Kadın evlenince, erkek boşanınca kilo alıyor!

Evlenip de kilo almayan var mı? Nadirdir sanıyorum. Hepimiz daha ilk yılda 2-3 kilo koyuyor, toparlanmaya başlıyoruz. Orda kalsa iyi, çoğumuz katlanarak yukarılara hayatında hiç görmediği kilolara ulaşabiliyor. Peki nedeni ne? Önlemenin yolu var mı? Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz ‘a hepimiz için sordum.

Evlendikten sonra şişmanlıyoruz, neden?
Yalnız evlendikten sonra değil yaşam koşullarımız ve ilişki biçimlerimiz ve ortamlarımız değiştikçe de kilo alıyoruz. Kilo almanın ruh sağlığı ile ve stresle başedebilme ile yakın ilişkisi olduğunu biliyoruz. Kadınların evlendikten sonra, erkeklerin de boşandıktan sonra kilo aldıkları bilimsel bir araştırma ile kanıtlanmış. Ortam değiştirme de ruh halimizi, dolayısı ile yeme şeklimizi ve kilomuzu etkiliyor. Üniversite için farklı şehirlere giden gençlerin de çok kilo aldıkları saptanmış.
Kilo aldıktan sonra bunu bir-iki yılda vermezsek kalıcı hale gelebiliyor ve yeni kilomuz oluyor.
Kendimizi nasıl motive edelim hafiflemek için?
Alınan kilolar kişinin genel sağlığını etkileyecek, yaşam kalitesini azaltacak kilolarsa yapılacak şeyler de daha köklü çözümler üzerine oturtulmalı. Depresyon ve kaygı bozuklukları kişinin kilo alımında etkili. Farklı şikayetlerle psikologlara başvuranlarda, terapi ilerledikçe kişi neden yediğini farkediyor. Yemek çoğu zaman sadece doymak için değil sıkıntıyı ve kaygıyı azaltmak için de kullanılıyor. Bunu farketmek bile bazen büyük bir değişiklik yapabiliyor .
Genelde eşler birlikte şişmanlıyor, belki bunun için hoşgörüyorlar birbirlerini, ne dersiniz?
İlişki şeklimiz, sosyal hayatımız kilomuzu etkiliyor. Evlendikten sonra daha çok evde misafir ağırlamak, eşlerden birinin mutfakta becerilerini göstermesi, hepsi etkiliyor kilo alımımızı. Fakat problem eşlerden biri bu gidişata dur deyip, eşinin aynı şeyi yapmadığını görünce başlıyor. Hoşgörü burada azalıyor. Kendi zayıfladıktan sonra eşinin kilosunu eleştirmeye başlayan hem erkek, hem de çok kadın görüyorum. Ama tabii bu bir evlilik sorununa eşlik ediyor çoğu zaman.
Eşlerimizi uyarmalı mıyız? “Çok kilo aldın, aman dikkat” ! diye Kırıcı olmaktan korkuyor çoğu kişi. Yaklaşım nasıl olmalı?
Eşlerin birbirleri ile ilgili şikayetlerini paylaşırken çok dikkatli olmaları gerektiğini biliyoruz. Yalnız kilo ile ilgili değil her konuda kırıcı bir eleştiri diğer tarafın küsüp, kapanmasına, iletişimi farklı bir boyuta çekmesine neden olabiliyor. Ayrıca kırıcı bir eleştiri cinsel hayatta özellikle kadının kendisini bu alandan tamamen çekmesine de neden oluyor.Burada ortak bir hayata bakış açısı olan çiftlerin bunu bir yaşam tarzı haline getirdiklerini görüyoruz. Daha az yemeğe gidip, daha çok spor yapmak, birlikte mönü hazırlayıp haftalık alışverişe gitmek gibi. Tabii bunu yapabilmek için çiftlerin yargısız dinleyebilme becerilerine sahip olmaları gerekiyor.
Kilo almak dış görünüş sorunu değil
Bazı insanların “Madem benimle evli, beni her halimle sevmeli” diye bir tepkisi var... Bu yaklaşım sağlıklı mı?
Özellikle evliliğin ilk başlarında yalnız kilo değil bakım , giyim, karşılıklı bu konudaki saygı konusunda biraz daha rahat davranıldığını biliyoruz. Eğer evlilik bir “amaç” ise evlenmiş olmak kişinin bu amacı için gösterdiği gayreti azaltabiliyor. Ama evlilik amaçtan çok bir yaşam şekli ise kişi sadece ve sadece kendine duyduğu saygıdan dolayı kilosuna da bakımına da dikkat ediyor. Kilo alımı sadece bir dış görünüm sorunu değildir. Kişi kendi dış görünümünü beğenmediği sürece evlilik de, sosyal hayat da, cinsellik de etkilenecektir.
Kişi kendisinden memnunsa bedenini seviyor
Eşlerden birinin aşırı şişmanlaması evliliği nasıl etkiliyor?
Kilo alımının nedeninin evliliğin gidişatı ile ilişkili olduğunu düşünüyorum . Eğer kilo alımı kişinin elinde olmayan bir hastalık/tedavi sonucunda oluştu ise iyi bir ilişki bu nedenle bitmez diye düşünüyorum. Ya da böyle bir nedenle bitiyorsa o ilişki için soru işaretleri de vardır diğer alanlarda. Bir evliliği sağlam kılan şeylerin başında hayata ortak bakış açısı, ortaklaşa yapılan zevk alınan aktiviteler gelmektedir. Kilo alımı sosyal hayattan kopmaya, daha az ortalıklarda görünmeye, eşle birlikte yapılan aktivitelerin yapılamamasına ve cinselliğe etki ediyorsa tehlike sinyalleri olarak değerlendirmekte fayda vardır.
'Şişman insan mutlu insan’ gibi bir inanış var. Siz bir psikolog olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu göstermelik bir mutluluk mu?
Açıkçası ben kişinin kendisi ile hoşnut olduğunda , kendi derisi altında kendini iyi hissettiğinde mutlu olduğunu düşünüyorum. Ayrıca mutlu olmanın ve kendini iyi hissetmenin sadece kilo ile ilgili olmadığını biliyoruz.
Biz kilomuzla, bu hayatta yaptıklarımızla, başardıklarımızla, hayallerimizle bir bütünüz. Bir iki kilo fazlası olduğu için sosyal hayattan kopan, eşiyle ilişkisi değişen kişiler de var. Sağlıklı olmak, hayattan kopmamak birkaç kilodan daha önemli.
Fazla yemekle sorunların üzerini mi örtüyoruz?
Eğer kendinizi iyi hissediyor, depresyonda değilseniz o zaman bedeninize size çok zarar verecek birşey almıyorsunuz. Bu sadece yemek yemek için değil, alkol ve uyuşturucu, çok alışverişe gitmek, hatta çok sağlıklı olarak gördüğümüz spor yapmak için de geçerli. Yemek psikolojik sorunlarda özellikle depresyon ve kaygı bozukluklarında bir uyuşturucu görevi görüyor. Kişi yedikçe sıkıntısını örtüyor.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR