İslam alemindeki dini sapkınlıkların tarihi çok eskilere gitmektedir. Ama son 200 senenin İslam coğrafyasına bakıldığında; sapkın cereyanların hemen hepsinin arkasında İngiltere’nin Sömürgeler Bakanlığı’nın olduğunu görürüz.
Kendinden olmayan tüm Müslümanları ‘kafir’ bilen Vehhabilik, İngiliz eseridir.
Geçen asrın başlarında yegane İslam devleti olan Osmanlı’daki şeyhülislamları masonlaştırıp; artık nakli esas almayan ve herkesin aklına göre bir İslamiyet uydurulmasına imkan tanıyıp fırsat veren yine İngilizlerdir.
ABD’yi İngiltere’den ayrı düşünmemek lazım; zira ABD de İngiliz kumaşından dokunmuştur.
Dün (1920’lerde) aynı oyun Afganistan’da; Emanullah Han’a karşı oynandı. İngilizler Topal Molla isimli bir ajanlarını, tıpkı bizdeki F. Gülen gibi allayıp pulladılar; derin alim, evliya dedirtip ününü ülkenin dört bir tarafına yaydılar. Müritleri, yarım milyona yaklaşınca ülkede iç savaş çıkarttı ve hükümet güçlerini yendi.
Emanullah Han ülkesini terk ederken sınırda yanına bir kişi yanaşıp, kendini takdim eder. Ona der ki: ‘Ben Topal Molla’yım! Görevimi tamamladım, şimdi de ülkeme dönüyorum.’ Cüppeyi, sarığı çıkarıp atmış; sakalı kesmiş ve artık bir İngiliz asilzadesi görünümündedir.
Emanullah Han’ın ağzından şu cümleler dökülür: ‘ Ben senin bir ajan ve hain olduğunu biliyordum ama; gel gör ki, buna halkıma anlatabilmenin imkan ve ihtimali yoktu! Çünkü sen evliya biliniyor ve kandırılan halkım, sende ‘ilahi güç’ vehmediyordu...’
Daha dün ise, Irak’ta (2000’li yıllarda); Kadiri tarikatından olan babasının yerine geçen oğlunu, CİA-MOSSAD, tıpkı F. Gülen’e yaptıkları gibi devşirirler ve bozuk tarikatla (Kesnizani- Kimse bilmiyor tarikati) ortaya; semavi dinlerin karışımını çıkarırlar. Burada eğittiklerini istihbarata ve askeriyeye nüfuz ettirirler.
Böylece; yenilmez denilen Saddam’ın orduları, tek kurşun atmadan düşmana teslim olur!
Bizde de, dozajı arttırılarak çeşitli denemeler yapıldı. 15 Temmuz’da ise, nihai hedef için düğmeye basıldı. Tüm bu kalkışmaları, halkımız ve halkımızı ardına alan siyasi liderlerimizin çağrıları durdurdu.
Nedense bizim devletimiz, dinden hep ürktü. Zaman zaman da yasakladı. Yasaklanan din, yerin altına girdi ve F. Gülen gibi psikopatlara gün doğdu.
Halbuki inanca demokratik bir tavır sergilenebilseydi; isteyen herkes, inancını devlet eliyle doğru bir şekilde öğrenebilseydi; bu psikopatlara kanılmazdı.
Adam, televizyonlara çıkıp beddualar ediyor; insanların ocaklarına ateşler düşsün diyerek ağzından salyalar akıtıyor. Böyle birine Müslüman ve hatta evliya gözüyle bakılıyor.
Yahu! Dinin en yüce kişisi olan Hz. Peygamberi (aleyhisselam) kovalayıp taşa tuttukları ve yara-bere içinde bıraktıkları anda bile, beddua edilmeyip rahmet dilenmiştir. Rahmet dini olan İslamiyet’de böyle insana değil evliya, ancak şeytan denir.
Ama dedik ya; dinini bilmeyen şeytanın maskarası olur!