2009 yılından bu yana özelleştirilmeye çalışılan Milli Piyango İdaresi’nin iptal edilen satışının bu yılın ilk yarısında yenilenmesi planlanıyordu. Ancak Özelleştirme İdaresi ihale memurları öyle bir ihmal yapmışlar ki korkarım bu yıl da satış mümkün olmayacak
Şans Oyunları lisans ihalesi 2009’dan bu yana gerçekleştirilmeye çalışılıyor. 2009’da yapılan ihalede 1 milyar 622 milyon dolarlık muhammen bedel belirlenmiş ancak ilgilenen konsorsiyumlar ihale günü teklif dahi vermemişlerdi. O ihaleyle ilgilenenler arasında Alarko, Doğuş, Fina ve Turkcell gibi şirketler vardı. Teklif olmayınca teknik olarak satış iptal edildi.
Bir sonraki ihale daha umut vericiydi. 15 Temmuz 2014’te nihai pazarlıklarının gerçekleştirildiği ikinci ihalede Net-Şans-Hitay Ortak Girişim Grubu, 2 milyar 755 milyon dolarlık teklifte bulunmuştu. Bu rakam hem Özelleştirme İdaresi’nin hem de değerleme çalışması yapan analistlerin tüm beklentilerinin üzerindeydi.
Tabii sonrasında bu para nasıl ödenecek sorusu sorulmaya başlandı. Nitekim ihaleyi kazanan konsorsiyum uzatma talebinde bulundu. Ancak ek süre içinde de ödemeyi yapamayınca Özelleştirme İdaresi, ihalede ikinci olan gruba yani ERG-Ahlatçı Ortak Girişim Grubu’na döndü. 22 Nisan 2015’te, birinci gelen konsorsiyumdan sadece 5 milyon dolar daha düşük yani 2 milyar 750 milyon dolarlık teklif vermiş olan bu grup sözleşme imzalamaya davet edildi.
İşte ne olduysa o davetten sonra oldu.
İkinci gelen grup bu tarihle beraber teklif verme aşamasından ihale bedelinin ödenmesi aşamasına geçildiğini, dolayısıyla kendilerine “Ödemeyi TL olarak mı döviz olarak mı yapacaksınız” diye bir soru sorulması gerektiğini iddia ediyor.
Grup konuyu yargıya taşıdı. Açılan davanın dilekçesinde “Teklif sahiplerine ödeme konusunda tercih hakkı tanındığı gibi davalı idareye de bu tercihi tutanak altına alma zorunluluğu getirilmiştir. Bu hüküm aynı zamanda ihalede şeffaflığın sağlanmasının da bir gereğidir. Ancak ihale bedelinin ödenmesi aşamasına gelindiği halde ortak girişim grubumuza şartnamenin 16.2 maddesi uyarınca ödeme tercihlerini bildirme ve tutanak altına alma konusunda bir bildirimde bulunulmamıştır” denildi.
Sözlü olarak sorduk
Ortak girişim grubu ödemenin hangi para cinsinden olacağının resmi olarak sorulmadığını öne sürerken, Özelleştirme İdaresi’nden ise “Biz size bunu sözlü olarak sormuştuk” yanıtı geldiğini iddia ediyor. Konu yargıya taşınınca da Özelleştirme İdaresi’nin kendisini savunmak için ortaya koyduğu tutanağın sadece teklif tutanağı olduğunu, şartnamenin 16.2 maddesi uyarınca tutulması zorunlu olan tutanakla bir ilgisi olmadığını, böyle bir belge sunulamadığını belirtiyor.
İhale bedelini finanse edebilmeleri için öncelikle bu konunun çözüme ve netliğe kavuşması gerektiği vurgulanan dilekçede ihale sürecinin uyuşmazlık konusu çözülünceye kadar sona erdirilmemesi de isteniyor.
Danıştay 13. Dairesi Başkanlığı, yürütmenin durdurulması istemini reddetti. Ancak ana dava devam ediyor. Maliye Bakanı Naci Ağbal, geçtiğimiz günlerde Milli Piyango özelleştirmesinin bu yılın ilk yarısında yeniden yapılacağını söylemişti. Ancak henüz yürüyen bir dava varken bu ihalenin yapılması sakat sonuçlar doğurabilir. Öncelikle bu konunun netleşmesi gerekecek gibi görünüyor.
Hedef Piyango mu yoksa teminat mı
Şu ana kadar yazdıklarım işin hukuki boyutu. Tutulmayan bir tutanak var ve ikinci gelen grup da bu kozu kullanarak Özelleştirme İdaresi’ni sıkıştırmaya çalışıyor gibi görünüyor. Kimin haklı kimin haksız olduğuna hukuk karar verecek.
Şimdi gelelim işin matematiğine. İhale tarihinde Merkez Bankası efektif kuru 2.12 TL idi. İhale bedeli 2 milyar 750 milyon dolar. KDV’si de 495 milyon dolar tutuyor. Yani kur 2.12 TL’de sabitlenirse ödeme 6 milyar 879 milyon TL oluyor. Oysa güncel kur uygulanırsa 9.5 milyar TL’yi buluyor.
Acaba ikinci gelen grup bu gayretinde samimi mi?
Yani diyelim ki Özelleştirme İdaresi, ikinci gelen grubu haklı buldu, bir ihmal olduğunu kabul etti ve “2.12 TL’lik kurdan gel ödemeni yap” dedi. Acaba ERG-Ahlatçı konsorsiyumu 6.9 milyar liraya varan ödemeyi yapabilecek mi?
Bu konuda samimi olup olmadıklarını, böyle bir güçleri var mı yok mu söylemek ve bilmek imkansız.
Birinci gelen grubun yani Net-Şans-Hitay grubunun 10 milyon dolarlık teminatı İdare’ye irat kaydedilmişti. İkinci gelen grup da fiilen ödemeyi yapamayınca 10 milyon doları irat kabul edildi. Bu açılan dava, sadece 10 milyon dolarlık teminatı kurtarmaya yönelik de olabilir.
İhale şartnamesi TL ile ödemeye olanak tanıyor
Son yapılan ihaledeki şartnamenin 16’ncı maddesinin 1, 2 ve 3’üncü hükümleri ödemenin para birimi ile ilgili ayrıntıları ortaya koymuş.
16-1’inci madde teklif sahiplerinin lisans bedeline ilişkin tekliflerini ABD Doları cinsinden ve peşin esasına göre vereceklerini belirtiyor.
16.2’nci madde çok önemli. O maddede, teklif sahiplerinin ABD Doları cinsinden verdikleri tekliflerini Türk Lirası olarak ödemek istemeleri halinde ihalenin yapıldığı tarihteki Merkez Bankası kurundan TL’ye çevrileceğini ve sabitleneceğini vurguluyor.
Yine aynı madde teklif sahiplerinin ödeme ile ilgili tercihlerinin Özelleştirme İdaresi İhale Komisyonu tarafından tutanak altına alınacağını ve bu tercihin de daha sonra hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğini, bununla ilgili talepte bulunulamayacağını yazıyor.
16’ya 3’üncü madde ihale sonuçları Kurul tarafından onaylandıktan sonra teklif sahibi ile lisans sözleşmesi imzalanmadan önce ödeme şeklinin tercih edileceğini kaydediyor.
Özelleştirme İdaresi İhale Komisyonu unuttu mu bilinmez ama ikinci gelen gruptan böyle bir tutanak almamış. Birinci gelen grup ödemeyi dolar cinsinden yapacağını belirtmiş ancak ikinci gelen grup bu konuda herhangi bir beyanda bulunmamış, Özelleştirme İdaresi de bunu resmi bir evrakla kayıt altına almamış. Zaten ihtilafın ana kaynağı da burası.