Boşanma oranları artıyor. Ve ünlü çiftlerin boşanma haberleri yayınlandıkça bu konu gündeme taşınıyor. Ebru Şallı-Harun Tan, Özlem Yıldız, Ayşe Tolga ve son olarak Feryal-Kemal Gülman'ın boşanma haberleri dikkati
konuya çekmek için yetti.
Evlilik terapisti psikiyatr
Dr. Armağan Samancı ile konuştuk ve öğrendik ki, ileri yaş boşanmaları giderek artıyor, kadınlar eğer boşanmak isterse bu durum kaçınılmaz oluyor.
Boşanma sinyalleri nasıl anlaşılıyor?
Boşanmalar; erken evlilik ve ileri evlilikte olan boşanmalar diye ikiye ayrılır. En çok dikkati çeken; evliliğin ilk 5-6 yılında olan boşanmadır. Evlilikte temel ihtiyaç eşlerin birbirlerini idare etmesidir ama artık insanlar birbirini idare etmiyor. Ve iki farklı insanın birlikte yaşamaya alışma süreci önemli. Ailesel problemler de bu süreci olumsuz etkiliyor. Günümüzde çiftler evlilik öncesinde uzun bir sevgililik yaşadıkları için bu aşamada yaşanan hırpalanmalar da evlilik ilişkisini bozabiliyor. Maddi problemler de olumsuz nedenler arasında kabul edilebilir. Bunların devamında da problemlerin hissedilmeye başlama evresi ve ardından duygusal kopuş evresi geliyor.
Duygusal kopuş evresi başlıyor ve ilişki bitiyor
Sevgiliyken çıkan sorunlar veya nişanlıyken yaşanmış problemler bile kopuş evresini etkiliyor. Burada kritik nokta; duygusal uzaklaşmanın başladığı dönemdir. Beğenmeme, eleştiri, geriye dönük pişmanlık duyguları başlıyor. Bu en kritik zamandır. Sonrasında çift bir şekilde ilişkiyi toparlamaya çalışıyor. Ama devamında yine bir taraf kopuyor. Ve çiftlerden diğeri tek başına çabalamaya başlıyor. Duygusal kopma yaşayan taraf eşine açık kapı bırakıp şans verse de geri dönüş pek mümkün olmuyor. Kopuş, özellikle kadında bir kere başladı mı geri dönüş çok zor. Hatta imkansız. Ancak çocuk faktörü, maddi sorunlar ve sosyal baskı sonucu geri dönüş olabilir. Erkeklerde bir nebze daha geri dönüş mümkün olabiliyor. Fakat yeni yeni erkekler de kadınlar gibi ikinci şans vermemeye başladı.
Ayrılık aşamasında çitfler neler yapmalı?
Bu dönemde kopuşu istemeyen tarafa önerimiz olumlu bir şey oluşturamıyorsanız bile eksi bir şey yaratmayın. Yapılması gereken; kendini haklı çıkartmaya çalışmamak, karşısındakini anlamaya çalışmak, olayı etrafa söyleyip yaymamaktır. Bu durum çözülürse kendi kendine çözülmeli ve ne olursa olsun karşısındakinin kararına saygı göstermek çok önemli.
Duygusal kopuş aşaması aşılsa bile karşı taraf daha sonra gene ayrılığı talep edebilir. Burada saygılı olmak çok önemlidir. Bizim isteğimiz iyi ilişkinin devam etmesidir ancak bu iyi ilişki evlilikte süremiyorsa evlilik sonuçlandığında sürebilir, taraflar bunu kabul etmeli.
İyi ilişki sürdüğü müddetçe; ilişkiden kalan duygusal parçalar varsa eğer, gelecekte ilişkinin yeniden canlanma olanağı olabilir. Dikkatten kaçan bir şey var: Yaşlı boşanmaları artıyor. Yani genç boşanmalarda bile orantısal olarak azalma var fakat 15-16 yıl üzeri evliliklerin bitmesinde artış var.
Ayrılığı isteyen ve istemeyenlerin davranışı
Birisi koptuğu zaman diğerinin sıkıntıları başlıyor ve yas sürecine giriyor, panik oluyor ne pahasına olursa olsun düzeltmek istiyor. Kendini sadece ilişkiye göre şekillendirmeye başlıyor. Bu doğru yaklaşım değil. Kopuşu isteyen taraf zaten netleşmiş oluyor, istemeyen taraf ne olursa olsun ilişki devam etsin diye hareket ederken yine de karşı tarafın ilgisini çekemiyor.Yapılması gereken; ne olursa olsun ilişki sürsün diye hareket etmeyip hataları, yaşanan problemleri çözmeye çalışmak olmalı. Paniklediğinizde ilişkiyi toparlamak çok zor oluyor. Zaten bu panikleme hali ilişkideki kopuşu isteyen tarafın üzerinde de büyük bir baskı oluşturuyor. Bu baskıyı patlayarak, kızgınlıkları açığa çıkararak hafifletmek istiyor.
Evlilik için en uygunsuz kişilik yapıları hangileri?
İki borderline kişiliğin birlikteliğinde sorun yaşama oranı fazla. İki inatçı ve anti-sosyal yapı da problem çıkarabilir. Fakat iki insanın da çatışmacı öğeleri ön planda değilse ilişki daha uyumludur. Bağımlı kişiliklerde de evliliğin ilerleyen yıllarında da sorun yaşanabiliyor. Bu amaçla bir test geliştirdik. Bu kişilik testi sayesinde teknolojik olarak doğru verileri elde edebiliyoruz. Testte yaklaşık 150 soru var. İlişki alanında her iki tarafı değerlendirdiğimiz sorular var. Bu soruları evli kişilere ayrı, evlenmemiş kişilere ayrı soruyoruz. Ve ilişkiyi değerlendiriyoruz. Yani ilişkinin geçmişini, yakın geleceğini, duygusal ve mantıksal olarak bireylerin konumlarını belirliyoruz. Sonrasında boşanma riskini ve evlilik raporunu veriyoruz.
15 yıl ve üzeri evlilikler artık riskli kabul ediliyor
Geleneksel olarak yaşlı kuşakta, bir yastıkta kocamak fikri vardı ama şimdiki yaşlı jenerasyonda duygusal kopukluklar, yorgunluklar çok. Artık kadın da ekonomik bağımsızlığını kazandıkça 16 yıl ve üstü evliliklerde kopuş yaygınlaştı. Bunun nedeni yıpranma, evliliği besleyememek, maddi problemler, en büyük risk ise erkeğin emekliliği. Genç evliliğe göre yaşlı evlilikte ayrılma çok daha kolay. Sosyal dayanağınız varsa, çocuklarınız artık büyümüşse evlilikten kurtulma yükü azalır. Ayrıca yaş ilerledikçe, ‘etraf boşanmaya ne der?’ korkusu da azalır. Bu nedenle ileri evliliklerde boşanma bir trend haline geldi. Millet tam huzuru bulduk diyeceği noktada tam aksine risk dönemi başlıyor.
Boşanmak istemeyenler için önemli ipuçları
Paniklemeyin, doğallığınızı bozmayın, karşısınızdakini de düşünün. Eşinizin sıkıntılı kabul ettiği şekliyle bir ilişkiyi istiyor musunuz, yoksa eşinizin eski halini mi istiyorsunuz buna bir karar verin. Yani evliliği kendiniz için mi, eşiniz için mi sürdürmek istiyorsunuz değerlendirin. İlişki devam ederse kendinizden ödün verebilecek misiniz buna karar verin ve ilişki toparlanınca bu ödenlerden vazgeçecek misiniz bunu düşünün.
Boşanmak isteyen taraf nasıl davranmalı?
Asla aceleci olmayın, yani boşanmaya hazır mısınız iyi değerlendirin. Çünkü boşanma, ekonomik ve sosyal yönden bir hazırlanma gerektiriyor. Genelde önerdiğimiz ‘’ hazır değilseniz boşanmayın’’dır. İç dünyada yaşanan sıkıntılar eşle birlikte çözülmeli. Yıllar sonra pişmanlıklar yaşanılmasın diye aceleci olunmamalı. Kişi, ilişkinin devamı için elimden gelenin fazlasını yaptım diyebilmeli.
Boşanma sürecinde çevre ve çocuklarla olan ilişkiler
Önemli olan eşlerin ilişkiyi iyi şekilde bitirmesi, etrafa kızgın olmaması. Hoşnutsuzluklar olsa da temel insani konularda birbirlerine her zaman yardımcı olabilmeliler. Büyük kırgınlıklar olabilir ama bir taraf mutlaka olumlu davranmalı. Bu, iç dünyalarına faydalı olacaktır. Çünkü kötü davranışlar sonucu biten ilişkiler çevre ilişkilerinize de yansır. Boşandığınız eşinizle ortak bir arkadaşınız eşiniz için olumlu yorumda bulunduğunda buna tepki gösterebilirsiniz ve sosyal ilişkilerinize zarar verir. Bu çocuklarınızla olan ilişkiniz için de geçerli.
Boşanma riskiniz nedir?
Her soruya evet diyorsa boşanma riski açısından ciddi olarak değerlendirilmesi gerekiyor.
1- Kendimi evli gibi hissetmiyorum
2- Ortak taraflarımız kalmadı
3- Eşim beni sevmiyor
4- Birbirimize dokunmak bize rahatsızlık veriyor
5-Eşime karşı duygularım tükendi
TÜİK verilerine göre 2012 yılında boşanan çiftlerin sayısı 123 bin 325'e yükseldi.
Boşanma istatistikleri
* 6-10 yıl yüzde 21.2
* 11-15 yıl yüzde 14.8
* 16-20 yıl yüzde 10.3
* 26 yıl ve üzeri yüzde 7.2
Kadın isterse evlilik kesin bitiyor
Haberin Devamı