Olgu-algı çaprazının kendini bu kadar açık gösterdiği halde dikkate alınmadığı başka bir yer var mıdır?
Çözüm Süreci’nden söz ettiğimi tahmin etmişsinizdir..
Güneydoğu sınırımızın karşısındaki toprakların ve üstünde yaşayan halkın Kürdistan olacağını söylemekten çekinmiyor artık yorumcular ve stratejistler.
Bu öngörü hayalcidir ama hedef barışsa her şeyin açık açık konuşulduğu zeminleri hazırlamak daha verimli daha akıllı seçimler olmaz mı?
Geçen gün Kürt siyasetçi Hatip Dicle, bağımsız Kürdistan üstüne yapılan zihin jimnastiğini pek de yabana atmamak gerektiğini düşündüren şeyler söyledi.
Türkiye’deki Kürtlerin, kişi başına milli geliri 10 bin dolar olan Türkiye dururken bin dolarlık bir ülkede yaşamayı tercih etmeyeceklerini anlatıyordu.
Özellikle Türkiye vatandaşı olan Kürtler için sormak lâzım;
Bu vatandaşlarımızın Türkiye’den kopma tercihini kullanacakları nereden bellidir?
Seçim sonuçları bölge halkının ayrılık istediğine kanıt gösterilemez.
Bu ihtimalin hatıra getirdiği tedbirler, bölünmek istemeyen vatandaşların korunmalarını devlete görev olarak yükleyecektir.
Bu işlerle uyğraşanların hepsi şunu biliyor:
Terör örgütü Güneydoğu’da yaşayan Kürt kökenli vatandaşları tehditle Kürtçü partilere oy vermeye zorluyor.
Beklenen sonucu vermeyen sandıkların seçmenleri ağır hakarete ve hatta kurşuna hedef oluyor.
Kürtçü partiler korku yaratmaya elverişli olmayan güvenli bölgelerde aynı başarıyı gösteremiyor.
Sebebi budur..
Niçin öteki bölgelerde aynı şeyler olmuyor?
Çünkü kentlerdeki Kürt kökenli vatandaşlar tercihlerini daha özgürce yapıyorlar.
Oylarını gizli veriyorlar. Seçme özgürlükleri buralarda baskı görmüyor.
Çözüm Süreci hiçbir kaygıya feda edilmemelidir!
Ayıplı seçim
Yüzde 10 seçim barajı Türkiye’yi demokrasinin zavallısı konumuna düşürüyor.
Dünyada benzeri yok;
AİHM Büyük Dairesi aşırı yüksek barajın partileri seçimlerin saydamlığı ile bağdaşmayan yöntemlere başvurmak zorunda bıraktığına karar verdi.
Mesela DSP, CHP’nin listesinde seçime girdi, seçimden sonra ayrıldı.
DTP’liler bağımsız olarak seçildiler seçildikten sonra DTP’ye girdiler.
Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi, barajın yüzde 3’ü aşmamasını tavsiye ediyor.
CHP’li dört milletvekili bu tavsiyeyi hayata geçirecek kanun teklifini verdi..
İktidar ne yapar şimdi?
Dersim hikâyeleri anlatır, zora düşerse toplu açılışlardan birini sahneye koyar. Çare tükenmez!