Geçen yılın hiç şüphesiz en iyi aşk filmlerinden biri Call Me By Your Name’di. Bu hafta yeniden vizyonda. Filmin benim için en özel yanlarından biri ise kesinle müzikleriydi. Özellikle Amerikalı müzisyen Sufjan Stevens’ın film için bestelediği Mystery of Love... O kadar naif ve tertemiz bir şarkı ki film gibi o da uzun zaman sonra duyduğum en iyi aşk şarkılarından biri oluyor. Sufjan bir röportajında film için neden müzik yaptığını şöyle anlatıyor, “Sinemada müziğin rolünden şüpheliydim. Ancak Luca (Guadagnino, filmin yönetmeni) benim için bir istisnadır. Çünkü o müzik ve sesi ustalıkla kullanır. Onun filmlerini müziksiz hayal edemezsiniz. Bu şarkı aslında bir monolog gibi de... Şarkıyı yazarken filmi izlememiştim ve öyle şanslıyım ki filmin bir parçası gibi durdu” diyor. Ayrıca şarkının hissini kuşları düşünmek gibi olduğunu da ekliyor. Tam da dediği gibi acı, aşk, özlüm, hüzün, sevinç birçok duyguyu aynı anda bu şarkıyı dinlerken hissediyorsunuz!
Şarkı ayrıca Oscar’a da ‘En İyi Orijinal Şarkı’ dalında aday. Geçtiğimiz gün ise Sufjan’ın 4 Mart günü gerçekleşecek gecede sahne alarak bu şarkıyı seslendireceği açıklandı. Bu kadar görkemli bir törende, bağımsız ruhu ile Mystery of Love’ı dinleyecek olmak büyük bir başarı. Bu durum şunu da düşündürüyor Amerika yoksa ana akım müziğinden artık sıkıldı mı?
Kenzo’nun reklam şarkısı
Paris’te günümüz modasına yön veren caddelerden birinde yürüyorum. Özellikle gençler için bir arzu nesnesi haline gelen Kenzo’nun vitrinine rastlıyorum. Tema, son dönemin süper starı plaklar. Malumunuz müzik sizin hayatınızın kimyası olsun ya da olmasın plaklar her eve girmeye yeniden başladı bile. Popüler kültürde buna kayıtsız kalamadı. Mağazadan Kenzo’nun İlkbahar/Yaz 2018 sezonu için hazırlanan kısa film tadındaki videonun soundtrack’ini seslendiren Karen O ve Michael Kiwanuka’nın sesi yükseliyor. Bir aydır kulağımda durmadan dönen şarkının bir reklam kampanyasının temelini oluşturması yeni dünyada pek de şaşırtıcı değil. Ama bir reklam filmi şarkısı olamayacak kadar güzel “Yo! My Saint!”. Japon melankolisi ve estetiği şarkının her yerine sinmiş. Hatta bu ikilinin sesinin ahengi kusursuz. Kiwanuka sayesinde tipik bir soul şarkısı gibi başlıyor parça, ardından modern dokunuşlu gitar tınıları ve Karen’in kaotik sesi yükseliyor; ortaya ise kusursuz bir hit çıkıyor. Mağazada şarkıyı bir kez daha dinlerken Kenzo’nun artık ikonik simgesi olan kaplan kafalı sweatshirtlerin arasından sıyrılıp kıpkırmızı şeffaf plağı alırken buluyorum kendimi.
Karen O’nun uzun zaman sonra sessizliğini bozması yakında yeni bir albümün de fitilini ateşler diye umuyoruz. “Yo! My Saint!” ise pazar şarkısı olsun size...