Uzun yıllardır formunu özenle nasıl koruduğunu merak ettiğim kadınların başında İnci Aksoy gelirdi. Nihayet öğrendim... Sizinle paylaşıyorum. Yine kanıt ortada; bu kadar hoş görünmek çaba istiyor, oturduğunuz yerde olmuyor. EKAV (Eğitim Kültür ve Araştırma Vakfı) Başkanı ve Türkiye’nin ilk online Sanat Televizyonu kurucusu, uzun yıllar Galatasaray Kulübü’nden lisanslı binici İnci Aksoy’a merak ettiklerimi sordum.
* Sanat mı sizi doyuruyor da böyle fit kalabiliyorsunuz?
Yaşam biçimi olarak seçtiğim sanat ve sporla içiçe yaşamak ruhsal ve bedensel doyum sağlıyor. Sanat beynin Omega 3’ü. Sporla birlikte fit kalmamı sağlıyor. Ayrıca dengeli besleniyorum.
* Kaç kilosunuz? Boyunuz ne kadar?
Boyum 1.66. İdeal kilom 50-52 kilo arasıdır. 53 kiloya çıktığımda diyetisyenin kapısını çalarım. İki hamileliğimde de 9 kilo aldım. Her gün 2-3 saat yürüdüm, hamile jimnastiği yaptım.
Öğlen salata, akşamsa mutlaka baklagil yiyorum
* Yıllardır hep formunuzu korursunuz. Sizi hiç şişman görmedim. Bir günde neler yediğinizi anlatır mısınız? İnci Aksoy’un bir günlük mönüsü nasıldır?
Nasıl ince kalıyorsunuz diye sorulduğunda “Çalışıyorum” diyorum. İnce kalmak için de çaba göstermek lazım. Bütün gün oturup hareketsiz kalıp, su içsem yarıyor diye bir düşünce olmamalı. Genetik yapınız şişman olmadığı sürece zayıf kalmak kendi elinizde. Sabah uyanınca 2 bardak su içiyorum, tahıllardan veya yeşilliklerden oluşan kahvaltı ediyorum (mutlaka kahvaltı etmek şart). Öğlen tavuklu salata veya makarna, akşam da mutlaka baklagil ağırlıklı besleniyorum. İçki ve sigara kullanmıyorum.
* Anneniz, babanız ve kardeşleriniz de ince miydi? Kızınız da çok ince çünkü. İnceliğinizin bir nedeni de genetik olabilir...
Evet, genetik olarak ince yapılıyız. Kızım da, oğlum da ince yapılılar.
* Ne kadar spor yapıyorsunuz?
Eskiden her sabah Belgrad Ormanları’nda 7 kilometre koşar, öğleden sonra iki saat de at binerdim. Fakat şimdi çalışma hayatında vakit bulamadığım için her sabah Yeniköy-Tarabya arası hafta içi 1 saat, hafta sonları da 3’er saat yürüyorum. Yürürken de iPod‘uma yüklediğim Nil Gün’ün motivasyon CD’lerini dinliyorum. Ayrıca haftanın 2 günü ağırlık çalışıyorum. Yani pek mucize olmuyor ince kalmak...
Tatlıyı çok severim, mutlaka bitter çikolata yerim
* Formunu korumak isteyenlere önereceğiniz tek şey olsa bu ne olurdu? Benim sırrım şu dediğiniz bir uygulama var mı?
Mutlaka spor öneririm. Pozitif düşünceyi sağlamak için de sanatla ilgilenmelerini, müzik ve motivasyon CD’lerini dinlemelerini... Zira İtalya’da yapılan bir araştırmada sanat eserine bakmanın ağrı kesici etkisi yaptığı kanıtlanmış.
* Yemek yapar mısınız? Bize bir light tarif verir misiniz?
Yemekle aram iyi değildir. Zamanımı mutfakta geçirmek istemem. Sadece salata yapmak için mutfağa girerim. Ama tatlıyı çok severim. Mutlaka bitter çikolata yerim. Light bir tarif isterseniz, bir elmayı kabuklarıyla doğrayıp içine karanfil, bir tutam tarçın, bir avuç yaban mersini ve bir adet esmer küp şeker ilavesiyle 15 dakika suda haşlıyorum. İsteyen piştikten sonra dondurma ile yiyebilir.
* Şu anda süren sergide ressam Muzaffer Akyol son yılların trendy meyvesi narı resmetmiş bol bol. Sizce nardan sonra trendy olacak meyve-sebze hangisi? Veya sizin gözdeniz?
Nar çok sevdiğim bir meyvedir. Sabahları müsli, yoğurt, nar ve kivi karışımı yiyorum. Nardan sonra bol C vitamini içeren kivi diyebilirim.
İngilizler buz pateniyle form tutuyor
Mekan, bir zamanlar eğitim aldığım BBC Türkçe Servisi’nin tam karşısındaki Somerset House. Eğer Christmas civarı Londra’ya gidersem mutlaka buraya da uğrarım. Binanın girişindeki büyük alan buz pateni pisti haline getirilir. İngilizler müzik eşliğinde irili, ufaklı ailece kayarlar. Seyri pek hoştur. Buz pateni ne kadar kalori mi yaktırıyor? Saatte 400-500 kalori!
Soya proteiniyle açlık hissetmeden kilo verdim!
Kilo yönetimi üzerine araştırma sonuçları elime geçince kendi deneyimimi de sizinle paylaşmak istedim. Henüz Türkiye’de piyasaya sunulmamış, içinde soya proteini ve yulaf içeren, paketi sadece 45 kalorilik bir ürünle (Levitas) 3 kilo fazlalığımdan çok rahat kurtuldum. Ve ürüne aşık oldum! Her yere taşıdım; bütün yurt dışı konferanslar, gezilerde bavulumda paket paket bu üründen vardı. 1 hafta mı kalıyordum bir yerde? En az 3 akşam bu ürünü probiyotik yoğurt ve meyveyle karıştırarak yedim.
Sonuç:
* Sadece yulaf ezmesine göre çok daha tok tutuyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde “Ne yesem“ diye dört dönmüyorsunuz. Çünkü soya çok güçlü bir protein kaynağı ve protein tok tutuyor.
* Kırmızı eti fazla tüketmiyorum. Dünya Kanser Araştırma Vakfı’nın “Haftada 300 gramdan fazla kırmızı et tüketmeyin“ önerisine kulak veriyorum. Tavuğa da yan gözle baktığım için güçlü protein alabilmek için geriye kalan balık, yumurta, soya... Soya ete eşdeğer protein içeriyor.
* Ayrıca soya proteini eğer doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük bir beslenmenin parçası olursa, toplam kolesterol ve LDL kolesterol seviyelerini de azaltıyor. Böylece kalp hastalığı riskini azaltmaya yardımcı. Ülkemizde her 4 erkekten birinin kalp krizi geçirdiğini düşünürseniz, soya protein olarak mutlaka etin yerini almalı.
* Bence soya proteinli, tok tutan ürünler aynen Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi bizde de yakın gelecekte çok gözde olacak. O zaman yurt dışından ürün taşıma derdinden kurtuluruz.
Türkiye’de kilo yönetimi üzerine araştırma sonuçları açıklandı
Soya bileşenlerinde dünya lideri olan Solae, kısa süre önce 11 ülkede kilo yönetimine dair tüketici araştırma çalışması gerçekleştirdi.
Araştırma sonuçlarına göre:
1- Türkler için bir üründe aradıkları en önemli nitelik lezzet!
2- Türk beslenme uzmanları proteine çok önem veriyor ve zenginleştirilmiş “Günlük” gıdaları tercih ediyor.
Kilo yönetimi tüketici araştırma çalışması Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa ve Güney Afrika gibi seçilmiş ülkelerde 5300’ten fazla beslenme uzmanının görüşleri alınarak gerçekleştirilmiş.
Solae Avrupa Genel Müdürü Reinhart Schmitt’in görüşü...
* “Tüketiciler uygun yiyecek ve içecekler aracılığıyla kilolarını daha kolay yönetebilmenin yollarını arıyor. Verilerimiz bugünün tüketicisinin, proteinin açlıklarını düzenlemedeki önemli rolünü anladıklarını gösteriyor. Yüksek kaliteli bitki özlü bir protein olan soya proteini, gıda üreticilerinin bu büyüyen segmenti hedef alan lezzetli ve tatmin edici gıda ürünleri geliştirmesine yardımcı olabilir.”
* Tüm ülkelerde, kilo yöneticilerinin yüzde 78’i veya daha fazlası, proteini, enerji seviyelerini koruma ve açlığı kontrol etmede oldukça önemli olarak değerlendirdiler.
* Türkiye’deki kilo yöneticilerinin yüzde 91’i, yüksek proteinli gıdaların doyurucu olduğu, enerji seviyelerini koruduğu görüşüne katılıyor.
* Kilo yöneticileri, proteinin beslenmelerindeki rolüne büyük önem veriyor. Ancak, kilo yönetimi faydalarını eşsiz bir şekilde sağlamaya gelince, tek bir protein kaynağının ön plana çıkacağını düşünmüyorlar. Türkiye genelinde hayvansal ve bitkisel proteinleri dengeli olarak tüketmenin sağlıklı bir yaklaşım olduğu sonucu çıkıyor.
Sanat beynin Omega 3’ü
Sanat beynin Omega 3’ü genç kalmamı sağlıyor
Haberin Devamı