Bu soruyu karşılaştığı her anne soruyor. Özellikle metropollerde yaşayan anneler çocukları için çok endişeli. Etrafımda gittikçe daha fazla şişman çocuk görüyorum. Benim ilkokulda olduğum 70’li yıllarda sadece 1 gofret, iki bisküvi çeşidi hatırlıyorum. Bir de gazozlar vardı. Bugünün çocuklarının işi gerçekten zor! Televizyonlardan üzerlerine bangır bangır şeker, gofret, bisküvi, cips, gazoz, dondurma reklamları yağıyor. Bu sağanak altında aklınızda yoksa bile bu yiyecekleri istemeye, yemeye başlıyorsunuz. Biz büyükler bile karşı koymakta zorlanırken, küçükler ne yapsın?
40 yıl öncesine göre bugün çocuklar çok daha fazla yağ, şeker ve tuz içeren yiyeceklerle besleniyor. Evde yemek pişirme azaldı, fast-food tüketiminde büyük artış var. Üstelik TV ve bilgisayar önünde geçirilen saatler çok uzadığı için çocukların hareketsiz kaldıkları zaman dilimi de genişledi. Sonuç: Şişman çocuklar!
2 yıl önce Londra’da katıldığım bir obezite konferansında şu soru sorulmuş ve tartışılmıştı: “Acaba çocuklarımız bizden daha uzun yaşayabilecek mi?”
Şeker hastalığına artık çocuklarda da rastlanıyor
Evet tıp çok ilerledi, böylece birçok hastalığa da çare bulundu ve bulunacak, insan ömrü uzadı ama... Aması var!
Eğer dünya bu hızla şişmanlamaya devam ederse, şişmanlık çok yakında en büyük erken ölüm nedeni olan sigarayı geçecek. Dünyada yeterli beslenemeyen insan sayısı 800 milyonken, fazla kilolu insan sayısı 1 milyarı aşmış durumda!
Çocukluktaki şişmanlık ayrıca alay konusu olma, kendine güvenin azalması, sosyal dışlanma ve depresyona yol açıyor. Bunlar da şişman çocuğu daha hareketsiz olmaya ve yemeye itiyor. Böylece sorun daha da büyüyor. Genelde orta ve ileri yaşların hastalığı olarak bilinen şeker hastalığına artık çocuklarda ve ergenlerde de rastlanıyor. Şişman çocukların çoğu geleceğin şişman erişkinleri haline geliyor. Üstelik erken yaşlarda edinilen kötü yeme alışkanlıklarını sonradan değiştirmek zor. İşte bu yüzden çocuklarda şişmanlığın önlenmesi çok, ama çok önemli. Çocuğunuzu sağlıklı bir yaşam biçimi uygulamada tek başına bırakmayın, siz de ona katılın. Ailece hareket ettiğiniz zaman başarı artacaktır. Önemli olan diyet değil, sağlıklı bir beslenme ve aktif bir yaşam biçimini ailece kalıcı kılmaktır.
Brokoliyi rondoda çekin, makarnaya karıştırın
Okul öncesindeki çocuğunuza nasıl daha fazla sebze ve meyve yedirebilirsiniz? Bu lezzetli öneriler işe yarayacak, deneyin!
* Çocuklar fark etmeden sebze yedirmek için sebzeleriniz onların seçemeyeceği kadar küçük olmalı! Rendeleyin, püre yapın veya çok ince doğrayın. Evde yapacağınız burger, pizza, makarnaların içine karıştırabilirsiniz. Örneğin brokoli mi yedirmek istiyorsunuz? Brokoliyi rondoda çekin, makarnanın içine karıştırın.
* Sebzeleri bir sosun içine saklayarak da sunabilirsiniz. Örneğin; makarnanın yanına domates sos hazırlayın. İçine çok ince çekilmiş soğan, mantar, dolmalık kırmızı biber ekleyin.
* İstediğiniz sebzeleri haşlayın. Rondodan geçirin. Haşlanmış patatesle karıştırıp renkli sebze köfteleri yapın. Bu köfteleri tavada azıcık zeytinyağında çevirebilirsiniz. Bu sebze köftelere birçok çocuk bayılıyor.
* En sevdiği çorbanın içine çok sevmediği ama sizin yemesini gerekli bulduğunuz sebzeyi rondodan geçirerek katın.
* Havuç, kırmızı biber, kabak gibi sebzeleri ketçabın içine karıştırın.
* Hazırlayacığınız taze meyve suyunun içine birkaç meyve karıştırın.
* Fırında pişmiş muza çocuklar bayılıyor. Muzu uzunlamasına ikiye bölün. Üzerine çikolata parçaları kırın. Folyoya sarıp fırında 180 derecede 20 dakika kadar pişirin.
* Çocuğunuz odasına haftalık meyve sebze çizelgesi asın. Çocuğunuz her yediği sebze ve meyvenin resmini çizsin. Bunun sonucunda belli bir sayıyı aşarsa onu ödüllendirin. Küçük bir oyuncak veya sinemaya götürmek gibi...
Ergenlerin sadece yüzde 6’sı yeterli sebze yiyor!
Anneler “Çocuğum bir gecede 10 cm boy attı!” dediğinde inanın! Evet bu kadarı abartı, ama gerçekten de ergenlikte çocuklar çok hızlı büyüyor. Kızlar genelde 10-14 yaşları arasında hızlı bir gelişim gösteriyor. 3 yılda ortalama 17-18 cm. uzuyorlar. Erkek çocuklar ise 13-18 yaş arası yaklaşık 22-23 cm uzuyorlar. Bu zaman aralığında hem kalori ihtiyaçları tepe noktasında, hem de günlük vitamin ve mineral ihtiyaçları! Ancak işte tam da bu zaman aralığında çoğu, yaşamlarının belki de en kötü beslenme dönemine de giriyorlar. Ergenlerin 1/3’ü vitamin-mineral açısından çok fakir bir beslenme biçimi içinde. Çok fazla yağ, şeker tüketiyorlar, tuz tüketimleri müthiş. Yeterli sebze meyve yemiyorlar, lif almıyorlar. Amerika’da yapılan bir araştırmada ergenlerin sadece yüzde 6’sının her gün için önerilen 5 porsiyon sebzeyi tükettiği, yine sadece yüzde 24’ünün yeterli meyve yediği saptanmış. Ülkemizde aynı araştırma yapılsa bu rakamların çok daha iyi çıkacağını düşünüyorum. Ama yüzde 20-30’ları aşacağını da sanmam! Bu sağlıksız trendler için bir şeyler yapma zamanı geldi de geçiyor aslında.
Gazlı içeceklerden kaşık kaşık şeker alıyorlar
Gazlı içecekler, dondurma ve diğer şekerlemelerden önemli oranda şeker girişi oluyor. Şişmanlığı önlemek için bir ergenin günlük kalorisinin yüzde 10’undan fazlası yiyeceklere eklenmiş şekerden gelmemeli.
(12-17 çay kaşığı veya 50-70 gr..)
Tuz yağmuru
Günde 1500 mg’dan fazla sodyum alınmaması gerekirken bunun 3-4 katına çıkabiliyorlar. Ergenlerin diyetindeki tuzun önemli bir bölümü kızartma, cips, kraker gibi hazır yiyeceklerden geliyor.
Yeterli kalsiyum almıyorlar
Bir ergen gazlı içeceklere ne kadar dadanmışsa, kalsiyum alımı da o kadar azalıyor!
Bu insanı endişelendiriyor doğrusu; çünkü yetişkin dönemimizdeki kemik ağırlığımızın yarısını ergenlik çağında oluşturuyoruz. Minnesota Üniversitesi’nde araştırmacılar kızların sadece yüzde 30, erkeklerin yüzde 42’sinin günlük önerilen doz olan 1300 mg kalsiyumu aldığını ortaya koymuşlar.
Her yemekten önce 2 bardak su için,12 haftada 2 kilo verin!
55-75 yaş arası 48 erişkin üzerinde yapılmış bir deney bu. Bu deneklere aynı zamanda düşük kalorili bir diyet programı uygulanmış. 24 kişilik iki gruba ayrılmışlar. Bir gruba yemek öncesinde su içirilmiş, diğer gruba içirilmemiş. Bilim adamları araştırmalarını sonucunu Boston Amerikan Kimya Konfreansı’nda açıklamışlar. İşte sonuç:
12 hafta sonra su içenlerin daha fazla kilo kaybettiği ve bunu koruduğu görülmüş. Yemekten önce su içmeyenlerin ise tekrar kilo aldığı saptanmış. Suyun bu kadar etkili olmasının nedeni mideyi hiç kalorisi olmayan bir sıvıyla doldurmak! Kısacası su içmek işe yarıyor! Bol bol kalsiyumdan zengin, doğal mineralli su için.
Acaba çocuğum doğru besleniyor mu?
Acaba çocuklarımız bizden daha uzun yaşayabilecek mi?
Haberin Devamı