‘Yerel şarabın fiyatı 90 lirayı geçmemeli’

Haberin Devamı

Büyülübağ Şarapçılık’ın sahibi Alp Törüner,Türkiye’de şarap tüketiminin geçen yıl yüzde 5 düştüğünü, tüketicinin daha kaliteli şaraplara yöneldiğini söyledi. Restoranlardaki şarap fiyatlarına da değinen Törüner, “Benim 26 liralık şarabımı lüks bir restoranda çok daha yüksek fiyata satıyorlar. Bence bu yanlış. Türkiye’de üretilen en kaliteli şaraplar 60-70 liraya satılmalı, fiyat 90-100 lira olmamalı” dedi

Büyülübağ Şarapçılık’ın sahibi, kurucusu Alp Törüner... 41 yaşında Alp Törüner. Profesyonel iş yaşamında ‘yöneticilik’ koltuğunu bırakıp şarap tutkusunun peşine düşen genç bir girişimci. Şarap tutkusunun yanı sıra dünya mutfaklarına da ilgisi olan Alp Törüner, Burger King’in Doğu Avrupa ve Ortadoğu Operasyonlar Müdürü’yken hayalini gerçekleştirmek için Avşa Adası’nda dedesinden kalan bağlara, bahçelere sahip çıkarak markasını kurdu. Büyülübağ şarapları son dönemde ödüller aldı, Vedat Milor’la da bir seri çıkardı.

- Avşa Adası’nda dedenizden kalan bağ ve bahçelere sahip çıkma ve şarapçılık yapma fikri ilk aklınıza ne zaman düştü?

Aslında sanırım hep aklımdaydı. Çocukluğumdan beri merakım vardı. Çünkü ben şarabın lüks bir tüketim ürünü olarak değil sofranın parçası olduğu bir aile kültürüyle büyüdüm. Ailemizde Fransızlar da var. Dedemin de büyük etkisi oldu.

- Siz Burger King’te çalışırken işinizi ve aynı zamanda hayatınızı değiştirmeye karar vermiş olmalısınız...

Kesinlikle öyle oldu. Çok seyahat ediyordum. Farklı kültürleri tanıma fırsatı bulmuştum. Ekibim vardı. Nereye gitsem oranın yemeklerini ve şaraplarını incelerdim. Bu işi düşünmeye başladıktan sonra da bağları gezer oldum. Şarapçılıktaki yenilikleri takip ettim. Avşa Adası’ndaki bağları ise 33 yaşında dikmeye başladım.

‘Yerel şarabın fiyatı 90 lirayı geçmemeli’

- Büyülübağ adı nereden geliyor?

Eşim Meltem koydu. Şarap insanı büyüleyen bir içecek. Bizim şaraplarımızı içenlerin de büyülenmesini istedik.

- Siz Fransız üzümlerini kullanıyorsunuz ama bir de size özel daha doğrusu Avşa Adası’nın yerel üzümü var.

Adakarası. Bizi farklı kılan öncelikle bu üzüm çeşidi. Bu üzüm çeşidini de ada dışına çıkarmıyoruz. Önologlarla çalıştık. İşe yenilik katmak için danışmanlarımla birlikte yerçekimine uyumlu bir tesisi kurmaya karar verdik.

- Yerçekimine uygun tesis nedir? Neden böyle bir tesis kurdunuz?

Klasik şarap tesisleri düz bir üretim tesisi gibidir. Geleneksel fabrikalarda üzüm ve şarap hep mekanik kuvvetle hareket ettiriliyor. Bizim tesisimiz eğimli araziye kurulu. Kendi akışıyla geçiyor üzüm taneleri de şarap da. Pompalanmıyor.

- Pompalanırsa ne olur?

Şarap canlı. Fermante bir içki. Üzüm halinde ne kadar canlıysa şarap halindeyken de o kadar canlı. Şarabı şarap yapan çok bileşen var. Her canlı en yumuşak dokunuşları hak eder. Şarapta da bunu ön gördük. Pompalamak demek hırpalamak demek.

- Bu ancak sanırım butik üretimde olabilir...

Evet. Çok yavaş bir süreç. 10 tonluk bir tankı 5 dakika da başka tanka almak mümkünken biz saatlerce bekliyoruz.

- Bunu Türkiye’de başka yapan var mı?

Ben bunu Fransa’da gördüm. Mimarisini ve teknolojisini buna göre kuran ilk firmaydık. Mimarimiz buna göre inşa edildi. Bunu kullandığını söyleyen birkaç tesis oldu, ben gözümle görmedim.

- En çok hangi üzümden yapılan şarabınız ilgi görüyor?

Cabernet Sauvignon’u büyük üreticiler kadar satıyoruz. Çok ödül aldı bu şarabımız. Bana hangi şarabınızla gurur duyuyorsunuz?, derseniz ben ‘Adakarası’ derim. Hem kırmızı hem de roze şarapta çalışıyoruz. Roze türünde 2011 yılında Fransa’da altın madalya aldık. Bu da bizi çok gururlandırdı. Ada Karası roze olarak 15 bin-20 bin arası şişe oldu. Düşük bir üretim değil bu roze şarap kategorisinde. Bu şarabımız yurtdışına ihraç oluyor.

- Diğer şaraplarınızı ihraç ediyor musunuz?

Diğer şaraplarımız, Merlot, Cabernet Sauvignon da ihraç oluyor. Vedat Milor serisinde Sultaniye üzümü de kullanıyoruz. Dışarıdan aldığımız tek üzüm çeşidi Sultaniye.

- Türkiye’de şarap tüketimi kişi başına yılda 1 litre miydi?

O kadar... Daha da düşük. Bu arada 2012’de şarap tüketimi yüzde 5 düştü.

- Çok sayıda yeni marka çıktı...

Evet ama pasta aynı kaldı. Daha iyi kaliteli şaraplara eğilim oldu. Toplam pastaya bakınca çok şarap tüketilmiyor. Bu rakamlar içinde turizme giden şaraplar da var. Biz Türk mutfağını şarapla birleştirme amacındayız.

Bürokraside şarap tüketimi düştü

- Şarap tüketimi düşmesine rağmen umut var diyorsunuz...

Türkiye’de kıyı şeridinde satılıyor şarap. Denize kıyısı olan kentler ve Ankara’da tüketiliyor. Ankara’da şarap tüketimi de düştü zaman içinde. Bürokrasi şaraptan uzaklaştı. Türk şarapçılığı için 2012 zordu. 2013 yılı da kolay olmayacak. Ama Türkiye’de daha kaliteli şaraplar üretilecek. İhracat da artacak.

- Yerel markalı şaraplar otellerde çok pahalıya satılıyor. Sizler fiyat belirleyemiyor musunuz?

Bu önemli bir sorun. Benim 26 liralık şarabımı lüks bir restoranda çok daha yüksek fiyata satıyorlar. Bence bu yanlış. Türkiye’de üretilen en kaliteli şaraplar 60-70 liraya satılmalı, fiyat daha yüksek olmamalı. 90-100 lira olmamalı. Türkiye’de şarap satmak kolay değil... İnternet ortamında da alkollü içecek satışı yasak.

- Yasak olmasa ilgi olur mu?

Olur. Çünkü her yere ulaşamıyoruz. Erzurum’da iyi şaraptan anlayan biri olamaz mı? Nereden bulacak iyi şarabı. Sipariş edip alabilir. Ama şu an için online satış yasak.

MERAKIM MUTFAK

- İş dışında neler yapıyorsunuz. Hobiniz işiniz olmuş. Başka hobileriniz var mı?

Çok zamanımı alıyor bu iş. Ben Avşa’da az zaman geçiriyorum, pazarlama firmamız, satış ekibimiz İstanbul’da. Eşim de işin bir parçası. Hayatımız Büyülübağ. Üretimin her virajında Avşa’da oluyorum.Eşim ve ben yemeğe çok meraklıyız. Önce ‘nerede ne yiyelim’ diye düşünürüz. Seyahat dediğimizde orada aklımıza ilk gelen oralarda ne yiyeceğiz. Mutfağa meraklıyız. Çin mutfağına, Hint, Japon mutfaklarına çok ilgim var. Yurtdışından malzeme taşırım sık sık. Hobim mutfak. 2 oğlumuz var. Seyahati çok seviyoruz ailece de.

‘Yerel şarabın fiyatı 90 lirayı geçmemeli’



KARİKATÜRLERE KONU OLDU

Ünlü karikatürist Erdil Yaşaroğlu’nun yukarıdaki karikatürü, Alp Törüner’in şarap fiyatları konusunda dikkat çektiği dengesizliği mizahi bir dille anlatıyor.

Kuzu kapamayla da talaş böreğiyle de şarap içilir

- Sulu Türk yemekleriyle şarap içilir mi? Gerçi Avrupa’da şarap her şeyle içiliyor...

Evlerimizde pişirdiğimiz sıradan yemeklerle bu şarapları eşleştirebiliriz. Kuzu kapama ile talaş böreğiyle de şarap içilir. Mutfak ve şarabı evlendirme konusunda Vedat Milor’un birikimi bizim için çok önemli. Şarap tüketimi Türkiye’de bira ve rakıdan sonra geliyor. Hatta viski ile eşit tercih ediliyor. Bira sonsuz seçeneğe sahip. Maç izlerken, piknikte v.s... Rakı da öyle. Roka, rakı, balık. Kebapla rakı... Şarap sınırlı tanımlanıyor. Yurtdışında böyle değil ama Türkiye’de şarap özel günlerin içeceği. Biz bunun dışında tanımlamak istedik. Fiyat-kalite dengesi bu açıdan çok önemli.

- Siz kaliteli bir şarap yapsanız da yurtdışında aynı kalitede bir şarabı çok daha ucuza içiyoruz. Malum vergiler söz konusu. Hatta çok daha iyi şaraplar çok daha ucuz. Bu yüzden de Türkiye’de şarapçılığın gelişmesi çok zor değil mi?

Yurtdışında çok daha ucuza iyi şarap var. Fırsat tarafı da rekabet ortamı doğurması da söz konusu. Tüketicilerin iyi şarabı tanıması önemli. Butik üretimin artması tüm sektördeki kaliteyi yukarı doğru çekti. Yeni firmaların gelmesi olumlu gelişme ama pasta büyümeli. Pasta firmalardan firmalara bölünüyor. Firmalar pastanın büyümesi için çalışmalı.

- Hükümetten destek beklemiyorsunuz herhalde...

Şunun bilincinde sektör. Sektör kendi işine sahip çıkmalı. Ve işin ucunda ihracat havucu var. Fransa’nın şarap, alkollü içecek ihracatı 60 milyar dolar. Türkiye’nin toplam ihracatının yarısı kadar.

- Türk şarabı da Fransız şarabı değil...

Alınacak yol var. Bizim toplam ihracatımız da 10 milyon dolar. Bu kadar küçük. Bağ alanı olarak dünyada 3’üncü ülkeyiz. Üzüm üretiminde de ilk 3’teyiz. Fakat şaraplık üzüm üretimimiz toplam üretimin yüzde 3. Bu değişmeli. İhracat için de değişmeli.

DİĞER YENİ YAZILAR