Tablolarını halılara dokuyan ressam

Yaşayan ressamlar içinde en çok eser veren ve kazananlar arasında yer alan ressamDevrim Erbil, sanatın yaşamdan kopuk, duvarlara asılı tablolar olmaktan çıkıp, hayatın içinde kullanılabilir objelere dönüşmesinden yana...

Haberin Devamı

Türkiye’nin en çok eser veren sanatçılarından biri ressam Devrim Erbil. 76 yıllık yaşamına yüzlerce resim sığdırmış. Sanatı yaşamın içine sokmayı hedefleyen sanatçı uzun yıllardır halılara da resimlerini dokutuyor. Her biri 30 ile 50 bin dolar arasında değişen fiyatlara sahip halılarının sayısı 50’den fazla ve yakında Kadıköy’de hayata geçecek Devrim Erbil Kültür ve Sanat Vakfı’nda sergilenecek. Halılarını şimdilik kimseye satmayan Erbil, vakıfla beraber pek çok resminin kupalardan şemsiyelere kadar bazı objelerin üzerini süsleyeceğini belirtiyor. Erbil ile sanata bakışını konuştuk...

Sizce yağlıboya tablolarla halı aynı değerde sanat eseri olarak değerlendirilebilir mi?

Yağlıboya resim geleneği dünyada da 500-600 yıllık bir geçmişe sahip. Ancak bu yönteme gelene kadar sanat yüzlerce yıldır çok farklı objelerle resmedilmiş. Freskolar, çiniler, kabartmalar üzerine yapılan çalışmalar gibi... Mesela Meksika sanatında binanın bir yüzü tamamen mozaikle kaplanır ya da antik çağ tapınaklarında da öyledir. Kültürlere göre teknikler değişiyor. Türk kültüründe ise halı ve kilim geleneği var. Mesela Selçuklular döneminde yapılmış halılar bulunuyor. Çok eski tarihlere giden halılarımız da var. İslam Eserleri Müzesi’nde bunları görüyoruz.

Resimlerinizi halıya dokuma fikri nasıl oluştu?

Çocukluğumda oluştu diyebilirim. Babam Uşak’lı. Halalarım halı dokurdu. Sünnetimde bir halam halı hediye etmişti mesela. Uşak halısının dünyada önemli bir yeri var. Çocukluğumda bunları görerek büyüdüm. Bilgilerim beni halıya hayran etmedi ama sanat tarihi okumam, müzeleri incelemem beni yönlendirdi. Hocam Bedri Rahmi’yi burada anmak isterim, geleneksel sanatlara çok duyarlıydı. O da etkiledi. O yıllarda bir baktım ki, Türkiye’nin her bölgesinde halı var. Halının geçmişine baktığımızda, halı Türklerde bir armağandır. Türklerin Orta Asya’dan gelmeden önceki çadır kültüründe de halı var. Özellikle resimli halılar beni etkiledi. Sonuç olarak Türkiye’nin pek çok bölgesinde inanılmaz güzellikte, her birinin tekniği birbirinden farklı halılar gördüm, inceledim. İpek yün karışımı, ipek, yün halılar ve kilimler... Sonra dedim ki neden halı resimler olmasın? Çünkü yurt dışında olduğunu biliyorum. Ve Mimar Sinan’da bunun için bir eğitim atölyesi kurduk. Bundan 30 sene önce Neşet Günal başta olmak üzere hocalar beni destekledi. Özdemir Altan burada önemli işler yaptı. Sonra başka sanatçılar da yaptı. Önce benim halılarımı Özdemir Altan’ın atölyesinde dokuduk. Sonra Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne 30 metrekare civarında resimli bir halı dokudum. 3-30’a 9.5 metrelik eserimi bir duvara, şeref holüne 1991 de dokuttuk. Ve istedik ki bu iş yaygınlaşsın. Ama halı atölyesinde eğitim alan kimse halı yapmadı. Seven birkaç kişi de yok olup gitti. Resim de para etmeye başlayınca halı tamamen unutuldu.

Kaç halınız var?

50’yi aşkın halım var.

Kilim ile halının resim anlamında farkı nedir?

Halının tüyleri yüksek tutulduğu zaman sağa sola gittiğinde desenler değişir, halbuki kilim incedir tam olarak deseni görebilirsiniz. İnce halıda da böyledir. Şimdi halılarım Uşak, Emet, Hereke, Kütahya ve hatta Tebriz’de dokunuyor.

Halılarımı müzede sergileyeceğim

Halılarınızı satmayı düşündünüz mü?

Hayır sadece bir tek halım Bülent Eczacıbaşı’nda var. Onun dışında yok.

Sanat sadece duvarda asılı bir şey
değil de hayatın içine girsin fikrine katılıyor musunuz?


Bu konu beni çok ilgilendiriyor. Ben hiçbir zaman duvardaki bir resim ya da bahçedeki heykel olarak bakmadım sanata. Mesela neden bir bedri Rahmi imzalı yemek takımınız olmasın değil mi? Ya da bir perdeniz? Ben bunları yapacağım. Bir vakıf kuruyorum ve geliri olması gerekiyor zaten. Bir takım tasarımcılarla çalışıyorum çok iyi örnekler getirdiler. Şemsiyeler, kupalar, yastıklar, laptop kılıfları... Mesela bir resim neden pencerenizde vitray olmasın, neden halı evinizde serili durmasın. Masa örtünüz neden olmasın. Sanatçılar için yaşama giren bir masa örtüsü bazen eleştirilebilir ki, bir keresinde bana hücum etmek isteyen biri bana saldırdı. Sizin resimleriniz duvar kağıdı gibi dedi. Bence bu hiç küçültücü değil. Ben isterim ki resimlerini beğenip duvar kağıdı yapsınlar. Amacım yaşamın içine giren sanat eseriydi. Belki sanat hayatın içine tam yayılırsa sanat kalmayacak ama keşke öyle olsa da sanat kalmasa. Sanatın hayatın içinde dolaştığı bir dünya yaşamı anlamlı kılar. Bu nedenle yaşama sanat girsin istiyorum. Sanat şıklık değil bence yaşamın amacına uygun olmalı.

Kendi adıma Kadıköy’de vakıf kuruyorum

Vakıf kurulması ne aşamada?

Devrim Erbil Kültür ve Sanat Vakfı kuruyorum, Kadıköy Antikacılar Sokağı’nda. Restorasyon çalışması başlıyor. Orada tablolarımı, halılarımı, tekstilde, seramikte hediyelik eşyalarımı göreceksiniz. Küçük baskılar projem var. 20-30 cm’e 200 liralık baskılar olacak. Sanat böylece halka ulaşsın istiyorum.

Halılarınızın fiyatı ne kadar?

30 ile 50 bin dolar arasında değişiyor. Özgün baskıların belli bir amacı vardır. Sınırlı sayıda çoğaltılır ve satılırlar. Halı ise uluslararası kurallara göre sadece 7 tane çoğaltır ve numara verilir. Ben de hiç olmazsa 3 tane yapacağım. Biri müzeye, biri çocuklarıma biri de satılsın diye üreteceğim.



SANATÇININ SATILAN ESER REKOR FİYAT TOPLAM
ADI SATIŞ (USD)

1- Burhan Doğançay 95 462.807 6.514.882
2- Erol Akyavaş 35 1.718.181 5.341.781
3- Ömer Uluç 79 297.170 4.908.074
4- Adnan Çoker 30 154.451 2.054.499
5- Mehmet Güleryü 38 543.884 1.673.522
6- Devrim Erbil 81 117.180 1.647.183
7- Komet 77 121.935 1.614.075
8- Ergin İnan 84 116.052 1.512.029
9- Neşe Erdok 29 211.354 1.468.158
10- Orhan Peker 20 212.727 1.376.217



DİĞER YENİ YAZILAR