Hemen her yazımda önce “çocuk istismarı” konusunun önemine ve çözümünün acilen bulunmasına dikkat çekiyorum.
Bugün de önce aynı konu; Çocuk ve kadınlara cinsel saldırılar ve cinayetler konusunda neler yapılıyor?
Kurulan komisyonun bu konuyu kaç günde açıklığa kavuşturacağı ve bunun kamuoyuna duyurulması büyük önem taşımaktadır.
Her gün çocukların okullarda öğretmenler-temizlik görevlileri ve çevrelerindeki kişiler tarafından uğradıkları saldırılarla ilgili haberler, kadın cinayetleri medyada yer almaya devam ediyor.
Hükümetin kısa sürede çözümü açıklaması toplumun öncelikli beklentileri arasındadır.
Müslim serbest!
Çekya’nın başkenti Prag’da gözaltına alınan eski PYD lideri Salih Müslim Çekya mahkemesi tarafından dün serbest bırakıldı.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Salih Müslim’in yakalanması için karar çıkarmış ve İnterpol’ün kırmızı bülten çıkarması için girişimde bulunulmuştu.
Çekya’da serbest bırakılmasından sonra Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ ise “Bu kararın Çekya ile Türkiye’nin ilişkilerini zedeleyeceğini” açıkladı. Şu anda AB ülkelerinin çoğu ile ilişkilerimiz zaten yeterince zedelenmiş durumda, buna Çekya’nın da katılmasının diplomatik açıdan bir yarar sağlamayacağı ortadadır.
ABD izin vermez
Diğer tarafta, Çekya’nın bu kararı “ABD’den bağımsız” vermediği de açıktır. ABD’nin “DEAŞ’a karşı en yakın müttefikim” dediği ve Türkiye-Suriye sınırı boyunca toprak kazandırdığı PYD’nin eski liderinin Türkiye’ye gönderilmesine sessiz kalmayacağı belliydi.
Salih Müslim ise Ekim 2014’te Türkiye’ye gelmiş, diplomatik konuk olarak ağırlanmış, Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmüş, o günlerde gazeteler onunla röportajlar yapmıştı.
Türkiye’ye “Sağduyulu olma ve sorunları diyalogla halletme” önerisi yapmayı bile unutmadı.
PYD o zaman da PKK ile ortak çalışmaktaydı, istihbarat örgütlerimiz bu ilişkiyi muhakkak ki biliyordu ve daha o günlerde uygulanacak politikamız belli olmalıydı.
Şimdi, Salih Müslim’i bize versinler diye 4 milyon TL ödül koymanın veya Çekya ile de gerginliğe girmenin doğru olmadığını düşünüyorum.
İsyan değil!
ABD ise hala Pentagon sözcüleriyle “Türkiye’nin aktif bir isyanla karşılaşan tek NATO ülkesi olduğunu, güvenlik endişelerine anlayış gösterdiklerini, Afrin’deki gerginliğin bir an önce bitirilmesinin DEAŞ’la mücadeleye yoğunlaşmanın önemini” anlatıyor.
ABD öncelikle Türkiye’deki olayın bir “Kürt isyanı” olmadığını, Kürt vatandaşların büyük çoğunluğunun PKK terör örgütünü desteklemediğini, yaşanan saldırıların PKK terör saldırıları olduğunu, sınır boyumuza PKK’yı yerleştirmelerini önlemek için Afrin harekatının yapıldığını” anlamak ve bunu ifade etmek zorundadır.
DEAŞ bugün Afrin’de PKK ile birlikte hareket ediyor, bunun dışında Suriye’de etkisini kaybetmiş durumda (Rusya da açıkladı) ve ABD bunu da biliyor.
Bu durumda “Türkiye’nin endişelerine anlayış” sözlerini ciddiye almak imkansızdır.