İstismar ve ittifak!

Çocuk taciz ve tecavüzleri şu anda ülkenin en önemli sorunu halinde.

Çağdaş bir ülke olma yolunda ilerleyen Türkiye’yi çağdışı bir ülkeye çevirmek isteyenlerin toplumdan uzaklaştırılması öncelikli meselemizdir.

Dün Fatih’te bir lisede kız öğrencisini “reklam filmi çekilecek” diye evine çağıran, bekar olduğunu söyleyerek taciz eden öğretmen öfkeli bir veliler topluluğu tarafından dövüldü.

Devlet, bu olayları acilen önleyecek çözümleri üretmediği takdirde halkın öfkesi ve cezayı kendilerinin vermesi yönündeki tepkileri artarak sürecektir.

Ölümden farksız…

Dün, Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ “Ensest ve zina için de düzenlemeler yapılacağını, çocuk istismarı konusundaki tasarının 10 gün içinde biteceğini” açıkladı.

Daha önce de belirttiğim gibi “zina” konusu ile “çocuk tecavüzü” konularını birleştirmek çocuklara saldırıların durdurulması için alınacak önlemleri geciktirmeye ve bu konunun zamana yayılmasına neden olur.

Akdağ “İşin içine öldürme girmişse, çocuğun öldürülmesi de söz konusu ise cezalar daha ağır olacak” diyor.

Haberin Devamı

Bu da oldukça şaşırtıcı bir açıklama çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan “tecavüzün öldürmekten farksız bir eylem olduğunu” bir hafta kadar önce söylemişti ki doğrudur ve bu suça en ağır ceza verilmelidir.

Koalisyon var mı, yok mu?

16 Nisan “başkanlık sistemi” referandumundan önce (Avrupa ülkelerinde başarıyla uygulanan) koalisyon adeta bir korkulu rüya gibi anlatıldı. İktidar partisi “Koalisyonlar döneminin biteceğini, başkanlık sisteminde koalisyon olmayacağını” söyledi ki başkanlık sisteminde koalisyonun mümkün olabileceği siyaset bilimciler tarafından o süreçte açıklanmıştır.

Şimdi muhalefet partileri, koalisyonlara bu kadar karşı çıkan Ak Parti ile MHP’nin koalisyondan farksız bir ittifak kurmuş olmalarını sık sık eleştiriyor.

Ana Muhalefet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek TV’de “Son Anayasa değişikliğinden önce parlamenter sistemde hükümetlerin TBMM içinden çıktığını, şimdi ise hükümetin dışardan kurulacağını ve güven oyu da gerekmeyeceğini, Avrupa’da başkanlık sistemi olmadığını, hükümetlerin Meclis içinden çıktığını” hatırlattı. Hükümet Meclis içinden çıkmayacaksa yüzde 10 barajının neden korunduğunu sordu.

Haberin Devamı

İttifak lehine…

Seçim ittifakı yapan partinin yüzde 1 bile alsa Meclis’e girme hakkı kazanacağını…

Tek başına seçime katılan partinin ise yüzde 9.8 bile alsa giremeyeceğini, yüzde 10 barajının duvar gibi karşısına dikileceğini vurguladı (referandum sürecinde Ak Parti’nin “barajın kalkacağını” söylediğini hatırlattı) ve bu haksızlıkla mücadele edeceklerini söyledi ki bu tepkilerinde haksız olmadıkları düşünülmelidir.

Bu arada, bir akademisyen konuşmacının “başkanlık seçimleri öncesinde koalisyonlar oluşur, bu doğaldır” demesi de yanıltıcıydı, başkanlık sisteminin tek başarılı örneği olan ABD’de böyle bir durum yoktur.

Televizyonlarda yanıltıcı açıklamaları düzeltmek, halkın yanlış bilgilendirilmesini de önlemek gerekiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR