Habercilikteki engel, yaşamdaki engel

Haberin Devamı

IPS İletişim Vakfı 2013’ü yepyeni bir kitapla karşıladı. Emek Çaylı ve Gülsüm Depeli’nin ortak ürünü olan ‘İfade Özgürlüğünün On Yılı 2001-2011’ tahmin edebileceğiniz gibi ifade tutsaklığıyla haşır neşir olduğumuz son on yılı anlatıyor.

Mürekkebi kurumadan bizlerle buluşan bu yeni kitap, ülkemizdeki eski, eski olduğu kadar ‘eskimeyecek’ bir yaraya, hakikate ulaşma konusundaki engellere ve düşünceye vurulan ‘ket’e dikkat çekiyor... Aklınıza bu anlamda neler gelebilirse, onlara: Raporlar, cinayetler, tehditler, RTÜK cezaları, AİHM başvuruları ve kararları...

Bunlardan süzülen ve demokrasi karnemizi ‘zayıflatan’ sonuçları bir kez daha gözler önüne seriyor kitap. Kısacası evrensel insan haklarının sürekli ertelendiği, dolayısıyla koca bir toplum olarak hayatlarımızın sekteye uğradığı o kesif yerin son on yıllık öyküsünü anlatıyor bize. Öyle bir sekte ki sadece günlük yaşamlarımızı değil yaratıcılığımızı ve düşlerimizi de bizden çekip alıyor. Hep aynı şeyleri, hep aynı ritimde, birbirine benzer kaygılarla soluyup duruyoruz.

Kitabın önsözünde Nadire Mater’in belirttiği önemli bir husus var. Çalışmanın AKP hükümetleri dönemine denk düştüğünü; bununsa aynı zamanda dünyada 11 Eylül’den sonra ABD ve Avrupa’da egemen olan ‘güvenlik merkezli bir siyasi iklim’ demek olduğunu belirtiyor Mater. Kısacası yaşadığımız bu son on yılın dünyanın hemen her yerinde özgürlüklerin, özellikle de ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı bir dönem olduğunu söylüyor. Gerçekten atlanılmaması gereken bir husus! Bu anlamda AKP hükümetinin ifade özgürlüklerine getirdiği ‘kısıtlamayı’ genelgeçer bir ablukanın uzantısı olarak da okumanın mümkün olduğunu (belki de kaçınılmaz olduğunu) düşünenlerdenim. Mater’in İngiltere’nin eski başbakanlarından David Lloyd George’un ‘Eğer halk gerçekten hakikati bilseydi, savaş yarın durdurulabilirdi. Ama tabii ki bilmiyorlar ve bilemezler’ cümlelerine yaptığı referansı da bu yüzden son derece kayda değer buluyorum. Hükümetlerin böylesi bir bilinmezliği en çok ‘medya’ya getirdikleri sansürle gerçekleştiriyor olmaları da bu anlamda şaşırtıcı değil. Acı olsa bile şaşırtıcı değil!

Halkın hakikati bilmesi demek çok şey demek! Bilmemesi ise her şey demek. Hükümetler bunun ‘dengesini’ çok iyi sağlamış durumda... Medyanın devreye girmesi de burada söz konusu oluyor zaten. İfade özgürlüğünü, ekranda bağırıp çağırarak, karşısındakilere hakaretler yağdırarak yansıtmaya çalışan meslektaşlarımızın aslında hakikate dair pek de bir şey söylemediklerini biliyoruz. Bunun ötesinde cezaevindeki gazetecilerin sayısındaki artış yaşadığımız zaman diliminin en has ‘hakikati’ olarak karşımızda öylece duruyor. Bu gidişle bir müddet daha böyle devam edecek.

Bu kitabı edinmenizi öneririm.

Bu yeni kitabın yanı sıra vakfın Çocuk Odaklı Habercilik ve Kadın Odaklı Habercilik kitapları da ikinci baskıyı yapmış. Özellikle medya alanında çalışanları, medyayı ve dilini anlamak isteyenleri ilgilendiren kitaplar bunlar.

Ben daha önce bu iki kitabı da okumamıştım. Sizler bu satırları okurken Kadın Odaklı Habercilik kitabına bakmaya başladım. 2007 yılından günümüze bu konuda nelerin değişmiş olabileceğini düşünerek sayfaları karıştırıp duruyorum. Tarihler farklı, başlıklar ve bu başlıklarda yer alan adlar değişmiş olsa da medyanın bu konudaki zihniyetinin 2013 yılında aynı yerlerde, aynı takıntılarla devam ediyor oluşu başka bir yazımın konusu olmaya aday.

Unutmayalım ki özgür bir basın etik kaygısı olmayan bir basın değildir. İfade özgürlüğü, herkesin yurttaşlık hakkına ve özgürlüklerine saygı duyulması anlamında bazı hususları yeniden hatırlamamız için de önemli bir kavram olsa gerek. Çocuklara, gençlere ve kadınlara yönelik haberlerin aktarılması esnasında kullanılan dil ve görsel malzeme, onları ‘kurbanlaştırmamalı’. Basınımız bunu hep yaptı, hâlâ aynı umursamazlıkla yapmaya devam ediyor.

***


Ödemiş Kaymakamlığında araştırmacı olarak görev yapan Özkan Solmaz ilçeye bağlı beldelerde kitaplık ve okuma odaları oluşturduklarını yazmış. Sizlerden kitap desteği istiyor. Okunmuş kitaplar da olabilirmiş. Gerektiğinde kargo bedelini de ödeyebilirmiş.

İletişim: Özkan Solmaz

Ödemiş Kaymakamlığı Afet Bürosu

Mithat Paşa Caddesi 1/1

Telefon:0 232 5453150

0 232 5454772

GSM: 0 536 6158005

DİĞER YENİ YAZILAR