Son yıllarda doğal yiyeceklere, ürünlere ilgi çok arttı. Sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada böyle... Nine ve dedelerimizin kullandıkları otlar, bitkiler, bitkilerle tedavi biçimleri tekrar gündemde. Belli ki hızlı yaşama bağlı stres, büyüyen metropoller, hava kirliliği gibi nedenlerle hastalıkların artışına karşı insanlar doğal yaşama dönemeseler bile doğadan daha çok yararlanmak istiyorlar. Doğadan şifa geliştirmek konusundaki çabalar bilimsel alanda da son hız devam ediyor. Bu araştırmalardan biri de Atlanta’daki dünyaca ünlü Emory Üniversitesi'nde sürüyor. Doç. Dr. Cassandra L. Quave bir etnobotanikçi. Emury Üniversitesi’nde Halk Sağlığı Bölümü’nde kendi adını taşıyan bir araştırma grubunun başında. Akdeniz Bölgesi özel ilgi alanı. Akdeniz bitkilerinden hepimizin faydalanabileceği yeni tedaviler geliştirmeye çalışıyor. Kendisiyle Atlanta’da son araştırmaları hakkında görüştüm.
Etnobotanik nedir? Etnobotanikçi ne yapar?
Etnobotanik insanlar ve bitkiler arasındaki ilişkilerin bilimsel olarak araştırılıması demek. Etnobotanikçiler insanların bitkileri yiyecek, ilaç, araç, ev vs. için nasıl kullandıklarını araştırır.
Siz Akdeniz Bölgesi’ne bu açıdan hayran olduğunuz söylüyorsunuz.
Evet. Akdeniz Bölgesi bu açıdan bir cennet. 2001’den beri Akdeniz bölgesinde çalıştım. Bu yörelerde bitkileri yiyecek ve ilaç olarak nasıl kullandıklarını araştırdım. İtalya, Arnavutluk ve Kosova’daki bitkileri inceledim. O yöreden diğer araştırmacılarla çalışarak yörede yüzlerce yıldır yiyecek ve içecek olarak kullanılan yabani otları ve bitkileri belgeledik. Örneğin; İtalya’da yabani hindiba (cicoria olarak adlandırılıyor) ilkbaharda toplanıyor ve acı bir sebze olmasına rağmen keyifle tüketiliyor. Henüz çiçekler açmadan yaprakları topluyor, kaynar suya batırıp yatıştırıyor ve zeytinyağı, sarmısak ve chili biberiyle kızartıyorlar.
Balkanlar'da sağlıklı içecek ve yiyecek yapımında kullanılan pek çok bitkiyi kaydettik. Örneğin; yabani erikler topluyor, suda fermente (maya) ediyor ve böylece özel bir ‘meyve sodası’ elde ediyorlar. Hem doğal bir gazozvari içecek elde ediliyor, hem de tıbbi değeri var.
TÜRKİYE’NİN FLORASINDA ÇALIŞMAK İSTİYORUM
Hiç Türkiye’ye geldiniz mi?
Ülkenize henüz gelmedim, ama müthiş bir floranız olduğunu biliyorum.
Sivas Gemerek’te "gialburu" meyvesinin suyunu köylülerimiz içiyor. Sizinki gibi laboratuvarlarda araştırılması ne iyi olur.
Söylediğiniz yararların laboratuvarlarda da araştırılıp kanıtlanması, yayınlanıp, dünyaya tanıtılması gerekiyor.
Şu anda gelecek için en çok ümit vadeden üç bitki söyleyin bize..
Daha yeni Nobel Tıp Ödülü bir Çin tıbbi bitkisinden elde edilen sıtma ilacına verildi. Modern tıpta en büyük etkiyi yapan diğer bitkiler kalp rahtasızlıklarında kullanılan foxglove, aspirinin içeriğine sahip söğüt ağacı, haşhaş (ağrı için morfinelde ediliyor)... Benim laboratuvarımda biz antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlara karşı doğadan ilham almaya çalışıyoruz.
YEREL HALKA BAKARAK BİTKİLERİ SEÇİYORUM
İlaç olarak kullanılacak ne buldunuz?
Antibiyotik direnci olan enfeksiyonlara karşı ilaç geliştirmek için bize büyük umutlar veriyor. Tatlı kestane ve bir tür böğürtlenden dirençli bakteri enfeksiyonlarına karşı savaşabilecek tedavi yöntemleri keşfettik.
Peki sayısız bitki var. Üzerinde çalışacağınız bitkiyi nasıl seçiyorsunuz?
Yörenin insanlarına bakarak! Laboratuvar analizi yapacağım bitkileri lokal toplumların nasıl kullandıklarını tespit ederek seçiyorum.