İçinde bulunduğumuz ayın başında Yapı Kredi Yönetim Kurulu, Genel Müdür Naci Sığın'ı görevden alarak yerine vekaleten Doçent Reha Yolalan'ı atadı.
Satışa hazırlanan banka için bu iyi haber değil.
Bu değerlendirmenin kişilerle alakası yok.
Yolalan, bankacılığın daha çok akademik konularına yoğunlaşmış, banka yönetmekte tecrübesi olmayan bir kişi. Ama on beş yılı aşkın bir süredir Yapı Kredili ve konuştuğum herkes kendisinden sitayişle bahsetti.
Bir bankacı, "Yolalan şu an için en iyi kişi, yatıştırıcı ve yaklaştırıcı özellikleri vardır" şeklinde konuştu. Bir diğeri Yolalan'ı "dünyanın en dürüst insanlardan birisi, son derece düzgün, son derece kibar, mütevazı, zeki" bir insan olarak tarif etti.
Ancak, aynı şeyleri veya benzerlerini Sığın için de söylemek mümkündü.
Konuyu yakından izleyenlerin ortak kanaati Yapı Kredi'nin tepesindeki değişikliğin amacının bankayı ileri götürmek değil Yönetim Kurulu'nun iradesini banka üzerinde hakim kılmak olduğu.
Piyasadaki hakim kanaat -yabancı bankacılarınki de dahil- Sığın ve ekibinin işleri iyi götürdüğü, kriz döneminden bankayı minimum zararla çıkardığıdır. Nitekim yönetim Kurulu Sığın'ın işine son verirken bunun aksini savunmadı.
Sığın'ın görevden alınması borsadaki Yapı Kredi hisseleri üzerinde olumsuz bir etki yaptı. Bunda Çukurova'nın bankaya olan borcunu ödeyemeyeceğinin ortaya çıkmasının da etkisi var. Ama, kanımca, esas neden piyasanın bankanın BDDK'nın yönetimine yani banka idare etme tecrübesi olmayan insanların eline geçtiğini algılamasıdır. Daha açık söylemek gerekirse Yapı Kredi'nin bir anlamda devlet bankası haline gelmesidir.
Mehmet Çekinmez'in Yönetim Kurulu Başkanlığı'na atanmasının ardından Ağustos'ta Yapı Kredi üst düzey yöneticilerinin birçoğunun banka ile ilişkisi kesilmişti.
"Esasında Sığın'ın işine bankada ilk temizlik yapıldığında son verilecekti," diye anlattı bankayı yakından tanıyan bir kaynak. "Ancak Yönetim Kurulu piyasanın tepkisinden çekindiği için bu operasyonu bir süre geciktirdi."
Sığın'la birlikte bankanın en sağlam direklerinden biri olan hukuk işlerinden sorumlu İsmet Bardakçı'nın da görevine son verildi. "Bardakçı'yı da Sığın'ın arkasında durduğu için attılar," dedi kaynağım. "Oysa çok güvenilir, ciddi, çalışkan bir adam."
Şimdi bankanın üst yönetiminin tamamına yakın bölümünde yeni yönetim kurulu tarafından atanmış kişiler var.
Kısa süre içinde satışa çıkanlacak bir bankanın üst düzey yönetimini değiştirmenin hiçbir anlamı yoktur. Çünkü yeni yönetimin yapacağı hiçbir şey yoktur.
Yapı Kredi'nin sorunu yönetimi değil hakim hissedarıdır. Hakim hissedar bankadan büyük miktarda kredi aldı ve ne krediyi ne de faizlerini geri ödedi. Bankanın darda olmasının nedeni budur.
Yeni Genel Müdür'ün bu konuda yapabileceği hiçbir şey yok. Sığın ne kadar manevra yeteneğinden mahrum idi ise yerine geçen Yolalan da o kadar mahrum.
Korkarım ki olan sadece Yönetim Kurulu aracılığıyla BDDK'nın bankayı kontrolüne almasıdır. Bu iyi gelişme değil. Adı üstünde, BDDK'nın görevi düzenlemek ve denetlemektir. Yürütmek değildir. Bugüne kadar kontrolüne aldığı bankalardaki sicili parlak değil.
Umarım bankayı satmak üzere görevlendirilen JP Morgan işini bir an önce yapar ve Türkiye'nin en iyi markalarından ve en köklü bankalarından biri olan YKB fazla hırpalanmadan bu badireden çıkar.
Yapı Kredi devlet bankası mı oldu?
İçinde bulunduğumuz ayın başında Yapı Kredi Yönetim Kurulu, Genel Müdür Naci Sığın'ı görevden alarak yerine vekaleten Doçent Reha Yolalan'ı atadı
Haberin Devamı