Fit kalmayı başaranlar

“Türk erkeklerinde bu yaşta böyle vücudu olan genç veya ileri yaşta erkek yok çünkü. İnce olabiliyorlar, ama böyle yay gibi olan yok!”

Haberin Devamı

Bozcaada’da sabahın erken saatlerinde benimle birlikte 10 kilo veren bir danışanımla sıkı yürüyüşteydik. Zıpkın gibi bir erkek vücudu çarptı gözüme. Kafasında kasket olduğu için uzaktan yaşını kestiremedim, ama ileri yaşta olduğu belliydi. “Kesin yabancı” dedim arkadaşıma... “Türk erkeklerinde bu yaşta böyle vücudu olan genç veya ileri yaşta erkek yok çünkü. İnce olabiliyorlar, ama böyle yay gibi olan yok!”
Az sonraki “Günaydın”ıma bozuk ama sevimli ve güleç bir Türkçe’yle yanıt verildi! Gippetto Gelber 2 yıl önce Bozcada’ya gelip aşık olmuş, yazları burayı mesken tutmuş ve gönüllü yoga dersleri vermeye başlamış. Kışın ise Tayland’da ders veriyormuş... Ben sordum Gelber anlattı:

Her zaman fit miydiniz?
Hayır! Spor yapıp fit olmayabilirsiniz.

Peki, ne zaman fit olmaya karar verdiniz? Nasıl değiştiniz?
33 yaşındayken! Beslenme biçimimi değiştirdim ve aynı gün yogaya başladım.

Daha önce nasıl besleniyordunuz?
Tipik Amerikalılar gibi! Hamburger, kızarmış patates, fast-food. Her akşam da kırmızı et veya tavuk yerdim.

Şimdi nasıl besleniyorsunuz?
Vejetaryen. Balık yiyorum ama...

Aile üyeleri de fit insanlar mı?
Annem 91 yaşında ve sağlıklı... Yakında Florida’ya gidip onu ziyaret edeceğim. Bir ayı birlikte geçireceğiz.


Sadece fiziğime değil ruhuma da bakıyorum


Sadece fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da kendine iyi bakıyor!
Her gittiğim yerde fitleri mimliyorum. Sanatçı Muvaffak İren de Bozcadayı mesken tutanlardan. Sokakta ilk gördüğümde o, kolumdaki Güney Afrika bileziklerine, ben fitliğine bakakaldım. Eee, sanatçıyı sanat, beslenme uzmanını fitlik çekiyor!


Hep böyle fit miydiniz?
Hayır! Şişman değil ama fazla kilolu sayılabileceğim dönemlerim oldu.

Bu fit yapı genetik mi? Ailenizde şişman insanlar var mı?
Normaller. Şişman yok.

Kendinize nasıl dikkat ediyorsunuz?
Her sabah bir saat açık havada yürüyorum. 3-4 tane de düzenli olarak uyguladığım yoga hareketi var.

Ne yiyorsunuz?
Fazla olmamak kaydıyla her şey!

En fazla yediğiniz yiyecek?
Balık ve meyve.

En az yediğiniz yiyecek?
Kırmızı et! Çok nadir yiyorum.

Çok sakin, huzurlu duruyorsunuz. Bu da fit kalmanıza yardımcı oluyor mu?
Evet. Sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da kendime iyi bakıyorum. Holistik bakışım var.

“Holistik bakış” nedir?
Hayata her yönüyle bakabilmek, potansiyelini anlamaya çalışmak. Ben de böyle yaşamaya çaışıyorum. Örneğin; bana yaşımı sordunuz, ben de 61 dedim. Ama ben 15 milyar yaşında olduğumu düşünüyorum. İşte bu holistik bakıştır. Evrenin başından beri var olduğumu düşünüyorum.


Yeşil çay kilo vermeye yardımcı oluyor

Şimanlığa karşı mucizevi bir ilaç gibi düşünmeyin. Ama araştırmalarla kesin olarak belirlendi; yeşil çay kilo vermeye yardımcı oluyor. Araştırmacılar yeşil çayın içindeki katekinlerin yağla savaşan aktif bileşen olduğunu düşünüyorlar. Özellilke EGCG adlı bileşen (epigallocatechin-3-gallate) kalori harcamayı artırıyor ve kilo vermeyi hızlandırıyor. İngiliz araştırmacılar yeşil çayın areobik egzersiz sırasında yağ kullanmını yüzde 17 artırdığını saptadılar. (890 mg polifenol ve 366 mg EGCG içeren ekstre baz alındı) Bir başka deneyde ise çok şekerli bir içecekten sonra deneğin kan şekerine bakıldı. Yeşil çay ekstresi alınan kan şekerinin plaseboya göre (yeşil çayı taklit eden bir başka ekstre) çok daha hızlı düştüğü gözlendi.


Yeşil çayın sağlık için başka yararları daha var:

n Hücre ölümünü azaltıyor.
n Kalp krizi veya felç sonrası iyileşmeyi hızlandırıyor.
n Antioksidan içeriği yüksek; hücreleri serbest radikal denen kanser yapıcı kimyasallardan koruyor.
n 40 bin Japon erişkin üzerinde 11 yıl süren bir araştırma düzenli çay tüketiminin tüm hastalıklara bağlı ölüm nedenini azalttığını ortaya koydu.
(Kaynak: American Journal Clinical Nutrition, Journal Medicinal Foods)


Cildimize sahip çıkmanın zamanı geldi!

Biz kadınlar yıllardır aman cildimize zarar gelmesin diye en iyi markaların makyaj malzemelerini kullanmaya çalışıyoruz. Ekonomik kriz dönemlerinde bile makyaj malzemesi, parfüm harcamalarının çok etkilenmediğini bu işle uğraşan bir danışanımdan bizzat öğrendim. Peki, en iyi markaların içerdiği kimyasallar neler:
Cıva, kömür zifti, formaldehit. Bunların hepsi toksik ve kanserojenik; yani kanser yapıcı kimyasallar! Tamamen organik malzemeye henüz geçemedim, kendimi eleştirdiğim, yaptığım işe yakıştıramadığım konulardan biri de budur. Çocukken annemi yüzünde salatalık kabuklarıyla, balla çok gördüm, meğer doğrusunu yapıyormuş. Ev yapımı kozmetik işi annemden çok önceye eski Mısırlılara dayanıyor. Mücevher yapımında kullanılan malakit adlı madeni ezerek göz farı, is, hayvan yağı ve kurşunu karıştırıp sürme yaparlarmış. Ben de eskiye dönmeye başladım. İşte denediğim ve beğendiğim lezzetli bir yüz maskesi tarifi...


Kimyasal içermeyen yüz maskesi

Malzemeler:
n 1 yemek kaşığı bal
n 1 olgun avokado
Hazırlanışı:
n Avokadonun içini çıkarıp ezin.
n Balı da içine katıp iyice karıştırın.
n Yüze kalın bir maske şeklinde sürün.
n 15 dakika beklettikten sonra yıkayın. Yüzünüzün yumuşadığını ve parlaklaşığını göreceksiniz.



Kağıtta köfte

Malzemeler:
n 1 kg kıyma
n 1 su bardağı yulaf ezmesi
n 1 yemek kaşığı acı biber salçası
n 1 yemek kaşığı tatlı biber salçası
n 1 yumurta
n İstediğiniz baharatlar
n Çörek otu
Hazırlanışı:
n Malzemenin tümünü iyice yoğurun.
n Fırın tepsinize yağlı pişirme kağıdı serin.
n Malzemeyi bir cm. kalınlığını geçmeden üzerine iyice yayın.
n Üzerine çörek otu serpin.
n 170 derece fırında pişirin.

Bu köfteyi Antakya’nın ünlü kağıtta kebabından yola çıkarak hazırladım. İçine ekmek yerine yulaf ezmesi kullandığımdan çok daha lezzetli oldu. Çocuklar için şekilli silikon bir kapta da pişirilebilir. Kırmızı eti öğlen yemeyi tercih edin. Akşam geç saatte yenen et erişkinlerde sindirim sorunlarına yol açıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR