1500 kuş türü tehlike altında! Kuduz salgını ve fare istilası yaşanabilir...

Dünyada ve ülkemizde kuş türlerinin popülasyonunda ciddi bir azalma yaşanıyor. 200’den fazla türün soyunun kritik seviyede tehlike altında. En son Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezi'nin (UKCEH) yaptığı bir araştırmaya göre, modern insanlık tarihi boyunca her dokuz kuş türünden birinin neslinin tükendiği açıklandı. Peki ülkemizde tehlike altında olan türler hangileri? Bu türlerin nesli tamamen tükenirse nasıl sorunlar ortaya çıkabilir? Nasıl önlemler almak gerekiyor?

Dünyada tanımlanmış yaklaşık 11 bin kuş türünden 1500’ü küresel ölçekte tehlike altında. Bu türlerden yaklaşık 200-230’u ise soyu ‘kritik seviyede’ tehlike altında olan türler.

Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezi'nin (UKCEH) yakın tarihli araştırmasına göre ise modern insanlık tarihi boyunca ‘her dokuz kuş türünden birinin’ neslinin tükendi.

Kuş türlerinin yok oluşlarına dayalı istatistiksel modellemenin kullanıldığı çalışmada, Yeni Zelanda vaka çalışması olarak seçildi. Bunun nedeni de Yeni Zelanda’nın dünyada insan öncesi kuş faunasının tamamen bilindiğine inanılan tek yer konumunda olması…

Elde edilen bulgular sonrası çalışmanın UKCEH'de görevli başyazarı Dr. Rob Cooke, “İnsanlar, habitat kaybı, aşırı avlanma, yuvaları basan ve yiyecek için onlarla rekabet eden sıçanlar ve domuzların kuş popülasyonlarını hızla tahrip etti” dedi.

‘YAŞANAN BİYOÇEŞİTLİLİK KRİZİNİN OLUMSUZ SONUÇLARINI ARTIRACAK’

İsveç’teki Gothenburg Üniversitesi’nde Biyoloji ve Çevre Bölümü’nde görevli Dr. Soren Faurby, bu durumun mevcut biyoçeşitlilik krizinin olumsuz sonuçlarını artıracağının altını çizerken, “Bu çalışma bize şunu gösteriyor: Gezegenimiz birçok büyüleyici kuşu kaybetmenin dışında tohum dağıtımı ve tozlaşma gibi çeşitli kilit ekolojik işlevleri de kaybetmiş olabilir. Bunun ekosistemler üzerinde zararlı etkileri olacaktır. Dolayısıyla ufukta insanlığı bekleyen ciddi sorunlar bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Ülkemiz de kuş türleri bakımından oldukça zengin bir coğrafyada yer alıyor. Türkiye, 300’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Bu, Orta Doğu ve Avrupa’daki kuş türü sayısı ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir sayı.

Peki ülkemizde tehlike altında olan türler hangileri? Bu türlerin neslinin tamamen tükenmesi ekosistemimizde hatta sofralarımıza gelen ürünlerde nasıl sorunlara neden olabilir?

'KUŞ TÜRLERİ DOĞADAKİ ZİNCİRİN EN ÖNEMLİ ÖĞELERİNDEN BİRİ'

Haberin Devamı

Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğum İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ormancılık Meslek Yüksek Okulu’nda görevli Ornitolog (kuş bilimci) Öğr. Gör. Ergün Bacak, “Ekolojik dengede, kuş türlerinin pek çoğu ‘besin piramidi’ olarak adlandırdığımız zincirin en önemli öğelerinden biri. Piramitte alttan yukarıya doğru gittikçe popülasyon miktarı azalır” dedi ve ekledi:

Haberin Devamı

“Örneğin en altta bitkiler yer alıyor. Bu alanda milyonlarca bitkiden bahsedebiliriz. Piramidin en üstünde ise yırtıcı türler bulunuyor. Örneğin katil balina, kaplanlar ve akbaba türleri gibi… Bu türleri korumaya çalışıyorsak mecburen alt basamaktakileri de korumak zorundayız. Bu da aslında ekosistemin korunmasını sağlayan en önemli öğe…”

‘1950’LERDE KELAYNAKLARIN YOK OLMASI ÇEKİRGE İSTİLALARINA NEDEN OLMUŞTU’

Bu noktadan hareketle kuşların doğada çok önemli rolleri olduğuna değinen Bacak, “Bir kuşu, alanından alırsanız orası zamanla sağlıksız hale gelir. Örneğin 1950’lerde Türkiye'de binlerce kelaynak vardı. Kelaynakların beslendiği en önemli besinlerden biri de çekirgelerdir. O yıllarda yapılan bir ilaçlamayla çekirgeler yok edildi ve zamanla kelaynakların çoğu öldü” dedi.

Bacak, bu durumun getirdiği zararlara dair de şunları söyledi:

“Kelaynaklar yok olunca çekirge popülasyonu tekrardan artmaya başladı. Hatta diğer zararlı popülasyonlar da bir anda çoğaldı. Bu da o dönem tarımda ciddi zararlara neden oldu. Keşke Türkiye'de veriler tutulsa da kuşların tarıma ne kadar katkısı olduğunu daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilsek. Ancak yaşanan bu kelaynak olayı bile bize bir fikir veriyor. O yıllarda 10 bin kelaynağın milyarlarca çekirge yediğini düşünürsek, bu türün tarıma destek ya da tarımda zararlı böceklerle mücadele konusunda çok büyük katkıları olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.”

ÜLKEMİZDE HANGİ TÜRLER TEHLİKE ALTINDA?

Haberin Devamı

Yelkovan, turna, toy, küçük akbaba, ak kuyruklu kartal, bozkır kartalı, kelaynak ve dikkuyruk türlerinin tehlike altında olduğuna değinen Ergün Bacak, “Bütün yırtıcı türlerin tehlike altında olduğunu söyleyebilirim. Yırtıcıların dışında diğer türler de adeta can çekişiyor. Örneğin ‘yaz ördeği’ diye bir türümüz vardı. En son 2010 yılında görüldü ve artık hiç göremiyoruz çünkü bu tür bitti. Maalesef ciddi şekilde habitatı kaybediyoruz. Doğal yaşam alanlarında insan nüfusu arttıkça türlerimiz yok oluyor. Ayrıca şehirleşme, kirlilik ve elektrik hatlarının da bunda etkisi çok büyük” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

‘AKBABALARIN AZALMASI KUDUZ SALGININA NEDEN OLUYOR’

Türkiye’de şu an yüzde 90 oranında akbaba türünde azalma olduğuna dikkat çeken Ergün Bacak, “Sadece ülkemizde değil dünyada da akbaba türleri yok olma aşamasına geldi. En çok azalma ise Hindistan’da yaşandı. Bunun en büyük sebebi de evcil hayvanlarda veya kırsalda yetiştirilen hayvanlarda kullanılan bir ilaç” dedi. Bacak şöyle devam etti:

-- Bu ilaç daha çok ağrı kesici ve ateş düşürücü olarak kullanılıyor. Hayvan iyileşemeyip öldüğü zaman insanlar cansız bedenini etrafa atıyor. Akbabalar da gelip bundan besleniyor ve ölüyor. Aynı şey ülkemizde de yaşanıyor. Türkiye'de de pek çok akbaba türünü hem bu ilaç nedeniyle hem de koyunları öldüren kurtları zehirlemek için kullanılan ilaçlardan ötürü kaybettik.

-- Daha da ilginci, son yıllarda yapılan bazı araştırmalarda akbabaların leşleri yiyemediği ve o leşlerle köpeklerin beslendiği görülüyor. Bu da Hindistan'da kuduzun yaygınlaşmasına neden oldu. Kuduz yaygınlaştıkça hem sağlık giderleri hem de insan ölümleri artıyor. 20 yıldaki bu değişim Hindistan’a 10 milyar dolar olarak döndü. Aynı şekilde Türkiye’de de yaşanabilir. Zaten dikkat ederseniz ülkemizde de kuduz vakalarında artış görülüyor.

‘FARE İSTİLALARI GÖRÜLEBİLİR’

Baykuş türlerinin azalmasının fare istilalarına neden olabileceğini söyleyen Ergün Bacak, “Ülkemizde alaca baykuş, paçalı baykuş, peçeli baykuş, kır baykuşu ve kulaklı orman baykuşu gibi pek çok tür bulunuyor. Büyük baykuşlar genellikle farelerle besleniyor. Baykuş türlerinin azalması doğal olarak fare popülasyonunun artmasına ve tarım ürünlerinin çok büyük zarar görmesine neden olabilir" dedi ve ekledi:

"Ancak bu farelerden kurtulmak için ilaç ya da zehir kullanılmasını kesinlikle önermiyorum. Orada sağlıklı nüfusu sağlayabilecek çalışmaların yapılması gerekiyor. Örneğin o bölgede şahin türünün yetiştirilmesi bir çözüm olabilir."

SERÇELER DE ÇOK ÖNEMLİ

Serçelerin de çok önemli olduğuna vurgu yapan Bacak, Çin örneğini verdi:

-- Çin'de yönetim, zamanında serçelerin tarım ürünlerine çok fazla zarar verdiğini düşündü ve buna çözüm olarak serçeleri öldürme karar aldı. Doğal olarak ertesi yıllarda tarımsal faaliyetlerde ciddi zararlar ortaya çıktı. Serçeler yok olunca belki buğday ya da pirinç yetiştirebilirsiniz ama böcek baskınlarını nasıl önleyeceksiniz? 

-- Çinli yetkililer de bunu anladı ama iş işten geçmiş oldu. Yönetim çareyi dışarıdan ağaç serçesi türü getirmekte buldu. Şu an ülkede ağaç serçesi türü oldukça yaygın. Ülkemizde de son 10 yılda serçelerin azaldığını biliyoruz. Betonlaşmanın ne yazık ki bunda etkisi çok fazla… Serçeleri soframıza gelen ürünler için korumamız gerekiyor.

AVCILIK DIŞINDA TOPLAYICILIK GİDEREK ARTIYOR!


Genel olarak alınması gereken önlemlere de değinen Ergün Bacak, “Avcılık, türlerimizin yok olmasında en önemli faktörlerden biri… Bir diğeri de toplayıcılık! Örneğin yırtıcı hayvanların yavrularını toplayıp satıyorlar, bu konuda ciddi bir ticaret oluşmuş durumda… Bir diğer önemli konu da habitat kaybı. Hayvanların doğal yaşam alanlarına saygı gösterilmesi ve bu konuda farkındalık oluşturulması gerekiyor” ifadelerini kullandı

 

DİĞER YENİ YAZILAR