AK Parti’den kaç vekil istifa edecek?

Haberin Devamı

Cuma günü bir milletvekilinin daha istifasından sonra gözler AK Partiye çevrildi. Listeler yapılıp, isimler yazılıyor, tarih veriliyor. 28 Şubat sürecinde, Ecevit Hükümetinde olduğu gibi bir borsa kurulmuş havası verilmeye çalışılıyor. Durum böyle mi? Kaç kişi daha istifa edecek? Sorularına isterseniz biraz geriye dönerek cevap verelim. Hükümetin kurmay kadrosundan bir ismin iddiasına göre 12 Haziran seçimleri öncesinde Gülen’den liste geldi. İçinde bazı meşhur isimlerin de olduğu özel zarftaki listenin 40-50 kişiden oluştuğu belirtiliyor. Müracaatlara bakıldığında bu isimlerin bazılarının görüleceği ifade ediliyor.

- Gülen’den gelen listeyi Erdoğan ne yaptı?

Başbakan Erdoğan listeyi aldı ve çekmecesine koydu. Gelen zarfın yerine cemaatten güvendiği isimlere sorup üç dört ismi vekil listesine aldı. Erdoğan, o gün listenin tümünü alsaydı ilk krizde parti çatlayacaktı. O isimler istifa edecek ve parti bölünecekti. Ecevit’in başına gelenler, Erdoğan’ın da başına gelecekti.

Peki şimdi kaç kişi istifa edecek? Parti kaynaklarından alınan bilgilere göre ‘Hizmet hareketi mensubiyeti’ nedeniyle en fazla 3-4 ismin daha ayrılabileceği söyleniyor. Ancak bu isimlere partide umudunu kaybetmiş, önümüzdeki seçimlerde alt sıralarda olacağını düşünen, beklentisi kalmayan 4-5 ismin daha eklenebileceği iddia ediliyor.

Erdoğan’ın, Gülen’den gelen listeyi sümen altı etmesi kopmaların düşük kalmasına neden oldu. Gelinen noktada büyük bir ayrılıktan çok en fazla yedi sekiz kişinin istifa edebileceği belirtiliyor.

- Hükümet güvenlikçi paradigmayı terk mi ediyor?

Son günlerde yaşanan tartışmalar hükümetin özeleştiri yapmasına yol açtı. Kumpas iddialarıyla başlayan, yeniden yargılama ile devam eden süreç, yeni bir demokratikleşme paketine evrildi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılacağını bizzat Başbakan söyledi. Sırada yeniden yargılama var.

Hükümet tarihi sapmadan nihayet döndü. AK Parti 1991-2002 arasında yaşanan siyasal/yönetsel krizden sonra iktidara geldi. Hükümetin, devletin eski aparatlarına sahip çıkması büyük bir hataydı. Uğur Mumcu’nun, Eşref Bitlis’in, Bahtiyar Aydın’ın, Mehmet Sincar’ın öldürülmesinde, Susurluk’ta, Güçlükonak’ta dahli olmayanların devletçi reflekse savrulmaları zaten doğru değildi.

Halk, Erdoğan’ı yanlışları düzeltsin ve evrensel ölçekte bir demokrasi kursun diye iktidara getirdi. Anayasa referandumundan sonra partinin içe kapanması ve ‘özgüven zehirlenmesi’ yaşaması bugünkü sorunlara yol açtı.

Son tahlilde ‘bir musibet, bin nasihatten hayırlıdır’ prensibince hükümet hatasını fark etti. Umarız bu taktiksel bir zaman kazanma değil, yeni bir politik bir yöneliş olur. Hükümetinde, ülkenin de kurtuluşu daha fazla demokrasi ve hukukun üstünlüğünde.

- Yerel seçimlerin referanduma dönüşmesi kime yarar?

17 Aralık operasyonu sonrasında yaşananlar yerel seçimleri bir referanduma dönüştürdü. Seferberlik duygusunun yaşandığı bu ortamda şehirlerin problemlerinden daha çok genel siyaset konuşuluyor. Bu atmosferin iktidarın mı, muhalefetin mi işine yarayacağını 30 Mart’ta göreceğiz. Ancak duyguların ayağa kalktığı ve olağanüstü bir psikolojinin yaşandığı bu havanın muhalefetin aleyhine olduğunu düşünüyorum. Yakın geçmişte yaşanan seçimlere bakıldığında da bu tez daha açık görülecektir.

- Güney Yıldız o sorulara ne cevap verdi?

BBC’de tarihi bir söyleşiye imza atan Güney Yıldız’la ilgili çeşitli iddialar ileri sürüldü. Ben de bu iddiaları ve başka soruları Güney Yıldız’a sordum, işte onun cevapları...

- Gülen cemaati üyesi misiniz?

Ben gazeteciyim ve BBC’de çalışıyorum. Herkese ve her kesime eşit mesafade durmak zorundayım. Geçmişte farklı kesimlerle ilgili haberler ve söyleşiler yaptım. Türkiye’deki siyasi kutuplaşmanın dışında kalmak için çaba sarfediyorum. Bugün bunları söyleyenler, yarın başka biri ile söyleşi yaptığımda eminim başka yakıştırmalar yapacaklardır.

- ‘MİT olayını, TIR meselesini, ses kayıtlarını’ neden sormadığınız merak ediliyor?

Öncelikle şunu ifade edeyim. Bu 16 yıl sonra televizyon için yapılan ilk röportaj olmasının yanı sıra Gülen ile yüzyüze yapılan nadir röportajlardan da biriydi. Dolayısıyla, son birkaç haftanın gündeminin dışına çıkmaya ve daha genel meselelerle ilgili sorulara da cevap almaya çalıştık. Röportajın tam hakkını vermek için saatlere ihtiyaç vardı. Bize doktorlar tarafından 20 dakikadan az bir süre tanınmıştı. Biz o süreyi aşabildik. Her soruyu, muhtemelen bu son sorum düşüncesiyle sorduğum için tercih yapmak zorundaydım. Ya herhangi bir konu üzerine yoğunlaşıp röportajı sınırlayacaktık ya da birçok konudaki iddiaları sorup yanıt almaya çalışacaktık. Zaman sorunu ve söyleşinin odak kaybı yaşamaması için bazı soruları elemek durumunda kaldık.

- Gülen’in sağlığı nasıldı?

Doktorlarının bize söylediği ciddi sağlık sorunları yaşadığı yönündeydi. Bedensel olarak bazı sorunları fark etsem de olaylara hakim ve zihinsel olarak sağlam gördüm.

- Gülen-Erdoğan mücadelesinde sizce bundan sonra ne olacak? İzleniminiz ne oldu?

BBC kurallarınca yayınlarımız dışında siyasi bir değerlendirmede bulunamam. Aslında bunun ipuçları söyleşide var. Gözlemlediğim kadarıyla yolsuzluklar meselesinde kendinden emindi. Bazı konularda net konuştu. Etrafındaki insanlar dahi buna şaşırdılar. Konuşmalar çok katmanlıydı ve sürekli semboller ve metaforlar kullandı. Kimi zaman sert mesajlar verdi, kimi zaman uzlaşmaya açık bir dil kullandı.

DİĞER YENİ YAZILAR