Bu yıl "Gözler Diyabette!" Amaç erken tanı konarak diyabet komplikasyonlarının önüne geçebilmek, özellikle de göz sorunları ve körlüğün. Peki diyabet niçin hep gündemde ve hiç inmiyor? Çünkü günümüzün salgın hastalığı. Dünyada diyabetli sayısı hızla artıyor. Uluslararası Diyabet Federasyonu 2015’te 415 milyon insanın diyabetle yaşadığını bildirdi. 2040’da ise 640 milyon insanın diyabetli olacağı açıklandı. Bunların çoğu Tip 2 diyabet; yani erişkin diyabeti. İlginç olan diyabetlilerin en az yarısı diyabetli olduğunun farkında bile değil!
Diyabetli biri hiç farkında olmadan yıllarca yaşayabilir. Bu sırada sürekli yüksek olan kan şekeri vücudunu mahvetmektedir.
Diyabet belirtileri
-Normalden daha fazla idrara çıkmak- özellikle geceleri.
-Çok susamak
-Çok yorgun hissetmek
-Nedensiz kilo kaybı
-Penis veya vajina bölgesinde kaşıntı, sık mantar enfeksiyonları
-Kesi ve yaraların geç iyileşmesi.
-Görmede bulanıklık.
Gözü nasıl etkiliyor?
Sürekli yüksek kan şekeri göze giden damarların yapısının bozulmasına yol açıyor. Buna diyabetik retinopati diyoruz ve körlükle sonuçlanabiliyor. Her diyabetlide bu olacak diye bir şey yok. Burada riski artıran; diyabetin süresinin uzun olması, kan şekeri düzeyinin hep çok yükseklerde seyretmesi ve yüksek tansiyon.
Diyabetlilerin 1/3’ünden fazlasının görme kaybı yaşayacağı bildiriliyor. Bu durumda eğer diyabetiniz varsa mutlaka düzenli göz kontrolü yaptırmalısınız.
Dönüşü var mı?
Tip 2 diyabetin (erişkin diyabeti) eğer hayatınızda doğru değişimleri yaparsanız dönüşü var. Basit değişiklikler neler mi? Günlük rutininize egzersizi eklemek ve sağlıklı beslenmeye geçmek. Tip 2 diyabetin en büyük nedeni yıllarca yanlış beslenme, fazla kilo ve şişmanlıkla pankreası yormak.
Yiyecek bağımlılığı
Yiyecek bağımlılığı sadece davranış düzeyinde değil, nörokimyasal düzeyde de kendini gösteriyor. Yiyecek bağımlısını sadece fazla yiyen diye düşünmeyin. Yiyecek bağımlısı kişi normalden çok az da yiyor olabilir, tıkıştırırcasına yiyor da...
Yiyecekle ilişkinizi ölçmek için sorular
-Erken yaşlardan günümüze yiyecekle ilgili anılarınızı gözden geçirin. Tekrar eden bir davranış biçimi farkediyor musunuz?
-Geçmişte yediklerinizi kontrol etmeye çalıştınız mı?
-Kaç diyet yaptınız? Kaçı başarılı oldu?
-Sürekli çabuk kilo verdiren diyetler peşinde misiniz?
-Kendinize va çevrenizdekilere diyete başlıyorum sözleri veriyor musunuz?
-Çevreniz yiyecekle ilişkinizden etkileniyor mu? Hiç tıkıştırırcasına yediniz mi?
Şeker bağımlı mısınız?
Paleolitik dönemde insanları hayatta tutan şey tatlı yiyeceklere eğilimimizdi. Çünkü tatlı yiyecekler zehirli değildi, güvenle tüketilebilirdi. Her birimiz yılda 50 kg şeker tüketiyoruz! Bu da günde 29 çay kaşığına denk geliyor. Sinir sistemi ile uğraşan biliminsanları şekerin beynin ödül sistemini ele geçirdiğini, böylece güçlü isteklere neden olduğunu, kontrolü elden kaybettiğimizi belirtiyor. Şeker bağımlılığının ilaç bağımlılığıyla benzer yolları izlediğini de açıklıyor. Şeker diğer bağımlılık yapıcı maddeler gibi beynimizin biyokimyasal ileti yollarını değiştiriyor. Dopamin beyinde keyif kimyasalı olarak da bilinen madde- sadece şeker yediğimizde değil, şeker yemeyi düşündüğümüzde bile salgılanıyor. Bu bağımlılıktan kurtulmak için psikolog yardımını almak en doğrusu.