Ankara’daki ihmal ya da istihbarat zafiyet mi?

Haberin Devamı

Kızılay Kumrular Caddesi’nde patlayan bomba, Ankara Emniyeti’nin bir numaralı gündem maddesi.

Başkent’in güvenlik ve asayişinden sorumlu üst düzey isimler ile konuştum olayı. Dosyada yer alan bazı detayları biz habercilerle paylaşmadıkları gerçeğinin farkında olarak elbette...

Önce en can sıkıcı soru

Sorumluluk makamında oturan yetkilileri en çok rahatsız eden, o koltuklardakiler için en can sıkıcı soruyla başlayalım...

“Terörün Ankara’nın - tabiri caiz ise - ‘göbeği’ne kadar ulaşabilmiş olmasında, istihbarat ve güvenlik alanlarında bir ihmal, bir zafiyet mi var?”

Emniyet yetkilileri bu soruya “Hayır“ yanıtını veriyor.

Bu “Hayır” cevabı, kaçınılmaz olarak, “Pekiyi bir ihmal ya da zafiyet yoksa, bu saldırı nasıl gerçekleşti?” sorusunu beraberinde getiriyor.

Yılların emniyetçileri, “Dünyanın en gelişmiş istihbarat mekanizmasına sahip olduğu bilinen Amerika Birleşik Devletler bile 11 Eylül saldırılarını yaşadı. Yani siz istihbarat ve güvenlik alanında ne kadar iyi olursanız olun, ne yaparsanız yapın, arada böyle ‘kaçak’lar yaşanabiliyor. Terörü sıfırlayabilmek, teröriste yüzde yüz engel olabilmek maalesef dünyanın hiçbir ülkesi için mümkün değil” diyor.

MOBESE’ye neden takılmadı?

“MOBESE kameraları” diyorum... “Ankara’nın neredeyse her yeri 24 saat izlenirken, nasıl oluyor da bagajında bomba olan bu otomobil gözden kaçabiliyor?”

Soruya şu cevap geliyor: “Söz konusu aracın çalıntı ya da aranır kaydı yok. Araçla ilgili hiçbir kayıt yok. Ankara’da bir milyon 300 binin üzerinde araç var trafikte. Zaman zaman bu rakam bir buçuk milyona ulaşıyor. Bu bir buçuk milyon aracın her birinin her gün kontrol edilmesi gibi bir durum düşünülemeyeceğine ve eylemin yapıldığı araçla ilgili de herhangi bir kayıt bulunmadığına göre...”

Orası halka açık park alanı

Sorulara devam...

“Patlamanın yaşandığı bölge, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay gibi kritik noktaların çok yakınında. Böylesi bölgeler için ekstra güvenlik önlemleri alındığını herkes biliyor. O otomobil hiç mi dikkat çekmemiş?“

Emniyet’in cevabı: “Dünyanın her yerinde olduğu gibi Ankara’da da hassas bölgelere giriş-çıkışlar elbette daha sıkı kontrol ediliyor. Ancak olay günü, otomobilin park edildiği yer normal, halka açık bir otopark alanı. Dolayısıyla, özel bir kontrol noktasından geçilmesi gibi bir durum da söz konusu değil.“

İkinci bir bomba yoktu

Bir başka soru:

“Olayın hemen ardından, patlamanın yaşandığı yere yakın bir noktada ikinci bir bomba bulunduğu söylentisi yayıldı. Güvenpark ile Adalet Bakanlığı binasının arasındaki yolda bulunan bu patlayıcının, bomba imha uzmanları tarafından etkisiz hale getirildiği konuşuluyordu Kumrular Caddesi’nde. Bu doğru bir haber mi?”

O gün, patlamanın hemen sonrasında olay yerine intikal eden üst düzey emniyet yetkililerinin bu soruya cevabı da “Hayır“ oldu. Devamında ise bu söylentinin nereden çıktığını anlattılar: “Ekiplerimiz, patlamanın hemen sonrasında bölgeyi emniyete aldılar. Alanı kontrol altına aldık. Geçmiş örnekler ve tecrübelerimiz, teröristlerin bu tip eylemlerde ‘tuzaklama‘ yöntemini de uyguladığını gösteriyor. Yani ilk patlamanın hemen ardından bir başka bomba daha patlayabilir. Burada teröristin hedefi hem olay yerine intikal etmiş güvenlik güçlerine hem de çevrede toplanan meraklı vatandaşlara daha büyük zarar vermektir. İşte bu ihtimali göz önüne alarak, bölgede ikinci bir bomba olup olmadığını araştırmaya başladık. Bomba uzmanlarımız ve dedektör köpeklerle bu arama işlemini başlatırken, olay yerindeki ekiplere, ‘İkinci bir bomba daha olma ihtimaline karşı duyarlı olun’ anonsu yapıldı. O karışıklık ortamında bu anons, ‘İkinci bir bomba daha var’ şeklinde algılandı.“

Medyadan talep

Yüksek rütbeli emniyetçiler, Ankara’da yakın geçmişte elde edilen istihbarat ışığında düzenlenen operasyonlarda, eylem hazırlığında olan birçok teröristin patlayıcılar ve otomatik silahlarıyla birlikte yakalandığını hatırlatıp bizim, yani medyanın payına düşen mesajı vermeyi de ihmal etmediler:

“Patlayan bombanın sesi sadece yakın çevreden duyulur ama medyanın bu haberlere yaklaşımı, o patlama sesinin dünyanın öbür tarafından bile duyulmasını sağlıyor. Terörün, teröristin amacı kamuoyunda korku ve panik yaratmaktır. Siz habercilerin, mesleğinizi icra ederken, halkı bilgilendirirken, bu gerçeğin bilinciyle ve sorumluluk içinde çalışmanız hepimiz açısından önemli.”

DİĞER YENİ YAZILAR