100 liranın 2.5 lirasını teknolojiye ayırmazsak ilk 10’a giremeyiz

Haberin Devamı

Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşması için hızlanması gerektiğini söyleyen HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, “Böyle giderse zor gibi. Çünkü bazı veriler var ortada. AB ülkeleri ve gelişmekte olan birçok ülkede kişi başına gelir 100 liraysa 2.5 lirasını teknolojiye yatırıyor. Türkiye’de gelirimiz 100 liraysa bunun 1 lirasını teknolojiye yatırıyoruz. 100 liranın 1 lirasını teknolojiye ayırarak ilk 10 ekonomi arasına girmek zor” dedi

Son 2-3 yıldır bilgi teknolojilerinde büyük değişiklikler yaşanıyor. Yeni teknolojiler iş dünyasını da günlük yaşamı da çok etkiliyor. Sosyal medya-CRM entegrasyonu hayatın neredeyse her alanına değiyor. Mobil cihazlarla kişisel bilgisayarlar arasındaki sınırlar kalktı. HP dünyanın önde gelen teknoloji şirketlerinden biri. Türkiye’deki de en büyük bilgi teknolojileri şirketi. HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar’la sohbet ettik. Urçar’ın kariyer öyküsüne de bu röportajda yer verdim. Çünkü Urçar’ın iş yaşamındaki yükselişi hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığını gösteriyor. Urçar, işindeki başarısının yanı sıra çok da renkli bir karakter. Yazmayı çok seviyor, bir blogu var. Ayrıca oyunculuk eğitimleri almış, sahne tozu yutmuş biri.

- Nerede başlıyor sizin hikayeniz?

Annem Mersinli, babam bir tarafı Bulgaristan’dan göçen, diğer tarafı Tatar bir ailenin oğlu. İstanbul’da büyümüş. Annem ve babam görev nedeniyle Eskişehir’e gelmişler. Ben Marshall yardımı sonrası kurulan Maarif Koleji’nde okudum. Amerikan kolej kampüsü gibiydi.

- Anadolu Lisesi olmuştu değil mi? Ben de İzmir Anadolu Lisesi mezunuyum. Orası da eski Maarif Koleji...

Evet. O dönemde hepsi Anadolu Lisesi olmuştu. İki ufak, bir büyük futbol sahası, bir basketbol sahası, iki dil laboratuarı vardı. Çok iyi bir okuldu.

Derimin altına HP işledi

- Okurken çalıştınız mı?

Turizm alanında çalışmaya başladım. Gazete ilanıyla iş buldum. Transfer elemanı oldum. İstanbul içi sonra da İstanbul dışında turlara çıkmaya başladım. Bana o dönem çok şey kattı. Paranın değerini öğrendim, sorumluluk aldım. İlişki ve iletişim kurmayı öğrendim. Bir grup yabancıyı yönlendirmek kolay olmuyor. Ben şimdi gençleri işe alırken buna çok dikkat ederim. Marmara Üniversitesi’nde AB Enstitüsü’nde master yaptım. AB’nin ekonomik, siyasi ve sosyal tarihçesi gibiydi. Çok keyif aldım. Tez yazım aşamasında da Arthur Andersen’e girdim. Orası iyi bir okuldu. Mülakata 400 kişi girip 9 kişi seçildik. İkinci üniversite gibiydi.

- Bankacı olma yolunda ilerlemişsiniz... Bilgi teknolojileri şirketine nasıl girdiniz?

Ben finansçı olmak istemediğimi orada anladım. O dönemde satış pazarlama işi aradım. BT sektöründe iş buldum. O dönemin en büyüklerinden Karma Şirketi’ne girdim. Sonra Superonline’ın kuruluş aşamasında bulundum. 2.5 yıl orada kaldım. 6 ay kadar bir arkadaşımın KOBİ’sine danışmanlık yaptım. Web sayfaları yapıp sattım. Ve HP teklifi geldi. HP 1989 yılında Türkiye’ye gelmişti. Bu yıl 24’üncü yılımız. 1997’de girdim HP’ye. HP içinde müşterilerin teknoloji yatırımlarını finanse eden birimi kurma işiyle görevlendirildim. O iş 2000 yılında 32 milyon dolarlık büyüklüğe ulaştı. Sonra farklı alanlarda çalıştım. 1.5 yıl Dubai ofisinde kaldım. 4 yıldır da ülke genel müdürüyüm. 15 yılda 6 değişik rol oynadım HP’de. Derimin altına HP işledi diyebilirim.

100 liranın 2.5 lirasını teknolojiye ayırmazsak ilk 10’a giremeyiz

- HP dünya devi. Türkiye’deki büyüklüğü nedir?

120 ülkede var HP. Türkiye HP içinde Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nde yer alıyor. Bu kapsamda Avrupa’nın gelişmiş ülkeleri ve gelişmekte olan ülkeler var. Biz gelişmekte olan ülkeler arasında en önemlilerden biriyiz. BRIC ülkelerinden sonraki ikinci halkanın önemli ülkelerindeniz. BRIC kadar büyük potansiyelimiz yok ama büyüme hızımız yüksek.

- Ne kadar büyüme hızınız?

Türkiye’de kişisel bilgisayar pazarı hızla büyüyor. Biz pazar lideriyiz. Yüzde 15-16 oranında büyüyoruz. Kişisel bilgisayarlarda 11 yıldır pazar lideriyiz, baskı cihazlarında da pazar lideriyiz. Payımız yüzde 45 civarında.

2002-2007 döneminde patlama yaptık. 5 yıl içinde 4-5 katına çıktık.

- 2008 krizinden etkilendiniz...

2008 yılından çok etkilendik. Durduk neredeyse... 2010 yılından sonra yine hızlı büyümeye başladık. Değişik kategorilerde yüzde 10-15 büyüdük.

- 2012’de de sektörde beklenen büyüme gerçekleşmedi değil mi?

2012 duraklama dönemiydi. Baktığımızda 2012 ekonomisine ihracat ağırlıklı büyümenin olduğu, yerel talebin kısıldığı, kurun 1.8’lere oturduğu bir dönem oldu. 2012 büyümeme yılı oldu.

- 2013 beklentileriniz nedir?

2013’te sektörümüz canlanacak ve büyüyeceğiz diye düşünüyoruz. Baktığımızda Türkiye’de bilgi teknolojilerinde 8 milyar dolarlık büyüklük var. 9 milyar dolara ulaşacak deniliyor.

- BT alanında Türkiye emekleme döneminde. Oysa genç nüfusu ve potansiyeliyle BT alanında atılım yapacak olanaklara sahip. Ancak ne yazık ki teknokentler, üniversite-özel sektör işbirliği filan deniyor ama altı bir türlü dolmuyor. Neden?

BT sektörüne baktığımızda evet kesinlikle bu alanda rekabetçi olmalı Türkiye. Türkiye büyüyor ve Türkiye’nin hedefleri de büyük. Dünyanın ilk 10 ekonomisine girme hedefimiz var.

- Siz bu hedefin ulaşılabilir olduğunu düşünüyor musunuz?

Olabilir ama hızlanmalıyız. Böyle giderse zor gibi. Çünkü bazı veriler var ortada. AB ülkeleri ve gelişmekte olan bir çok ülkede kişi başına gelir 100 liraysa 2.5 lirasını teknolojiye yatırıyor.

- Türkiye’de bu rakam ne kadar?

Türkiye’de gelirimiz 100 liraysa bunun 1 lirasını teknolojiye yatırıyoruz.

- Herkesin elinde cep telefonu, tablet filan var gibi ama Türkiye geneline baktığımızda demek ki durum hiç de o kadar iyi değil...

Değil. 100 liranın 1 lirasını teknolojiye ayırarak ilk 10 ekonomi arasına girmek zor. Biz, o 1 lirayı da şöyle harcıyoruz. Bu 1 liranın 80 kuruşu donanım, 12 kuruşu hizmet, 8 kuruşu yazılım.

- Donanım konusu zaten hala çok sancılı...

Gelişmiş ekonomilerde ve teknolojiyi iyi kullanan gelişmekte olan ekonomilerde durum farklı. G-20 ülkelerinde dediğim gibi bilgi teknolojilerine yatırdıkları oran GSYH’ye göre yüzde 2.5. Hem oranımız düşük yüzde 1, hem de o oranın dağılımı değişmeli. Teknoloji kozlarımız küçük ve katma değerden uzak. Yerel pazarın büyümesi şart. Yerel pazar büyümeden bölgesel ve küresel oyuncu olamayız.

Kurumlar 3 yılda bir bilgisayar değiştiriyor

SERDAR Urçar, kullanıcı eğilimleriyle ilgili bilgiler de verdi: “Türkiye’de HP ile 5 bin firma çalışıyor. 5 bin firma HP ürünü alıp satıyor. Bu firmalar ciddi hacim yaratıyor. Bu firmalar bizim eğitimlerimizden geçip uzmanlaşıyor. Eko sistemimiz çok geniş. Türkiye’de kurumlar 3 yılda bir bilgisayarlarını değiştiriyor. Teknolojiyi yoğun kullananlar çok daha kısa sürede değiştiriyor. Uzun kullananlar 4-5 yılda bir değiştiriyor. Teknoloji meraklısı olan bir kullanıcı grubu var onlar 3-4 ayda bir değiştiriyorlar. Bunlar çok istisna. Normali 3-4 yıldır. Ekonomide iyi bir şeyler var ama nitelik konusunda ortanın altındayız. Türkiye’de dönüşüm yaratmak için rekabetçilik, bilgi teknolojilerinde ilerleme, kadının işgücüne katılımını artırmak gibi atılımlar olmalı. Nicelik yanına nitelik eklemeliyiz.

AMATÖR OYUNCULUKLA ÇOK İLGİLENDİM

- Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı?

Bursa’da girişimcileri eğitiyoruz. Bizim tarz şirketlerde bütçeler baskı altında, kendi kaynaklarımızla bir yere kadar ama içimizde çalışan insanların deneyimleri çok iyi. Her şey de para değil. HP Gönüllüler Ordusu var. Hayata Dair projeler ekibimiz var.

- İş dışında ne yaparsınız? Şahika Tekand’ın oyunculuk atölyesine katılmışsınız...

Şahika Tekand’ın tiyatrosuna katıldım. Amatör oyunculukla çok ilgilendim. Çağdaş sanatla ilgiliyim. Sergileri, müzeleri gezerim. Ayrıca futbol bence bir büyü. Fenerbahçe taraftarıyım. İki kızım var. Onlarla zaman geçirmek çok önemli benim için. Yelken yapıyorum ve golf oynamaya da başladım. Şuna inanıyorum. İş ve yaşam dengesi kurulmalı. Bunu da bir eğitim sırasında dinledim bir uzmandan. Bize sordu: İş ve yaşam dengesini ne daha iyi anlatır? Terazi mi üçgen mi? İlk anda terazi demek istiyorsunuz ama değil. Aile, iş ve sensin. Yani üçgen. İnsanın sadece kendisi için bir şeyler yapması gerçek meditasyon.

Çorlu’da üretimin yüzde 95’i ihraç ediliyor

- Çorlu’da fabrikanız var o fabrikanın üretiminin büyük bölümü ihraç mı ediliyor?

Üretimin yüzde 94-95’i Kuzey Afrika, Orta Doğu, Doğu Avrupa’ya yollanıyor. Bu bizim buradaki varlığımız açısından önemli. 3 yıldır üretimdeyiz. Şu anda Çorlu 1.5 milyon adet masa üstü bilgisayar üretiyor. Bu çok iyi bir iş. HP’nin bir üssü burada. Biz tedarik zincirimizle bu ürünleri dağıtıyoruz. Bu da yetmez.

- Ne olmalı?

Ar-Ge olmalı. Üniversiteler önemli, özel sektör ilişkisi önemli. Kısa vadede başarı zor. Teknokentlerin bir çoğu doğru insiyatif. Hala özel sektör üniversite işbirliğinde çok yavaşız. Ama yavaş yavaş kartopu oluşuyor. Türkiye yeni yeni kendi patentine sahip olmanın önemini anlıyor. Bunu anladıkça katma değer artacak. Bunu iyi anladığımızda 100 dolarlık ihracat yaptığımızda 96-97 dolarlık ithalat yapmayacağız da 80 dolarlık yapacağız. Katma değerin bir kısmı burada üretilecek. Hep şunu sormalıyız kendimize? Neyin inovasyonu, patenti, entelektüel sermayesi bizde? Bu soruların yanıt listesi uzadıkça Türkiye’nin karlılığı artacak, Türkiye zenginleşecek. Bunu yaparsak gireriz ilk 10 ekonomiye.

DİĞER YENİ YAZILAR