İşlenmiş et ürünlerinin kolon kanseri riskini artırdığı yeni bir bilgi mi?
Hayır değil! Köşemin sürekli okurları hatırlayacaklardır, ta 2009'da Londra‘da Dünya Kanser Araştırma Vakfı’nın Kongresi’ne katılmıştım ve kongre notlarımı dizi halinde yayımlamıştık. Oradaki başlıklardan biri de kansere karşı korunma önerisi olarak haftada 300, maksimum 500 gram et tüketilmesi gerektiğiydi. Çeşitli ülkelerden pek çok kişi üzerinde yapılan araştımalar ve istatiksel bilgiler hep işlenmiş et ürünleri ve aşırı kırmızı et tüketiminin kolon kanserini artırdığı yönündeydi. Bunu defalarca da TV konuşmalarımda belirttim.
İşlenmiş et ürünleri niçin riski artırıyor?
Bu tip et ürünleri tuzlanıyor, tütsüleniyor, işlemlerden geçirilerek raf ömürleri uzun tutulmaya çalışılıyor. Bu tip işlemler polisiklik aromatik hidrokarbonlar denen kanserojen kimyasalları artırıyor.
Yüksek ısıda pişen et riski artırıyor
Ya heterosiklik aminler nedir?
Kısaca HCAs deniyor. Yani kanserojen kimyasallar. Özellikle aşırı yüksek ısıda pişen etlerde oluşuyorlar. Aşırı yüksek ısıda etin kendi içindeki etkileşimle meydana geliyorlar. ABD Kanser Enstitüsü aşırı pişmiş et tüketimiyle sadece kolorektal değil, mide, meme ve pankreas kanserleri arasında da ilişki bulunduğunu düşünüyor. Çok sık orta-iyi veya iyi pişmiş et yiyenlerde kanser riski üç kat artıyor.
Süt, yumurta, tofu gibi besinler pişirilince kanserojen kimyasallar oluşmuyor mu?
Çok çok az veya hiç! HCAs oluşması için kaslı et gerekiyor.
Et tüketimini azaltmak gerek...
Kanserojen kimyasalları azaltmak mümkün mü?
Zeytinyağı, limon suyu ve sarmısak karışımının pişmiş tavukta HCAs seviyesini önemli oranda azalttığı saptanmış. Kongrelerde konuştuğum çoğu biliminsanı genelde et tüketimini azaltmanın en doğrusu olduğu görüşünde... Şu noktalara dikkat etmeye çalışın:
-İşlenmiş et ürünleri tüketimini minimuma indirin.
-Aşırı kırmızı et tüketmeyin.
-Etle alevi direkt temas ettirmeyin.
-Eti marine edip öyle pişirin.
-Pişirme süresini kısa tutun.
-Eti sürekli çevirerek pişirin.
-Etin kömürleşmiş kısımlarını yemeyin.
Laboratuvar deneylerinde HCAs ve PAHs mutajenik bulundu. Bu şu demek; hücre yapımızda değişikliklere neden oluyorlar, kanserleşmeye yol açıyorlar.
Kanserden uzak tutan faktörler
-Bol bol meyve ve sebze tüketmek
-Bakliyat ve tam tahıllı besinler bakımndan zengin bir diyet
-Düzenli fiziksel aktivite
-Düşük miktarda alkol tüketimi ya da sıfır alkol tüketimi
-Anne sütü emmiş olmak ya da bebek emzirmek
PAHs nasıl oluşuyor?
Açık ateşte pişen etten damlayan yağlar ateşe düşüyor. Aleve yol açıyor. İşte bu alevin içinde PAHs var. Bunlar ete yapışıyor. PAHs tütsü yönteminde de oluşuyor.
Uzun yaşayanlar sebze yiyor
Kırmızı eti hayatımızdan çıkartacak mıyız?
Tabii ki hayır! Ancak abartmadan yedikçe ve çok hareketli oldukça her şeyi yiyerek sağlıklı kalınabileceğini gördüm Anadolu’da... Şimdiye kadar gördüğüm en sağlıklı toplum ise Masai yerlileriydi. Yedikleri de et, kan, süt ve çalılardan topladıkları yemişlerdi. Müthiş hareketli insanlar; günlük yürüyüş mesafeleri 10-20 km arasında değişiyor.
Kırmızı et yaşamsal önemi olan pek çok elemanı içeriyor, zekayı da keskinleştirdiğini düşünüyorum. Ülkemizin en uzun yaşayan insanlarının en fazla bulunduğu yer Nazilli, Aydın yöresi... Taze sebze, yeşillik, zeytinyağı ağırlıklı besleniyorlar. Tereyağ, etle pek araları yok. Bu yiyeceklerden söz ettiğinizde çoğu yüzünü buruşturuyor. Ancak bu yörede uzun yaşamla birlikte gelen sorunlar da var tabii; Alzheimer gibi.
Soğan ve sarımsak kansere karşı
Dünya Kanser Araştırma Vakfı ve Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen dünyaca ünlü 21 kanser uzmanı, 7 bini aşkın araştırmayı inceleyerek kanser riskini minimuma indirmek için öneriler derledi.
-Dengeli bir beslenme düzeni, düzenli egzersiz ve sağlıklı bir kiloyla dünya çapında kanser vakalarını üçte biri oranında azaltmak mümkün.
-Vücuttaki yağ dokusunda bulunan hücrelerin yüzde 40’ı vücuda kanser riskini artıran kimyasal maddeler salgılar.
-Özellikle karın bölgesinde biriken yağlar kansere neden olan österojen gibi hormanların fazla salgılanmasına yol açarak pankreas, rahim ve meme kanseri riskini daha da yükseltir.
-Her öğünün temelini bitkisel gıdalardan oluşturmak kanser tehlikesini önemli bir oranda azaltır.