Peygamberler, Yeryüzünde Allahütealanın elçileri olup, kurtuluş rehberleri olarak gönderilmişlerdir. Büyük bir velinin tespitiyle; bütün Peygamberler yaşadıkları devirde, kavimlerinin her bakımdan en üstün şahsiyetleridir. Bizim Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam ise, geçmiş ve gelecek, bütün zamanlarda yaşamış ve yaşayacak olan insanların her bakımdan en üstünüdür.
Sevgili Peygamberimiz bütün Alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Nitekim evliyanın büyüklerinden Muhammed Masum Hazretleri, Mektubat’nın 4. Cilt, 10. Mektubunda: ‘…Dünyada ve ahirette bütün saadetlere kavuşmak, ancak, dünya ve ahiretin en üstün insanına uymakla olur.
Cehennem ateşinden, ancak O’na uyanlar kurtulur. Cennet nimetlerine kavuşmak, seçilmişlerin, sevilenlerin en üstünü olan, O Peygambere uyanlara mahsustur. Allahütealanın sevgisine kavuşmak, O’na uyanlar içindir.
…Peygamberler, O’nun hayat çeşmesinden bir damla içmekle, o makamlara yükselmişler. Evliya, O’nun sonsuz deryasından bir yudum içmekle kemal bulmuşlardır. Melekler O’na uymakla şereflenmiş, gökler onun emirlerini yapmakla görevlendirilmişlerdir. Herşey O’nun için yaratılmış, bütün varlıkların reisi olmuştur.
Allahütealanın varlığı O’nunla belli olmuş, her şeyin yaratanı, O’nun rızasını istemiştir. Aklı olan, saadete kavuşmak isteyen herkes, bedeni ile, ruhu ile O’na uymaya çalışmalı, bu nimete mani olan şeylere inanmamalı, aldanmamalıdır…’ diyerek mühim ikazlarda bulunur.
Allahüteala, Kur’an-ı kerim’de şöyle buyurur: ‘Habibim Muhammed! Ümmetine de ki; Allah’ı seviyorsanız bana uyun.’ Dikkat edilirse, Allahüteala uymayı delil saydı. ‘ Allah da sizi sevsin.’ Yani Allahütealayı sevebilmek ve O’nun sevgisini kazanabilmek için, sevgili Peygamberimizi sevmek, O’na uymak ve O’na sevgili olmak gerekir.
Uyulması gereken Peygamberde (aleyhisselam) en üstün ahlakın ve örneğin olduğunu Allahüteala bildiriyor: ‘ Sizin için Allah’ın Peygamberinde en güzel örnek vardır.’
İbn-i Arabi Hazretlerinin Fütuhat-ı Mekkiyye’sinde; yukarıdaki ayet-i kerimeyi açıklarken; ‘bu ise (yani güzel örnek olma), uymayı gerekli kılar. Başka bir ayet-i kerimede ise; ‘Ahdinizi (verdiğiniz sözü) yerine getirin’ ki kast edilen Allah’ı sevmek iddiasıdır- ‘Ben de size olan ahdimi yerine getireyim’. Bu ise Hakkı sevme iddianıza karşı, O’nun da sizi sevmesidir.
Allahüteala onların doğru sözlü olmalarının delilini, Allah’ın kendilerini sevmesi saymıştır.
Allahütealanın onları sevmesi ise, uymanın (Peygamber aleyhisselama) delilidir. Uymak ne kadar eksikse, sevgi de o kadar eksilir…
…İçimizden her birinin Hz. Peygamberden bir payı vardır. Bu ise insanın batınında bulunan surettir. Başka bir ifadeyle her insanın batınında Peygamberden (a.s.) bir parça vardır. Peygamber (aleyhisselam), her nefse o şahsın kendisi hakkındaki inancına göre bulunur. Bu sebeple herkes, Peygambere salavat getirerek (Allahümmesalli ve barikleri okuyarak) dua eder. Ondaki Muhammedi suret ise yapılan o duayla ve salavat ile dua edilen hali elde eder. Bu yönden Hz. Peygamber ancak her nefsin duasından sonra dostluğu elde edebilir.
Din büyükleri: ‘Sevgili Peygamberimize zerre kadar benzerlik, dünyanın bütün nimetlerinden ve ahiretin bütün zevklerinden daha kıymetlidir’ buyuruyor.