Venedik’in dünyaca ünlü La Fenice Operası’nda huşu içinde La Traviata’yı izledim. İngiltere eski başbakanlarından (1990-97) John Major da oradaydı. Ardından dünyaca ünlü Cipriani’ye geçmek için otelin teknesinin bağlı olduğu yere gittim. O da ne? John Major ve eşi de bekliyorlar. Bir gün önce ben Murano’dayken onların da adada olduğunu öğrenmiş ama görememiştim. Onlar mı beni, ben mi onları takip ediyorum anlaşılamadı... Hoş bir sohbet başladı aramızda. La Traviata hakkında konuştuk biraz. Öğretmen eşi çok sıcak, alçakgönüllü ve konuşkan... La Traviata’yı 5’inci izleyişi olduğundan bahsetti. Ayrıca 40’ıncı evlilik yıldönümleri olduğunu öğrendim; 1970’den beri evlilermiş. Kutlamak için Venedik’i, operayı ve Cipriani Hotel’i seçmişler. Tesadüf; benim de otelde yemek için rezervasyonum vardı. Tekneyle hep birlikte otelin bulunduğu adaya geçtik. Onları kutladım ve otelin girişinde birlikte bir fotoğraf çektirdik.
Çılgın kalabalıktan uzaktaki yakın Murano adası
Eğer Venedik sizi yorarsa Murano’ya gidin. Çılgın kalabalıktan uzakta sakin bir gün geçirebilirsiniz. Murano Venedik açıklarında yer alan bir ada. Venedik’ten sürekli tekneler kalkıyor. 15-20 dakikada varıyorsunuz. Cam işçiliğiyle ünlü. 1291’de Venedik’teki bütün cam işçileri yangın tehlikesi nedeniyle Murano’ya taşınmak zorunda bırakılmışlar. Ve böylece ada cam işçiliğinin merkezi haline gelmiş. Bir dönem tüm Avrupa’nın ana cam üreticisi konumundaymış. Sonra avizeleriyle ünlenmiş.
Nerede kalabilirsiniz?
* Cipriani Otel ve restoran
Cipriani ikonik bir otel. Ama bence kalmak için tercih edilecek daha hoş yerler var artık. Otelin çok trendy Cip’s Club diye bir restoranı var. Venedik’e uzaktan bakarak, hoş bir akşam geçirmek istiyorsanız tercih edin.
* Hilton Molino Stucky
En iyi şehir manzarası Hilton Molino Stucky’nin 8’inci katındaki Sky Bar’da! Eski bir makarna fabrikası inanılmaz paralar harcanarak muhteşem bir otele dönüştürülmüş. Üstelik daha uygun fiyatlı.
* San Clementine Palace
Ben John Major’ın yerinde olsam San Clementine Palace’ı tercih ederdim yıldönümü kutlaması için... Otelin binası tüm adayı kaplıyor. Bir dönem sinir hastalıkları hastanesi olarak kulanılmış. Venedik’te bu kadar geniş koridorları olan bir otel bulamazsınız. Sessizlikten hoşlananlar için birebir. Tam bir balayı yeri. Gidin Venedik’te eğlenin, tüm gün gezin, sonra 5-6 dakika içinde tekneyle adanıza, odanıza geçin...
* Le Bistrot de Venise
Her Venedik’e gidişimde mutlaka yemek yediğim bir yer burası. Eski Venedik mönüsünü deneyin... Ortam bir tiyatro dekoru gibi. Kırmızı kadifeler, duvarlarda Venedik maskları, mumlar, avizeler... Özel bir akşam yemeği için ideal.
Adres: Calle dei Fabbri, San Marco,4685
Tel: +39 0415236651
Küllerinden yeniden doğuyor
La Fenice Operası
La Fenice dünyanın en önemli, prestijli operalarından biri. İlk faaliyete geçtiği 1792’den beri iki önemli yangın geçirmiş. Bu yangınlarda kül olup, tekrar eski görkemiyle inşa edilmiş. 1996’daki büyük yangından sonra opera ancak 2003’te tekrar faaliyete geçebildi. Yani benim gittiğim La Fenice eski şekli korunarak tıpatıp yapılmış yeni Fenice aslında... Burada bir operaya yer bulmak inanılmaz zor. La Traviata’ya aylar öncesinden yer ayırtarak gidebildim. Salondaki en genç 2-3 kişiden biriydim. Yaş ortalaması 70 civarıydı. Klasik parfüm kokuları, yapılı saçlar, inciler, kibarlık, zarafet... Opera binası dıştan sade ama içi muhteşem. Altın varaklar, tavan süslemeleri, büyüleyici freskler, zarif balkonlar... “Opera binası işte böyle olur“ dedirtiyor. Ünlü besteci Verdi, La Traviata (Yolunu Kaybetmiş Kadın) adlı operasını ilk kez 1853’te burada sergilemiş. Dünyanın en ünlü sanatçılarının sesi çınlamış burada... Yunanlı Maria Callas’tan İngilizlerin geçenlerde vefat eden ünlü divası Joan Sutherland’e, bizden Leyla Gencer’e kadar.
Kadıköy Süreyya Operası’nda La Traviata
Venedik’ten 1 hafta sonra La Traviata’yı bir de bizim operamızda izledim. Kadıköy Süreyya Operası operaseverler için bir vaha. Ana karakter Violetta rolündeki Evren Ekşi’ye, sesine hayran kaldım. Avrupa yakasında yaşasanız bile, Kadıköy Süreyya Operası’na gitmekten üşenmeyin derim. Size tüm zorluklarına rağmen bir metropolde yaşamaya değdiğini kanıtlıyor.
Lady Diana’nın psikoterapisti
“Yeme biçiminizi değiştirin, hayatınız değişsin”
Susie Orbach’ın elimdeki kitabının adı bu... Orbach bir psikoterapist. Ünlü danışanları var. Zamanında paparazziler Lady Diana’yı gözyaşları içinde onun evinden çıkarken görüntülemişlerdi. “Bu kitap sayesinde size acı veren yeme biçiminden, sizi sakinleştirecek, besleyecek yeme şekline geçebilirsiniz“ diyor önsözünde...
İşte birkaç alıntı:
* Çok az yerseniz metabolizmanız yavaşlar. Vücudunuz sizin için doğru olan şekle gelebilmek için açlık yaratacaktır.
* Çok yerseniz metabolizmanız yavaşlar. Fazla yiyeceği hazmedemez.
* Sizin için doğru olan miktarı yiyin, işte o zaman metabolizma etkili olacaktır.
Bu şekilde yerseniz...
* Diyetlere son verirsiniz.
* Atıştırmalar biter.
* Yediklerinizi kontrol etmezsiniz.
* Gerçekten yemek isteyip yiyemediklerinizi yemeye başlarsınız.
Orbach’tan ipuçları...
* Acıkınca yiyin.
* Vücudunuzun istediği yiyeceği yiyin.
* Tok hissettiğiniz anda yemeyi bırakın.
Yeme biçiminizi değiştirin, hayatınız değişsin
Lady Di’nin doktorundan sağlıklı beslenme önerileri...
Haberin Devamı