazsam eksik yazmış olurum.
-Kaçar kişi verecek partiler komisyona? Sizin isim talebiniz olacak mı ve üye vermek için bir son tarih koyacak mısınız davet mektubuna?
Partiler isimleri kendileri belirleyecek. Ben her partiden iki kişi isteyeceğim. En fazla üç olur ama muhtemelen iki. Üyeleri bildirmek için makul bir süre olacak tabii. Cuma’ya (7 Ekim) kadar olabilir mesela. Yani bir hafta muhtemelen.
-Pekiyi son soru... Bu komisyon çalışmalarını ne zaman bitirir ve Türkiye yeni Anayasası ile yönetilmeye ne zaman başlar sizce?
(Yine gülerek) Murat Bey, durun bakalım... Dediğim gibi, basamakları teker teker çıkalım.
Cemil Çiçek mektubu yazıyor!
Haberin Devamı