Haberin Devamı
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış ile birlikte Karadağ‘dayız... Gezinin ikinci durağı Litvanya‘ya da gidip, Perşembe akşamı Ankara’ya dönmüş olacağız.
650 bin nüfusuyla Balkanlar’ın küçük ve sakin ülkesi Karadağ’ın başkenti Podgorica‘da, Bağış ile hem görev alanındaki konuları konuştuk hem de siyasetin gündemindeki başlıkları...
Kılıçdaroğlu ‘guguk devleti’ istiyor
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Lideri Kılıçdaroğlu hakkında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs iddiasıyla soruşturma başlattı. CHP’nin tepkisi ‘Hodri meydan’ şeklinde oldu.
Bakan Egemen Bağış, Kemal Kılıçdaroğlu’na iki örnek ile tepki gösterdi:
- (AK Parti hakkında açılan kapatma davasını kast ederek) Dört yıl önce Anayasa Mahkemesi’nde ben de yargılandım. Çok zor geçti o dönem ama “Hodri meydan” demedim. Zamanında, şiir okuduğu için yargılanıp mahkum olurken Tayyip Erdoğan da mı “Hodri meydan” demeliydi? “Gelmiyorum” mu demeliydi? Bakın, yargının her yaptığını ben de beğenmiyorum ama ‘hukuk devleti’ istiyorsak yargıya saygı göstereceğiz. Ama Kemal Bey ‘hukuk’ değil ‘guguk devleti’ istiyor galiba. ‘Guguk’ mu, ‘hukuk’ mu karar vermeli.
Bağış, Kılıçdaroğlu’nu yakın geçmişte açtığı dosyalar ile ilgili de eleştirdi:
- Yargıya ‘Hodri meydan’ diyen Kemal Bey daha önce de Mehmet Özhaseki, Melih Gökçek, Kadir Topbaş, Şaban Dişli, Dengir Fırat hakkında birçok iddia dile getirdi ama yargıya tek bir belge sunamadı bu konularda.
BDP kendi kendini feshediyor
AB Bakanı Bağış’a, BDP’den gelen “Partimizi kapatmaya hazırlanıyorlar” iddiasını hatırlattık. Bağış’ın yanıtı sert oldu:
- Biz parti kapatmalara başından beri karşıyız. BDP ya da bir başka parti... Kapatma gibi bir konunun gündeme dahi gelmemesi lazım. BDP zaten halk nezdinde kendi kendini feshediyor, kapatıyor. Esasen, Uludere’de yitirdiğimiz canlara kahkaha atmak için değil de isimlerini değiştirmek için toplansalar daha makbule geçerdi. Barış ve demokrasi kelimeleri bu partiye yakışmıyor.
Uludere’yi aydınlatmak
Başmüzakereci Bağış, “Uludere’de yitirdiğimiz canlara bizim içimiz yanıyor” dedi ve devam etti:
- Devlet olarak, hükümet olarak bu olayı aydınlığa kavuşturmak bizim boynumuzun borcudur. AB standartlarını yakalama kararlılığında olan bir ülkede hiçbir şey örtbas edilemez, gizli kalamaz. Gerçekler ortaya çıktığında her şey daha net görülecektir.
Danimarka’nın Roj Tv kararı
Danimarka yargısının Roj Tv’yi kapatmayıp para cezası vermesi hakkında, “Hem terör örgütünün propagandasını yaptığını kabul edeceksiniz hem de o kanalı kapatmayacaksınız. Bu tam anlamıyla sorumsuzluktur” diye konuşan Bağış farklı bir noktaya da dikkat çekti:
- Bu karar teröre ve terör örgütüne hizmet etmektir. Bu karardan en çok, bizzat Danimarka gençliği etkilenecektir. Artık daha fazla Danimarkalı genç, terör örgütünün Avrupa’da saçtığı uyuşturucu zehrine esir olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Bu kararla, terör örgütü ile kucak kucağa yaşamak zorunda bırakılan Danimarka halkı artık daha güvensiz bir ülkede yaşayacaktır.
GKRY’nin dönem başkanlığı
2012’nin AB sürecimiz açısından zorlu geçeceğini biliyoruz. Fransa’daki seçimler ve tabii Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin AB dönem başkanlığını devralacak olması, Türkiye - AB ilişkileri üzerinde ekstra bir stres yaratacak. Biz zaten bu tür stres testlerine hazırlıklıyız ve dayanıklıyız. Türkiye bu testi başarıyla geçecektir. Burada AB’nin nasıl tepki vereceği, bu stres testini geçip geçmeyeceği tartışma konusu ve soru işareti. Avrupa Birliği eğer hala hareket ve sorun çözme kabiliyetine sahipse 2012’deki zorlu sınavları tarihi bir fırsata çevirebilir ve böylece sadece Türkiye’nin önünü açmakla kalmaz, aynı zamanda Avrupa’nın bir barış ve özgürlükler coğrafyası olduğuna yönelik inancı da yeniden pekiştirir.
Sarkozy’ye ‘cahil’ suçlaması
Daha önce Twitter’da yazdığı “Sarko’ya kapak olsun” mesajıyla gündeme gelen Egemen Bağış, Fransa Cumhurbaşkanı’nı bu kez de şu sözlerle eleştirdi:
- Gazali, “Cahillerle tartışmaya girmeyin, ben hiç yenemedim” demiş. Biz cahil siyasetçilere, günü düşünen siyasetçilere laf anlatmakla vakit kaybedemeyiz. Biz Fransız halkının zihnini ve kalbini kazanmak için uğraşacağız.
Uyahya’nınki Stokholm Sendromu
Bakan Bağış, Fransa ile yaşanan gerginlikte Türkiye’yi eleştiren Cezayir Başbakanı Uyahya’nın tavrını ‘Stokholm Sendromu’ olarak niteledi.
- Cezayir Başbakanı’na baskı yapıldı ve zorla Stokholm Sendromu, yani en yaygın tanımıyla ‘tecavüzcüsüne aşık olma durumu’ yaşatıldı. Bu süreç Mayıs ayına kadar sürecek ve o tarihte (seçimlerde) Fransız halkı gereğini yapacak.