Young Guru Academy’nin Suriyeli gençlerle gerçekleştirdiği sesli ve yazılı mesajı karşılıklı tercüme eden ve We talk adı verilen teknolojisi Türkiye’deki milyonlarca Suriyeli’nin en büyük yardımcısı oldu.
Türkiye olarak büyük bir travma geçiriyorken ve çoğumuzun ruh hali iyi değilken dün sabah katıldığım toplantıda dinlediklerim bana çok iyi geldi. Türkiye’de egosu küçük, kalbi büyük insanlar olduğunu görmek, onları tanımak, sokağa çıktığımda trafikte önüme gelen herkesle kavga etmeye hazır bir kıvama gelmişken bana çok farklı bir pencere açtı. Young Guru’nun Suriyeli gençlerle yaptığı proje kesinlikle çok önemli ancak daha önemlisi Young Guru Academy’nin felsefesi bence.
O yüzden öncelikle bu felsefeden ve sistematikten sözetmek istiyorum. Çünkü Türkiye’nin eğitimde, inovasyonda bir model benimsemesi gerekiyorsa bence Young Guru’nun modeli çok ama çok başarılı ve incelenmeye değer.
Felsefesini anlamak bizim için biraz zor. Zira Türkiye fazlaca cahillikten olsa gerek kendine güvenenlerin ülkesi. Oysa Young Guru, kendine güvenen değil özgüvenli gençleri arıyor ve onlarla takım kuruyor.
İkisi aynı değil mi diye sorabilirsiniz. İnanın o kadar farklı şeyler ki... Kendine güvenenler kendi fikrine aşıkken, özgüvenli insanlar doğru argümanla gelindiğinde ikna olabiliyorlar.
Kendine güvenenler geri bildirimleri tehdit olarak görürken, özgüvenli insanlar bunu birer gelişim fırsatı kabul ediyor. Kendine güvenenler hatada başkalarını suçlarken, özgüvenli insanlar hatalarından ders çıkarma yoluna gidiyor.
Kendine güvenenler başkalarının başarılarını kıskanırken, özgüvenli olanlar başkalarının başarılarından ilham alıyorlar. Bu oluşumun bir parçası olmak isteyen gençlere kopya olsun, Young Guru programına katılıp o şanslı 50 gençten biri olmak isteyenlerde öncelikle özgüven aranıyor. Takım çalışmasına müsait olup olmadığına bakılıyor. Çift kanatlı olabilir mi, yoksa sadece kendi kanadı ile uçmaya mı meğilli diye araştırılıyor. 50 bin gençten elene elene sadece 50’si sosyal inovasyon programlarına dahil ediliyor, birlikte başarmayı öğreniyor.
Lider sağlık taraması
Bir de bu projenin hayal ortakları var. Gençlerin birlikte kurduğu hayallerin projelendirilip hayata geçmesine yardım ediyorlar. Harvard ve MIT Profesörü Mehmet Toner gibi, Nobel ödüllü Prof Dr. Aziz Sancar gibi, psikolog yazar Doğan Cüceloğlu gibi... YGA’yı kuran ve halen Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Sinan Yaman ile YGA’nın 5’inci ve ilk kadın Başkanı Asude Altıntaş’ın 2000 yılında kurulan oluşumu özetleme biçimi zaten çok farklı bir kafada olduklarını ortaya koyuyor:
-Sosyal projelerin bazıları günü kurtarır, kıyafet yardımı, iş imkanı yaratır yani balık verir. Kimi projeler balık tutmayı öğretir. Biz balık endüstrisinde devrim yaratacak fikirlerin peşindeyiz. Bu projeler sayesinde öyle işler çıksın ki tüm insanlara dokunsun diyoruz.
-20 başarılı gencin birer metrelik 20 tane kuyu açması yerine onları ekip ruhuyla tek bir güç haline getirip 20 metrelik bir kuyu açmanın yollarını arıyoruz. Çünkü birer metrelik kuyularla suya ulaşmanın mümkün olmadığını biliyoruz.
-Bir önceki yüzyıl case study yani örnek olay incelemelerinin öne çıktığı bir dönemdi. Harvard gibi kurumlar buna öncülük etti. Oysa bugün saha çalışması önemli. Biz de buna dikkat ediyoruz. Projeleri hayatın içinde saha çalışması yaparak gerçekleştiriyoruz.
Son bir not. YGA’da liderler her 3 ayda bir liderlik sağlık taramasından geçiyor. Güç sarhoşluğu yaşayıp yaşamadıklarına, egolarına yenik düşüp düşmediklerine bakılıyor...
Suriyeliler için değil Suriyeliler’le birlikte
Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu, FİBA Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin gibi isimlerin mentorluk desteğini alan YGA ekibi’nin son projesinden bahsedelim biraz. YGA ekibi 6 ay boyunca Suriyeliler’in en çok bulunduğu Gaziantep’te saha çalışması yaptı, ev ve kamp ziyaretleri ile Suriyeliler’le bizzat görüştü ve göçmenlerin sosyal hayattaki gereksinimlerini tespit etti. Üniversitede okuyan parlak Suriyeli gençleri de programa dahil ederek inovatif bir ürün geliştirdi. Bu milyonlarca Suriyeli’nin Türk insanı ile iletişim kurmasını kolaylaştıracak We Talk uygulaması oldu. Turkcell, BİP üzerinden gerekli altyapı desteğini verdi. Uygulama hayat kurtaracak cinsten. Biri Türkçe yazıyor, karşıdaki yazılanı Arapça görüyor. Arapça yazarak cevap veriyor. Bu kez karşı taraf gelen cevabı Türkçe okuyor. Sesli versiyonu da var. Türkçe konuşuyorsunuz, karşı taraftan Arapçası duyuluyor. Arapça cevap veriyor, Türkçe dinliyorsunuz... Anlamadan anlaşamayız. We talk Suriyeliler’i anlamak için mükemmel bir iletişim aracı. Bol ödüllü We walk akıllı baston uygulamasından sonra yeni ödüller we talk ile gelebilir.
Özde çözümler var
YGA Hayal Ortağı ve YGA Başkanı Asude Altıntaş’ın mentoru olan Turkcell CEO’su Kaan Terzioğlu YGA’lıların sözde değil, özde çözümler ürettiğini belirterek şunları söyledi: “YGA’lıların daha iyi bir dünya için kurdukları hayallere hayal ortağı olmak, beni hem kişisel olarak hem de stratejik hayal ortağı Turkcell adına çok heyecanlandırıyor. Çok kısa zamanda ortaya yepyeni bir teknoloji çıkardılar. İnanıyorum ki bunların çok daha ötesini de göreceğiz. Ben de YGA Hayal Ortağı olarak bu gençlerin dünyada ilklere imza atmasına destek olmaya devam edeceğim.”
YGA Hayal Ortağı, FİBA Holdinng Yönetim Kurulu Üyesi Murat Özyeğin ise babası Hüsnü Özyeğin, kendisi ve YGA gönüllüsü kızı ile birlikte üç kuşak YGA’lı olduklarını belirterek şunları ekledi: “7 yıldır YGA Ofisine ve YGA kamplarına Özyeğin Üniversitesi olarak ev sahipliği yapıyoruz; üniversite bizim olduğu kadar onların da evi. YGA, büyük bir çarpan etkisi olan bir platform ve seri olarak sosyal girişimcilerin yetiştiği bir fabrika. Şimdi de Suriyeliler ile birlikte başarıyorlar. YGA Hayal Ortağı olarak YGA’nın keşfettiği Suriyeli gençlerin yetişmesinde, istihdam edilmesinde de destek olmaya devam edeceğim.”