Kalıcı başarı sağlamak istiyorsanız, diyet yapmayı değil, sağlıklı beslenmeyi bir yaşam biçimi haline getirin! Bu arada unutmayın; Hiçbir sağlıklı yaşam biçimi günde en az 8 bardak su içmeden sağlanamaz. Su çok önemli bir “kilo verme yardımcısı”dır.
Neden mi?
Suyun kalorisi yoktur.
Mideyi doldurur. Böylece daha çabuk tokluk hissederiz.
Tamamen zararsız bir iştah azaltıcıdır. Atıştırmanın önüne geçer. Diyet yapmakla oluşan toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar. Metabolizma için gerekli mineraller sağlar.
Yeterli su içip içmediğinizi nasıl kolayca anlayabilirsiniz?
Basit bir
yöntem var:
Eğer idrarınız koyu renkli ve kokulu çıkıyorsa içtiğiniz su miktarı yetersiz demektir. Berrak ve açık renkli idrar yeterli su içtiğinizin göstergesidir. (Bazı ilaçlar idrarda renk veya koku değişikliğine yol açar.)
Su içmeyi nasıl alışkanlık haline getirebilirsiniz?
En çok zaman harcadığınız yerlerde su bardağı veya şişesi bulundurun. Ofiste, arabada, tv seyretmekten hoşlandığınız koltuğun yanıbaşında, egersiz yaparken... Böylece su içmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz.
Diyetteyseniz:
Eğer daha az yemeye başladıysanız, daha çok su için.
Ne kadar su içerseniz için:
0 kaloridir.
Eğer kilo vermeye çalışıyorsanız günde en az 1,5 litre su içmelisiniz. Ve bu suyu güne yaymalısınız. Su etkili bir kilo verme yardımcısıdır. Açlık hissini azaltır, tokluk hissini artırır.
Su içmek için susuzluk hissetmeyi beklemeyin, susuzluk hissetmeden su için.
Kalorili içeceklerden kaçının. Unutmayın; en sağlıklı içecek sudur! Suyunuzun kaliteli olmasına özen gösterin!
pH: Suyun sertlik derecesini gösterir. Potansiyel hidrojen demektir. Suyla karışmış hidrojen miktarını gösterir. Ph değeri
0-14 arası bir rakamla belirtilir.
7 nötrdür. Tüm asitlerin pH’ı 7’nin altındadır, tüm baziklerin ise 7’nin üzerindedir.
Topraktaki suyun pH’ı
6-8,5 arasında değişir.
Düşük pH’lı su asidik, aşındırıcı olabilir.
Asidik su, borulardan bakır, demir, kurşun ve çinko gibi metalleri suya karıştırabilir. Vücut için yararlı olan bazik su içmektir.
Hızlı yerseniz şişmanlarsınız!
İngiliz Tıp Dergisi’nde yayımlanan bir araştırma sonucuna göre hızlı yiyenler, 3 kat daha fazla şişmanlıyor. Çünkü beyinin size “doydun- dur” komutu verebilmesi için 20 dakikaya ihtiyacı var. Eğer önünüzdeki yiyeceği hızlı silip, süpürürseniz beyine yeterli zaman tanımamış oluyorsunuz. O zaman da doygunluk hissedinceye kadar çok daha fazla kalori tüketirsiniz. Sonuç: Fazla kilolar!
Birazcık yavaşlamak için bazı öneriler:
Düşük kalorili, yüksek hacimli yiyeceklerle açılış yapın. Yağsız sebze çorbaları, salatalar gibi. Yemeklerden önce 1 -2 bardak su için. Çok aydınlık ortamda yemek yemeyin. Araştırmalara göre parlak ışık bizi daha fazla yemeye itebiliyor. Çatalınızı normalde kullandığınız elinizle değil, diğeriyle tutun.
Yemeniz yavaşlayacaktır.
Televizyon karşısında veya bilgisayar başında yemek yemeyin.
Kendinizi çikolata kadar iyi hissettirecek meyveler neler?
Elma, portakal ve üzüm. Ohio’daki Ashland Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre bu meyveler aynen çikolata gibi bize mutluluk veriyor. Özellikle üzümde bu etki daha çok ortaya çıkıyormuş.
Brunch’ları tehlikeli buluyorum!
Özellikle kilo vermeye çalışıyorsanız brunch’lardan uzak durun derim. Kahvaltı çok önemli, sindirim sistemine ‘başla’ komutu veriyorsunuz. Düzenli kahvaltı yapanların yapmayanlara göre kilolarını çok daha rahat korudukları kanıtlanmış durumda. Ancak araştırmalar kahvaltıda tüketilen kalori arttıkça, gün boyunca tüketilen toplam kalorinin de arttığını gösteriyor. Yani “Şöyle güzel bir kahvaltı yapayım, sonra fazla yemem” deseniz bile duramıyorsunuz. Daha çok yemeye başlıyorsunuz! Bu yüzden, yaza da şunun şurasında 3 ay gibi kısa süre kalmışken, gelin brunch’ları es geçelim. Arkadaşlarınızla yemek için buluşun. İnsanın açık büfede, bir sürü poğaça, börek, sucuk arasında gözü dönebiliyor. Ama bir lokantada yemek ısmarlarken daha kontrollü davranabiliyoruz.
Penelope Cruz formunu nasıl koruyor?
Oscar’ı bence haketmedi, ama Oscar töreninde harika görünüyordu. En iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü aldığı Vicky, Christina, Barcelona filmi boyunca tüm yıl olduğu gibi özel eğitmeniyle çalışmış. Eğitmeni Gunnar Peterson şöyle diyor: “Holly- wood kadınları her zaman en iyisini yapmaya çalışır. Penelope de öyledir!” Film boyunca kardiyo ve esneme harketleri yapmış, ağırlıklarla çalışmış. İngilizler derki: No pain, no gain! (Acı yoksa, kazanç da yok.) Yani oturduğumuz yerde fit olamıyoruz, kilo veremiyoruz.
Biraz ter dökmek gerekiyor.
Üç ay sonrası yaz
Kilo vermek çok zor değil; önemli olan verilen kiloları geri almamak, size uygun, sağlıklı bir kiloda kalabilmek
Haberin Devamı