Tarih 20 Eylül 1992. Yer Demir Otel. Lice’li Behçet Cantürk’ün oteli. Musa Anter, aileler arasındaki sorunu çözmek için Diyarbakır’a gelmiştir. Demir Otel’de kalmaktadır. Bölgede ‘ali kıran baş kesen’ itirafçı olarak hak ihlalleri işleyen Abdülkadir Aygan, Demir Otele gelip Musa Anter’i bir oldu bittiyle dışarı çıkardı. Musa Anteri bir otomobile bindirmesiyle karanlık sokaklarda hızla uzaklaştı.
Diyarbakır’dan yükselen siren sesleri yine olağanüstü bir olayın cereyan ettiğini gösteriyordu. Haber bir süre sonra duyuldu. Musa Anter katledilmişti. Şehre karanlık çökerken, sadece şehre değil ülkenin üzerine çöküyordu. İşte AK Parti Ar-Ge Başkanlığı’nın yaptığı ‘Yeni Türkiye’nin Açılan Kilidi: Çözüm Süreci Çalıştayı’ eski adı Demir, şimdiki adı Liluz Otel’de yapıldı. Aslında bu sembolizm dahi ülkenin nereden nereye geldiğini göstermesi bakımından oldukça önemli.
Diyarbakır’da bir ilk...
Dolmabahçe toplantılarından sonra ilk defa Diyarbakır’da böyle bir çalıştayın yapılması başlı başına bir sinerji yarattı. Lice’de yol kesmeler başta olmak üzere, bölgede yükselen gerilim ve anaların çocuklarını istediği, Öcalan’ın süreçten umutlu olduğunu söylediği bir süreçte bu çalıştayın yapılması onu başlı başına tarihi kılıyor. Bir anlamda AK Parti’nin sürece dair özgüvenli bir yüzleşmesine işaret ediyor.
Çalıştayın katılımcı profili, aktörlerin temsil kabiliyeti, Diyarbakır’da ilk defa yapılması ve en önemlisi sürecin tıkandığı iddialarının olduğu bir konjonktürde yapılması çalıştayı gündemin üst sıralarına taşıdı.
‘Sürece yasal güvence’
Beşir Atalay, Efkan Ala, Mehdi Eker, Ekrem Erdem ve Zeynep Uslu öncülüğünde ve çok sayıda milletvekilinin katıldığı toplantıda sürece ivme kazandıracak öneriler getirildi. Özellikle Beşir Atalay siyasi kariyerinin en önemli konuşmasını yaptı. Efkan Ala ise sorun üreten değil, sorun çözen bir düzen arayışı içinde olduklarını belirtti.
Atalay, sürecin yasal güvence altına alınabileceği, pozitif katkı beklediklerini söylerken siyasi kararlılık vurgusu yaptı. Beşir Atalay’ın, siyasi irade ve kararlılık vurgusu Başbakan dışında bir AK Partiliden duyduğumuz en net ifade oldu. Mutedil üslubuyla ve ketum tavrıyla bilinen Atalay, ilk defa atılacak adımları sıraladı. Tabiri caizse başbakan yardımcısı gibi değil Halit Yalçın’ın ifadesiyle ‘müstakbel başbakan’ gibi konuştu.
Atalay’ın, ‘devletten çok devletçi, örgütten çok örgütçü’ sözü tarihi bir aforizma oldu.
‘Öcalan kimin elçisi?’
Hakkari’den gelen ‘entelektüel marangoz’ Halit Yalçın yürekleri titreten güzel bir konuşma yaptı. Yalçın’ı tanırım, vicdanlı ve serinkanlı biridir. Yalçın, sürecin bölgede coşkuyla karşılandığını ancak reformlar kurumsallaşmadığı için halkta karamsarlığa yol açtığını belirtti. Zira halkta ‘Acaba Öcalan, Kürt halkının temsilcisi olarak mı bu süreci yürütüyor yoksa devletin bir barış elçisi olarak mı bizi ikna etmeye çalışıyor’ sorusunu sorarak sürecin hızlanamaması durumunda sokakta şüphelerin artacağını söyledi.
DTK Sekreteri Seydi Fırat ise ‘Kürt siyasetinin çözüm sürecinde hiçbir dönemde olmadığı kadar disiplinli ve kararlı durduğunu’ söylerken ‘sürecin üzerine titrediklerini’ ifade etti.
Çalıştayda neler önerildi?
Katılımcıların dile getirdikleri önerileri şöyle özetleyebiliriz...
1- Sürece dair güven artırıcı adımlar atılmalıdır
2- Karakol ve kalekol inşaatları durdurulmalıdır
3- Çocuklarını isteyen analara evlatları verilmelidir
4- Öcalan’la görüşmek üzere gazeteci ve akil insanlar adaya gitmelidir
5- Bölgede yeni çalıştaylar yapılmalıdır.
6- Kürtçe eğitimin önündeki engeller kaldırılmalıdır
7- Bölgeye gelen uçaklarda Kürtçe anons yapılmalıdır
8- Hakikatleri araştırma komisyonu kurulmalıdır
9- Hasta mahkum ve tutuklular serbest bırakılmalıdır
10- Yerli temsilcilerden oluşan üçüncü bir taraf kurulmalıdır.
11- Çözüm yeri meclis olmalı ve CHP sürece dahil edilmelidir.