Bıraksak otelimiz Araplar’la dolacak!

Haberin Devamı

NG Hotels&Resorts İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, Araplar’ın Türkiye ilgisine dikkat çekti. Hediye Güral Gür, “Arap dünyasının Sapanca’ya çok ilgisi var. Sapanca’daki otelimiz bıraksak tamamen Arap turistlerle dolabilir” dedi.

Hediye Güral Gür, Kütahya Porselen’in kurucularından duayen işadamı Nafi Güral’ın 4 çocuğundan biri. NG Hotels&Resorts İcra Kurulu Başkanı Hediye Güral Gür, grubun turizm yatırımlarından sorumlu. Kütahya ve Güral Porselen’in yaratıcısı Güral ailesinde yaşanan sorunların ardından Nafi Güral’ın çocukları Erkan Güral, Sema Güral Sürmeli, Gülden Güral ve Hediye Güral Gür NG Kütahya Seramik Porselen Turizm Sanayi ile yollarına devam ediyorlar.

Hediye Güral Gür, “Çekirdek aile olarak uyumlu çalışıyoruz. Hepimizin sorumluluğu farklı. Büyüklerimizin yaşadıklarını yaşamamak için de önlemlerimizi aldık” diyor. Hediye Güral Gür, grubun turizm konusunda iddialı olduğunu anlatıyor.

- Babanız Nafi Güral sizi iş hayatıyla ilk kez ne zaman nasıl tanıştırdı?

Babam arada sırada beni ve ablamı fabrikaya götürürdü. İlkokul birinci sınıftan ikinci sınıfa geçtiğimde ise sürekli fabrikaya gitmeye başladım. Fabrikaya personel servisiyle giderdik. El yeteneğim olmadığı için ben çıkartmaları yapıştırırdım. Ablam Sema fırçalı işlerde çalışırdı. Büyüdükçe değişti çalıştığımız yerler. Ayrıca oradaki İdare İşler’in başındaki kişiden de haftalık alırdık. İş ortamını küçük yaşlarda gördük. Üniversitede de stajı kendi şirketlerimizde yaptım.

Bıraksak otelimiz Araplar’la dolacak



Deprem plan değiştirtti

- Aile şirketiniz dışında farklı bir şirkette deneyim kazanmayı düşünmediniz mi?

Ben ilk önce farkı şirketlere başvurdum, görüşmeler yaptım. 1999 yılında okulu bitirmiştim. Hepimizin hafızasında yer alan o korkunç deprem beni de çok etkiledi. Ben o dönemde İstanbul’da tek başıma yaşıyordum. Finans üzerine bir işe girmek istiyordum. Fakat deprem korkusuyla evi kapatıp ailemin yanına döndüm, o sırada bir bankadan teklif geldi ama dönmek istemedim. Kendi fabrikamızda insan kaynakları bölümünde çalışmaya başladım. Sonra ihracat departmanına girdim. Genel müdürümüzle çok gezdik. Sanırım dünyada en çok porselen fabrikası gezenlerden biriyimdir. Alman ve İngiliz üretim tesisleri çok etkileyiciydi ama beni en çok etkileyen yer Çin oldu.

- Siz bir süredir grubunuzun otel yatırımlarından sorumlusunuz. Turizmde büyümeye devam edecek misiniz?

İlk Kütahya’daki oteli hayata geçirdik. Biliyorsunuz daha sonra da yatırımlar yaptık. Devam edecek. Planlı hareket ediyoruz. Çok özeniyoruz bu işe.

Sapanca’ya babam inandı

- NG Güral Sapanca en iddialı spa ve wellness otellerinden biri oldu. Sapanca yatırımına nasıl karar verdiniz?

Sapanca’da otel yapmakla ilgili danıştığımız kişilerin çoğu ilk başta “Küçük bir yer yapın, para boşa gider” dedi. Babam “Hayır” dedi. Babam öngörü sahibi biridir. Porselen fabrikalarını nasıl gezdiysek dünyanın farklı yerlerindeki otelleri de gezdik, son trendleri inceledik. Türkiye’deki insanların beklentilerini ölçtük. Otel konusunda çok danışmanlık aldık. Wellness ve Spa bu kadar ön plana çıkmamıştı Türkiye’de. “Bu alanda boşluk var” dedik. 2005 yılında Kütahya’daki otelimizi yeniledik. Orası Sapanca için bize bir tecrübe oldu.

- Sapanca’da 5 yılı geride bıraktınız... Şimdi baktığınızda iyi bir yatırım oldu der misiniz?

Evet, 5 yılını bitiriyor... Sapanca destinasyon olarak görülmüyordu.İlk önce bunun için çalıştık. İlk 2 yıl çok yorucu geçti. Ama şu anda Sapanca cazip bir yer. Çok memnunuz.

- İstanbullular’ın ya da yerli turistlerin, iş dünyasının tercihi oldu diyebiliriz değil mi?

Doğru, bizim ağırlıklı misafirlerimiz Türkler. Denize güneşe geliyor biliyorsunuz yabancıların çoğu. Doğa, kültür, inanç turizminden nasibini alamıyor Türkiye. Biz kendi çabalarımızla yabancı çekmeye çalışıyoruz.

- Körfez ülkelerinden gelenlerin ilgi gösterdiği bir bölge değil mi Sapanca?

Arap dünyasının Sapanca’ya çok ilgisi var. Özellikle yaz aylarında çok artış oluyor Arap turistlerde. Biz bir denge kurmaya çalışıyoruz. Hristiyan Arap da peçeli Arap da geliyor. Hepsine kapıyı açsak otel tamamen Arap turistlerle dolabilir.

Aile anayasası tamam kurumsallaşıyoruz

- Siz güne kaçta başlıyorsunuz?

06.30’da kalkıyorum. Oğlum Bora’yı okula gönderdikten sonra evden çıkıyorum. Kızım Ela 3 yaşında. Çocuklar büyüdükçe beklentileri artıyor. “Anne ne zaman geleceksin?” diye soruyorlar. Ben iş çıkışımı erkene aldım. 17.00 gibi evde oluyorum. Çocuklarla yemek yiyip onları yatırıyorum. Zorunlu bir davet olmadıkça evdeyim. Anne olduktan sonra hayatım değişti.

- Güral ailesi olarak sıkıntılar yaşadınız. Şimdi çekirdek aile olarak yola devam ediyorsunuz. Aile Anayasası yaptınız mı?

Aile Anayasası hazırladık. Kurumsallaşıyoruz. Hepimiz yönetim kurulundayız ama birebir icraya karışmıyoruz. Stratejik kararları da birlikte alıyoruz. Çocuklarımız için de üniversite eğitimi ve dışarıda ilk iş deneyimi zorunluluğu getirdik. Ailede isteyenler aile şirketine gelip çalışabilir ama isteyenler de kendi yolunda ilerleyebilir.

- Eşleriniz?

Hayır, onların başka işleri var. Büyük ailede yaşanan sıkıntılar çekirdek ailede yaşanmasın diye alınan önlemler var...

Porselen müzesi açma planımız var

- İş dışında ne yaparsınız? Hobiniz var mı?

Golf oynamaya başladım. Genelde tüm tatillerimi çocuklarımla geçiririm. Çocuklar çok zamanımı alıyor. Klasik otomobil merakımız var. Rallilere katılıyoruz. 20 Nisan’da Sapanca’da rallimiz var. Bir de mesleğimizle ilgili hobimiz var.

- Porselen topluyorsunuz...

Evet. Ailede herkeste var bu. Her yerden alıyoruz. İlerde porselen müzesi açabiliriz. Evlerimizde, fabrikalarda, otellerde özel alanlarımız var ama bir porselen müzesi de yapmayı planlıyoruz.

BABAM TORUNLARIYLA BAŞBAŞA TATİLE GİDİYOR, DÜNYAYI GEZİYOR

Hediye Güral Gür, babası Nafi Güral’ın torunlarına çok düşkün olduğunu ve onlarla tatile gittiğini anlattı. Güral Gür, “Bize, ‘Siz de gelirseniz bu aile tatili olur, çocukların hafızalarında özel yeri olmaz. Benle giderlerse dedem bizi götürdü diye hatırlarlar’ diyor. Saint Petersburg’a , Fas’a, Finlandiya’ya gittiler. Çocuklarımız çok güzel anılarla dönüyor” diye konuştu.

Termal tesislerine özel kozmetik markası yaratacak

- Afyon’da da büyük bir yatırımınız oldu. Afyon’da termal otel yatırımı çok riskli değil mi? Yalnızca yerli turist için planlamamışsınızdır. Türkiye’ye gelen turist profilinde termalin yeri çok düşük...

Afyon’daki yatırımımız 80 milyon lira. Bölgedeki en büyük termal yatırım. Afyon’da 9 bin metrekare spa ve termal alan var. Fizik tedavi üniteleri de kurmak için başvurduk orası için. Suyu çok özel. Cilde çok iyi geliyor. Bize Afyon’da belediye tarafından termal su veriliyor, bunun dışında da arazimizden de su çıktı, o su da mineraller açısından çok değerli çıktı. O suyu da kullanarak kendi kozmetiklerimizi yapacağız.

- Kendi markanızla kozmetik mi üreteceksiniz?

Evet. Alan genişletiyoruz. Avrupa’daki birçok termal otelde bu var. Hatta biliyorsunuz bazı dünya markalarının çıkışı da budur.

- Hasta kişiler de yararlanabiliyor mu Afyon’daki tesisten?

Hasta insanla yalnızca cildi güzelleşsin diye gelen kişiyi iyi ayırmak lazım. Bu anlamda tesislere çok iş düşüyor. Bir de Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda düzenleme yapması gerekiyor. Biz bunları bekliyoruz. Yurtdışından nasıl pay alabiliriz, buna da bakıyoruz. Kütahya Afyon arasına uluslararası havalimanı açıldı. Seferler başladı. Direkt turist gelebilecek. THY çok iyi çalışıyor.

‘Türkiye ucuz pazar’ algısını değiştirmemiz gerekiyor

- 2023 yılına ilişkin hedeflerde termal turizm çok önemsenmiş... Bunların gerçekleşmesini bekliyorsunuz değil mi?

Hedefler de var. Termal turizm önemseniyor. Dediğim gibi tanıtıma ihtiyaç olduğu kadar belediyelerin vizyonerliğine de ihtiyaç var. Türkiye için hâlâ ucuz pazar algısı var. Bunu kırmamız şart. Türkiye deniz kum güneş için tamam, bunun kalitelisini yapmalıyız. Bali yapıyorsa biz neden yapmayalım?

- İstanbul’daki oteliniz farklı olacak sanırım tüm bu yatırımlardan...

İstanbul’un iş dünyasının otele ihtiyacı var. Sapanca’da ilk toplantı salonları yaparken az yapmışız onu gördük.

- İstanbul’daki oteliniz ne zaman biter?

İstanbul’daki otelimiz 2.5 yıl sonra biter. Biz içeride çok zaman harcıyoruz. Dekorasyon konusunda ailece detaycıyız. Porselenci kimliğimiz nedeniyle çok zaman harcıyoruz ama güzel oluyor.

- İstanbul dışında yeni yatırım olacak mı? Nerelerde otel açma planları yapıyorsunuz?

Biz yılın 12 ayı hizmet verecek tesisler açmak istiyoruz. O yüzden de Güney’de otel yatırımı yapmayı düşünmüyoruz. Bazı illerden yatırımcılar teklif getiriyorlar, “Biz yapalım siz işletin” diyorlar. Bu tip yatırımlara da sıcak bakıyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR