AK Parti ile hükümet kurmak konusunda hem MHP’nin hem de CHP’nin verecekleri kararın aynı zamanda “koalisyon mu, yoksa erken seçim mi?” sorusunun da cevabı olacağını söylemiştim geçen gün. Tam olarak ne demek istediğimi anlatmak için önümüzdeki yasal sürecin nasıl işleyeceğini hatırlatmak istiyorum…
Öncelikle Meclis’in fiilen çalışmaya başlaması için Başkanlık Divanı’nın oluşumu gerekiyor. Adaylık başvurularının gerçekleşmesinin ardından beş günlük sürede seçimler gerçekleştirilecek. Meclis Başkanlığı seçimi gizli oyla yapılıyor ve en fazla dört turda tamamlanıyor. Adaylardan birinin Meclis Başkanı seçilebilmesi için ilk iki tur oylamadan birinde 367 oy almaya ihtiyacı var. Bu iki oylamada gerekli sayıda oy alan çıkmazsa üçüncü oylamada 276 oy almak gerekecek. Üçüncü oylamada salt çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamada en çok oyu alan iki aday için dördüncü oylama yapılacak. Dördüncü oylamada en fazla oy alan üye başkan seçilecek.
Bu yasal prosedürü şunun için hatırlattım: AK Parti dışındaki üç partinin bir araya gelip hükümet kurmaları nasıl imkânsızsa Meclis Başkanı seçiminde bir araya gelmeleri de aynı derecede imkânsız. Yani CHP, MHP ve HDP’nin aynı adayın etrafında ittifak etmelerini beklemek mantıklı değil. Demek ki bu şartlar altında Meclis Başkanlığına ya AK Parti’nin adayı seçilecek ya da AK Parti’nin destekleyeceği bir başka aday. AK Parti’nin bir başka partinin adayına destek vermesinin ise tek bir anlamı olur; o da hükümet ortaklığı konusunda gerçekleştirilen karşılıklı bir anlaşmanın gereğini yerine getirmektir.
Zaten Meclis Başkanlığı için çıkarılan adaylar partilerin koalisyon konusundaki eğilimlerini az çok belli etti. Başkan seçiminin tamamlandığı gün ise Ankara’da nasıl bir hükümetin oluşacağını veya oluşmayacağını oldukça net biçimde görebileceğiz. Mesela AK Parti’nin adayı son turda kazanırsa bu partinin ne CHP’yle ne de MHP’yle koalisyon kurmayacağı belli olur. İlk iki turda partilerin kendi adaylarına oy vermesini beklemek gerekir. Ancak üçüncü turda iki partinin oylarının birleşmesi mümkün olabilir. Hangi iki parti arasında Meclis Başkanlığı konusunda uzlaşma sağlanırsa hükümeti kuracak olan iki partinin hangileri olacağı da ortaya çıkacak. Ne var ki üçüncü turda da seçim gerçekleşmez yani bir uzlaşma sağlanamaz- ise bir koalisyonun gerçekleşme ihtimalinin de olmadığını anlayacağız.
Meclis Başkanı’nın seçilmesinden sonra cumhurbaşkanı bir milletvekilini hükümeti kurmakla görevlendirecek. Görevlendirilecek bu milletvekilinin AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu olacağı muhakkak. Çünkü hükümet kurmaya en yakın sayıda milletvekiline bu parti sahip.
Davutoğlu görevi aldıktan sonra diğer partilerle görüşerek yeni bir hükümet oluşturmaya çalışacak. Partiler arasında bir anlaşma sağlanamadığı takdirde görevi cumhurbaşkanına iade edecek. Bu durumda Cumhurbaşkanı yeni bir görevlendirme yapabilir. Ancak Meclis Başkanlık Divanı’nın oluşumunun ardından geçen 45 gün içinde bir hükümet oluşturulamazsa anayasaya göre cumhurbaşkanının seçimlerin yenilenmesine karar verme yetkisi bulunuyor.
Erken seçim kararı alınması halinde mevcut Bakanlar Kurulu görevden ayrılacak ve Cumhurbaşkanı “Geçici Bakanlar Kurulu”nu kurmak üzere bir Başbakan atayacak. En az üç ay sonra gerçekleşebilecek olan seçime kadar ülkeyi bu geçici hükümet yönetecek.
Buraya kadar anlattığım senaryo bir yanıyla anayasanın gerektirdiği, diğer yanıyla ise mevcut siyasi şartların izin verdiği sınırlar içinde olabileceklerin özeti… Bütün partiler bu muhtemel senaryo çerçevesinde adımlarını atacaklar, kararların veya tercihlerini belirleyecekler. “Koalisyon mu, erken seçim mi” sorusunun cevabını da buna göre verecekler.