Kentsel dönüşümün önemine dikkat çeken mimar Gökhan Avcıoğlu, “İlk defa duvarsız mahalleler yapmayı öğreneceğiz. Yeter o sitelerden artık. Nişantaşı sanırım Türkiye’nin en zengin semtlerinden biri, burada güvenlik sorunu yok. Demek ki oluyor. Güvenlik için duvarların arkasında yaşamayalım” dedi.
Gökhan Avcıoğlu, son dönemin ödüle doymayan mimarlarından. Mimarlık eleştirmeni Uğur Tanyeli’nin ‘Türk Beşleri’ diye tanımladığı beşliden biri... Diğerleri kim diye merak edenler için yazmadan olmaz: Emre Arolat, Han Tümertekin, Murat Tabanlıoğlu, Nevzat Sayın.
Avcıoğlu’nun kurucusu olduğu Global Architectural Development’ın (GAD) bir dergisi var. Bu dergide projelerin arkasındaki düşünsel süreç anlatılıyor. Yeni yaşam tarzları, metropol yaşamı, metropolden kaçanlar için yeni yaşam alternetifleri üzerine sohbet ettik Avcıoğlu’yla. Bir de onun gözünden İstanbul’a, büyüyen kentlere, tatil beldesi olmaktan çıkan yerlere baktık. Röportaja geçmeden de Türkiye’deki projelerinin bazılarını sıralamak isterim: One&Ortaköy, Beşiktaş Balık pazarı, Taksin Changa, Esma Sultan Yalısı, İstinyepark Hillside City Club, Borusan Müzik Evi, Autopia.
- 2012 yılı içinde 9, 2013’de de 2 ödül aldınız. Yurtdışı işleriniz artıyor. Türkiye’den mimarların adı duyuluyor.
Evet, bunlar keyifli. Ancak biz de bu yıl 25’inci yılımızı kutluyoruz.
- 1994’te kurulmuştunuz değil mi?
Evet. Bu vesileyl yarışma yapmaya karar verdik. 30 yaş altı mimar ve tasarımcılar için ödül vereceğiz. Tek ev bazında olacak projeler.
- Neden tek ev?
Maalesef 4-5 katlı projeler üzerine yapılıyor bu etkinlikler. Kısıtlayıcı bir anlayış var genelde.
- Ama sanki bu da kaçınılmaz....
Biz de yapıyoruz bu projelerden ama 30 yaş altı mimarlar için düşündüğümüz farklı. Bizim de proje yapmayı çok sevdiğimiz Bodrum gibi yerlerde kıyı şeritlerimizde tek ev bir iki katlı evler yapma şansları oluyor mimarların. Bir de küçük ölçekli mahalle, köy hatta kasabalar da oluşabiliyor. Biz mimarsız mimarlık dediğimiz eskiden çok olan ve hâlâ kırsal kesimde kullanılan bir modeli hatırlatmak istiyoruz. Kendi evini kendinin yapması...
- Neden?
Devlet planlaması olarak sanayi seçildiği için, bütün imkanlar şehirlerde toplandığı için yığılmalar oldu. Biz küçük kasabalarda iyi yaşam kalitesi yüksek yapıların olmasından söz ediyoruz.
- Son dönemde büyük şehirlerden kaçanlar çoğaldı. Bu sefer de gittikleri yerler kötüleşiyor. Altyapı yetmiyor.
Kalabalık bir grup halinde gidip benzer evler yapılıyor. Digital devrimle birlikte 30 yaşın altındakiler çok farklı. Biz de 30 yaşın altıdaki meslek erbaplarımızı büyük şehirlere yüklenmeyi önlemek için ara yerleşim yerleri oluşturmaya teşvik etmeyi amaçlıyoruz. Biz bu ödül çerçevesinde bu tartışmalar başlasın istiyoruz.
Mimarlar şehri düzenlemeli
- Kendi evinizi kendinizin yapmasından bahsettiniz. Bu şehirlerde pek mümkün görülmüyor.
İnsanlar kendi evlerini kendileri yapabilecekleri bir alışkanlığı kaybettiler. Aslında öyle olsa mimariden beklenti yükselecek. Bir şehirde o şehrin mimarisini ortaya koyan yapıların duruşu, estetiğidir.
- Tam da bunun karşıtı bir değişim söz konusu. Yüksek kapıların, duvarların arkasında sitelerde yaşayan, mahalle kültüründen uzaklaşılan bir ortam. Siz buna karşı mısınız?
Şehirleri kurtarmak lazım. Biz de şehirlerde çalışıyoruz. Yüksek yapılar da gerekli ama alçak da gerekli. Asıl problem şu: Şehirlere aşırı yükleniliyor. Altyapı hazır değil, hatta yok. İstanbul’un dışına yük aktarılmalı.
- Sizce ne yapmalı?
Şehir planlamacıları değil, mimarlar düzenlemeli şehri. Baktığımızda zaten bu şehir planlamacıları güzel şehirler yaratmadı, her şey ortada.
- İstanbul’da Karaköy değişiyor, 3. Köprü, 3. Havaalanı projeleri var. Siz bu projelerle gelecek değişimi nasıl yorumluyorsunuz? İstanbul’un değeri yükseliyor diyenlere katılıyor musunuz?
İstanbul’un değeri yüksek ama saygınlığı çeşitli soru işareti yaratan bir konumda. Hani bazı insanlar vardır, değerlidir ama her zaman birlikte olmak istemezsiniz. Hem sever hem nefret edersiniz.
- Kentsel dönüşümde var mısınız?
Şu sıralarda belediye ile konuştuğumuz projeler var. Fatih Gedikpaşa projemiz var. İstanbul’un problemi özel alanlarla kamusal alanlar arasında denge sağlamak.
- Her şeye rağmen İstanbul’un cazibesi artıyor der misiniz?
Her şey çok iyi olmayabilir, hatta beklenmedik hatalarla yapılanlar olabilir ama her şeye rağmen farkında olmak önemli. Kamusal alanlar artmalı. Dünyanın ilk bahçe duvarlı siteleri, bahçe katlı plazaları bizde var. Kentsel dönüşüm önemli. İlk defa duvarsız mahalleler yapmayı öğreneceğiz. Yeter o sitelerden artık. Nişantaşı Türkiye’nin en zengin semtlerinden biri, burada güvenlik sorunu yok. Demek ki oluyor. Güvenlik için duvarların arkasında yaşamayalım.
DAHA ÇOK YABANCI ÇALIŞMALI
Kendileriyle çalışmak isteyen yabancı mimar ve yatırımcının arttığını söyleyen Gökhan Avcıoğlu, yabancı grupların Türkiye’ye gelmesinin hala kolay olmadığını savundu. Avcıoğlu, “Yabancı mimar çalıştırmak da kolay değil. Türkiye’de yabancı sayısı az. Yabancılar olmalı. Türkiye’de çok az Çinli ve Hintli var. Avrupalı az. Neden daha fazla olmasın. Çinle yarışacaksak daha çok Çinliyi aramıza almalıyız. Bu arada Çinli meslektaşlar bizi çok yakından izliyor, projelerimizi yayınlıyor. Daha çok Amerikalı’ya da ihtiyacımız var. İstanbul’da daha çok yabancı çalışmalı” diye konuştu.
Bodrum neden California olmasın?
- Siz Bodrum’da da proje yapıyorsunuz. Mesela orası?
Bodrum yalnızca tatil beldesi olmamalı. Halikarnas’ı, Heredot’un yaşadığı yer... Orayı yalnızca tatil beldesi olarak kullanmak Bodrum’a da yazık etmek oluyor. Her olanağın olduğu, iyi bir yaşam kalitesi sunan bir yerleşim yeri olmalı.
- Son dönemde oralarda çarpık büyümenin kurbanı değil mi?
Hiçbir yerde şehircilik yapılmıyor. Planlamalar yapılmıyor. Kalitesi yükselmeli Bodrum’un. California gibi neden olmasın Bodrum. Büyük şehirlere yüklenmiş olan yükü azaltmak lazım.
Vardar Ovası eteklerinde Osmanlı yerleşkesi kuruyoruz
- Sizin İstanbul dışında da çok projeniz var. Nerelerde hangi projeleriniz devam ediyor?
Kiev’de Türk Büyükelçiliği ve bir otel projemiz var. Kazan’da da otel projemiz var. Ayrıca orada AVM ve konut projelerimiz de var. Moskova’da yeni bir iş var. Daha tam kesinleşmedi.
Üsküp’te Vardar Ovası’nda bir yaşam alanı oluşturuyoruz. Orada yerleşme projesi, çok etkileyici güzel bir yer. Vardar Ovası eteklerinde Osmanlı yerleşkesi kuruyoruz.
- Dubai’de de projeniz mi var?
Dubai’den hep uzak durmuştuk, şimdi yeni bir dönem başlıyor orada da. Şimdi orada biz de varız. Bizim projemiz farklı olacak orada. Ayrıca Tebriz’de AVM ve otel yaptık. Bodrum’da çok projemiz var, orası arka bahçemiz gibi. Eskişehir’de Polimeks’le birlikte otel projemiz var.
- İstanbul’da da var...
Newada projemiz var, iki yüksek yapı, Zeytinburnu’nda YDH projemiz var. Çarşı projesi, caddeye yayılan bir alışveriş çarşısı.