Pırıl pırıl sularında avlanmış balıklardan bol bol yedik ve bal-badem yüklenip döndük. Temiz havasını soluduk. Datça kendinizi sağlıklı ve iyi hissedeceğiniz bir yer. Boşuna dememişler ‘insanın ömrüne ömür katan yer’ diye...
Yemek de hızın gazabına uğradı!
Büyükşehirlerde yaşayan bizler büyük bir koşuşturmacanın içinde gibiyiz. Kendimizi öyle kaptırmışız ki, yavaş yaşayan insanlar bizim için ayrı dünyaların insanları sanki. Başka bir yaşam biçimini düşünemez hale geldik. Sanki durursak düşeceğiz! Bu aşırı hızın getirdiği stresin sağlığımız üzerinde çok kötü etkileri oluyor. Hızımız yemek biçimimize de yansıdı. Fast-food dükkanları aldı başını gidiyor.
Bayram tatilinde yavaşladık. Saat takmadım, cep telefonumun sesini kıstım, eşimle uzun doğa yürüyüşleri yaptık. Restoran sahipleriyle tanıştık, rahat rahat sohbet ettik, acele etmeden keyifle yemek yedik. Yavaş Yeme Hareketi’ne üye olmayı hakettik. ‘Stresim olmazsa tırnağım bile kırılmıyor’ demişti geçenlerde bir arkadaşım. Ne kadar doğru! Stres olmayınca, huzurlu ve mutlu olunca hastalanmıyorsunuz !
Yavaş Yeme Hareketi nedir?
1986’da İtalyan bir gazeteci Carlo Petrini Yavaş Yeme Hareketi’ni başlattı. Nedeni Roma’da İspanyol Merdivenleri civarında bir Mc Donalds açılmasını protesto etmekti. Amaç yerel mutfağı korumak, fast food’la beslenme biçimine karşı koymaktı. Günümüzde 122 ülkede şubesi ve 83 bin üyesi var.
Ben ahlaksızlığı severim!
Bu sözler Datça limanındaki Reşat Restoran’ın sahibine ait. Reşat Bey beyazlar içinde, kocaman, heybetli, sıra dışı bir karakter. Türkiye’de yediğim en güzel eti hazırladı bize. Ardından cennet-cehennem adlı tatlısı geldi sofraya. ‘39. versiyonu sunuyorum size’ diye de ekledi. Tatlı dondurmalı, tereyağlı, çikolata soslu ve acı biberli! Çok beğendim. ‘Bu tatlıyı hafifleştiremez miyiz Reşat Bey’ diye kibarca sorma gafletinde bulundum. Reşat Bey kükredi: ‘Hayır. Ben öyle light-might yemek sevmem. Ben ahlaksızlığı severim! Yemek de ahlaksız olacak. Yağı da olacak, tuzu da şekeri de...’ Son dönem beslenme konusunda duyduğum en filozofça sözlerdi...
Reşat Tel: (0252) 712 35 70
Yüzde 80’imiz ‘Cadılık Dönemi’ yaşıyor!
u Bir hafta önceden belirtiler başlıyor. Cildim çok bozuluyor, vücudum şişiyor, hamile gibi dolaşıyorum.
u İştahım müthiş artıyor. Aynı aşerir gibi... Bir keresinde küçük bir kutu çikolatayı bir oturuşta yedim. Önce tuzlu cipsler, ardından çikolata yediğim de oluyor.
u ‘Dokunsalar patlayacak’ kadar gerginleşiyorum. Evde çocuklarımın, eşimin her hareketine sinirleniyorum. Filmlerdeki en küçük duygusal sahnelerde bile ağlamaya başlıyorum.
Yukarıdakiler adet öncesinde kadınların yaşadıklarına birkaç örnek. Araştırmalar kadınların yüzde 80’inin adet öncesi sendorumu yaşadığını gösteriyor. Sadece kendilerini değil eşleri, çocukları, iş arkadaşları, çevrelerindeki herkesi etkiliyor. Adet öncesi sendromunun bir adı da ‘Cadılık Dönemi’.
Adet öncesi sendromu, kadınlarda her ay adet dönemi öncesindeki hormonal değişimlere nedeniyle görülen belirtilere verilen isim. En çok görülen duygusal belirtileri sinirlilik, aşırı duygusallık, halsizlik. En çok görülen fiziksel yakınmalarsa memelerde hassasiyet, karın bölgesinde şikinlik, iştahın artması, vücutta su tutulması, uyku sorunları, cilt problemleri, çarpıntı, karın bölgesinde kramplar, el-ayak ve bacakların şişmesi, kilo almak.
Tüm hastalıklarda olduğu gibi adet öncesi sendromunu da seçtiğimiz, tükettiğimiz yiyecek ve içecekler etkiliyor. Bu dönemi daha rahat geçirmek için hangi yiyecekler daha yararlı, hangileri zararlı bakalım.
Nelere evet?
u Su
u Meyve
u Sebze
u Tahıllar (rafine edilmemiş)
u Esmer pirinç, tam ekmekler
u Tohumlar: Ayçiçeği, kabak çekirdeği, keten tohumu.
u Fındık-ceviz-badem
u Yoğurt
Nelere hayır?
u Kafein içeren içecekler (Çay-kahve-kolalı içecekler, gazlı içeceklerin çoğu)
u Şeker
u Tuz
u Beyaz ekmek-pirinç-makarna
u Rafine ve özel işlemden geçmiş yiyecekler (Paket yiyeceklerin çoğu)
u Alkol
SEPETTEKİ SAĞLIK
BADEM
Şeftali ve kayısının akrabası.
Bir Akdeniz bitkisi.
Bol B vitamini içeriyor; enerjiyi artırır.
Bol E vitamini içeriyor; cildi güzelleştirir.
Yüksek fosfor içerğiyle beynin dostu, hücre onarımına yardımıcı oluyor.
100 gramında 612 kalori var.
BADEM ŞEKERİ
Bu tarif benim bayramlıklarımdan!
Londra’da geçirdiğim bir yılbaşında İnglizlere küçük Türk işi keselerin içinde bu badem şekerlerinden hediye etmiştim. Çok hoşlarına gitti. Bol yapıp kavanozda da saklayabilirsiniz. Ama fazla lezzetliler dikkat! Sürekli ‘gel beni ye’ diye sizi çağırıyorlar. En güzel Datça bademiyle oluyor.
Malzemeler:
1 su bardağı çiğ badem
3-4 yemek kaşığı toz şeker
Hazırlanışı:
Bademleri teflon tavada orta ateşte 3 dakika çevirin.
Toz şekeri de ekleyip çevirerek pişirmeye devam edin.
Şeker iyice eriyip bademlere sıvı halde bulanınca tavanızın altını söndürün.
Bademleri fırın tepsinizin üzerine yayarak dökün. Soğuduktan sonra yapışık olanları kırarak birbirinden ayırın.
DATÇA= 3B (Bal-Badem-Balık)
Bayram tatilinde Datça’ya uzandık
Haberin Devamı