RAMAZAN Bayramı’nın 1’nci günü ailemle güzel bir bayram kahvaltısı yaptıktan sonra ‘Bütün arkadaşlarım Bodrum’da da, ben neden burayım?’ diye düşünürken kendimi valizim hazır arabaya konmuş bir şekilde İzmit Körfezi’nde buldum.
Sabaha karşı Türkbükü’ndeydim. Gecenin tüm gürültüsü ve kalabalığı çekilmişti. Kumsala gittim ve hiçbir şey yapmadan uzanarak güneşin doğuşunu izledim.
Son on yılın en kalabalık Bodrum’uydu. Neredeyse herkes tanıdıktı. İlk günü Onikion Otel’in kumsalında güneşlendim. Güzel ve butik bir otel. Fiyatlarının da makul olduğunu söyleyebilirim. Yalnız denizin içinde tenis oynarken ayağım paramparça oldu. Denizin dibindeki taşları neden temizlemez ki bir işletme!
Akşam Yalıkavak Marina’daki Cipriani’deydim. İnanılmaz güzel bir fenerbalığı yedim. Hatta iddia ediyorum ki pizzası ve Papermoon ile eşdeğer de olabilir.
En baştan söylüyorum gittiğim tüm kumsallar ve restoranlarda yemekler ile servis tam bir rezaletti. Aslında kızmamak lazım tabii. Hiçbir işletme bu kadar kalabalık bir Bodrum beklemiyordu. Tüm işletmeler kapasitesinin üzerine çıktı.
Cipriani’de harika bir yemek sonrası koşa koşa Level Türkbükü’ne gittim... Murat Pirpiri’yi dinlemeyi özlemişim. Level ailesinden başarı bekliyordum ki gördüklerimle yanılmadığımı anlamış oldum. Level tıka basa doluydu. Herkes mutluydu. O gece Türkbükü Murat Pirpiri’nin sesiyle inledi. Bodrum’un en iddialı mekanı. Mutlaka uğramanızı tavsiye ederim. 700-500 TL civarı şişe açabiliyorsunuz. Arkalarda stantta durmak isterseniz ise kişi 150 TL. Arkalar derken yanlış anlaşılmasın tüm stantlar sahneyi tamamen görebiliyor.
Level sonrası Bodrum Mantı’ya geçtik Bodrum Mantı bize çorba bile veremedi. Çünkü tüm yemekleri tükenmişti. Çok şaşırdım şahsen bu duruma. Biz de Casita’ya geçtik. İki çorba bir çıtır mantı yedik ve 50 TL gibi bir hesap ödedik.
Ertesi gün Locall Beach’e uğradım. Ne pizzasını beğendim ne de gelen meyvelerini... Zaten bir sipariş verdiğinizde kesinlikle en az yarım saat beklemek zorunda kalıyorsunuz. Maki’ye gittim. Maki’ye giriş 200 TL. Bu da demek oluyor ki Maki’ye gitmek istiyorsanız 200 TL ödemek ve o kadarlık yemek içmek zorundasınız. Yan tarafımızda güneşlenen bir grup kendilerine fazla geldiği için bize bir tabak lahmacun ikram etmek istediler. Ayıp olmasın diye ikram eden kişilere, Bodrum tatilinde istemesem de o pahalı lahmacunlardan ben de yemiş oldum! Bildiğiniz lahmacun!!!
O akşam Sess’e Clup’deydim. Sess her zamanki gibi çok başarılıydı. Fakat o kadar doluydu ki dans ederken zorlandığımı söylemek isterim. Çeşme’ye gideceğim gün ise Kuum Beach’e uğradım. Giriş 150 TL... Cenk Çöteli DJ kabinindeydi. Bir çok ünlü isim vardı. Akşam saat dokuza kadar herkes dans edip eğlendi. Gece Çeşme’ye yola çıktım.
Çeşme de bir o kadar kalabalıktı. 7800’deydim. Gerçekten denizi bir harika... Tüm gün suda ayaklarım kuma basarak tenis oynadım. Akşam ise Alaçatı’da restoran Şerefe’ye gittim. Muhteşem lezzetler denedim. Sütte balık lezizdi. Kişi başı 150-180 TL arası bir rakam ödedik ama değdi... Alaçatı Port’un içinde Öküz ve Tren var. Türkçe çalan mekanlar. Tavsiye edebilirim.
BAŞSAĞLIĞI: Çeşme’de daha fazla anlatabileceğim bir yer yok çünkü benim için özel biri Soner Ergen anneannesini kaybetti ve gece acil İstanbul’a dönmek zorunda kaldım. Tekrar buradan da başsağlığı dilemek istiyorum..