Ama Peru’lu annesinden aldığı egzotik hatlarıyla hâlâ ortalığı kasıp kavuruyor. Üstelik “25 yaşında olduğumdan daha iyi görünüyorum” diyebiliyor. Nasıl mı? Oturarak değil...
Haftada 2 kez boks yapıyor. Düzenli olarak koşuyor.
İstediğini yiyor. Hızlı bir metabolizması olduğunu da itiraf ediyor.
DIŞARIDA KOŞMAK MI KOŞU BANDI MI?
Bu soru bana çok sık sorulur.
Yanıt: Dışarıda koşmak.
Koşmak kilo vermenin en iyi yollarından biri...
Dışarıda koşmak -aynı hızda olduğunu varsayarsak- koşu bandına göre yüzde 5 daha fazla kalori harcatıyor.
Dışarıda koşan kişi rüzgarın direncine karşı koyuyor. Koşu bandının kollarına tutunma gibi bir lüksü de yok.
Dışarıda koşan kişi öne doğru hareket etmek için toprağı itmek zorunda. Koşu bandında altaki zemin sürekli dönüyor. Koşan kişi sert bir zemini itmek zorunda kalmıyor.
Ancak dışarıda koşanlarda kas-kemik zorlanmaları, stres kırıkları yüzde 50 daha fazla görülüyor.
Kilo almanızın nedeni menopoz mu, beş çayları mı?
Menopoza girmiş kadınların yüzde 99.9’unun yakınması kilo almak... Bazıları hayatlarında ilk kez kilo sorunuyla karşılaşıyor ve bana çok şaşkın, ne yapacağıını bilemez halde geliyorlar.
MENOPOZ KİLO ALDIRIYOR MU?
Evet! Çünkü yaşla birlikte hormon düzeyleri değiştikçe metabolizma hızımız; yani enerjiyi kullanma hızımız da yavaşlıyor.
Peki tek sorumlu menopozla birlikte değişen hormon dengesi mi? Hayır!
Benin gözlemim şu: Menopoz çağlarındaki kadın çalışıyorsa, o yaşlarda genelde emekli olmuş oluyor, arkadaşlarına daha fazla vakit ayırmaya başlıyor. Evlerde veya kafelerde buluşmalar sıklaşıyor, ritüel haline geliyor. Eskiden ‘gün’ denirdi, artık bu söz eskidi, ‘toplanma’ deniyor. Bu beş çayı toplanmalarında herkes hünerlerini döktürüyor; gelsin kekler, pastalar, börekler... Bir kek dilimi 300-400 kaloriden başlıyor.
Bir günde 1600-1700 kaloriden fazla almaması gereken bu gruptaki kadınların çoğu bir oturuşta bu miktarın çoğunu alıyorlar zaten!
Önerim mi? 5 çaylarına bayılırım. Kaldırmak mı? Asla!
Bence çözüm; Bu toplantılarda düşük kalorili yiyecek seçeneklerini şık tepsilerde sunmak. Örneğin; dilimlenmiş meyveler, light bisküviler, minicik tabaklarda tadımlık kuruyemişler... Aranızda karar alıp ‘tek çeşit kek-börek’ yapmak yerine çok çeşitli ama sağlıklı-hafif yiyecekler sunabilirsiniz.
Açık büfelerden hoşlanmıyorum. İnsanı hep daha fazla yemeye itiyor. Mümkün olsa herkes ceplerine bile yiyecek dolduracak. Açık büfelerin olduğu tatil yerlerine de gitmemeyi tercih ediyorum. Gözüme ilişen yeni bir araştırmayı sizinle paylaşmak istiyorum.
Fazla kilolu ve normal kilolu insanlar arasında açık büfeye yaklaşım konusunda önemli farklar var.
Yemeden önce bak: Normal kilolu kişilerin yüzde 71’i tabağına almadan önce yiyeceklere bakarken, şişmanlarda bu oran yüzde 33.
Doğru sandalyeyi seç: Normal kiloluların yüzde 73’ü sırtları büfeye dönük otururken, şişmanlarda bu oran yüzde 58.
Her lokmayı 15 kez çiğne: Normal kilolular ortalama bir lokmayı 15 kez çiğnerken, şişmanlar 12 kez çiğniyor.
Artıkları tabağında bırak: Normal kilolular tabaklarına aldıkları yiyeceğin onda birini bırakırken, şişmanlar bunun daha da azını bırakıyor.
Alerji sezonu başladı
Amerika’da tütün endüstrisinin bir numaralı şehri Winston-Salem’da kaldım. Geldiğimin ertesi günü burnumun ucu kaşınmaya başladı ve de arkasından hapşırıklar geldi! Aynen nezle olmuş gibiyim. Tipik alerji belirtisi. Sonraki birkaç gün müthiş bir kafa doluluğuyla dolaştım. Bana “Winston-Salem’e hoşgeldin!” dediler, gülerek. Tv’de alerji ilaçları reklamından geçilmiyor. Hemen önlemlerimi aldım. Benim gibi polen alerjiniz varsa eğer şunları uygulamasınız:
Üşüttüğünüzü sanmayın. Eğer burnunuz tıkanıyor, akıyorsa ama ateş yoksa, sümük renkli değilse, boğazınız ağrımıyorsa bu bir alerji olabilir.
Alerjiler ailenizde varsa, sizde de olabilir.
Halılara dikkat! Buharlı temizleme aletleri halılardaki alerjenlere karşı etkili olabiliyor.
Eğer dışarıda çok vakit geçirdiyseniz giysilerinizi değiştirin ve yıkayın.
Bazı yiyecekler alerjiyi artırabiliyor. Örneğin; çim poleni, şeftali, kereviz, kavun ve domates... Yabani ottaki protein kavun, muz, ayçiçeği çekirdekleri, kabak ve salatalıktaki bazı kimyasallarla ilişkiye geçiyor.
Her hafta yatak çarşaflarınızı yıkayın.
Eve girmeden önce ayaklarını paspasa silin.
Kaynamış suya bir tutam tuz karıştırıp burnunuza çekip temizleyebilirsiniz. Bunu günde 3-4 kez tekrarlayabilirsiniz.
Her gün bir-iki kase probiyotik yoğurt tüketin. Bu yoğurdun içindeki bakteriler alerjiyle daha iyi savaşmanızı sağlıyor.
Kakolu bisküvili puding
Malzemeler:
n 1 litre light süt
n 3 yemek kaşığı kakao
n 3 yemek kaşığ mısır nişastası
n 2 yemek kaşığı stevia tozu (veya 1 avuç esmer toz şeker)
n 1 çay kaşığı tarçın
n 1 paket light tatlı bisküvi (max. 10 adet)
n 1 yemek kaşığı hindistancevizi
Hazırlanışı:
Bisküvileri kenara ayırın. Tüm malzemeyi karıştırarak orta ateşte pişirin, kakaolu puding elde edeceksiniz.
Dört köşe bir cam kaba pudinginizin yarısını dökün. Üzerini bisküvilerle kaplayın. Pudingin kalan kısmını da bisküvilerin üzerine dökün. Soğuduktan sonra hindistan ceviziyle süsleyin.
Sepetteki Sağlık
Kepek
Bitkilerin hücre duvarında bulunan bir tür karbonhidrat türü.
Tahılların dış kabuklarından elde ediliyor.
Suda çözülmüyor.
Kabızlığın en ucuz ilacı diye de biliniyor.
Suyla birlikte şişerek, dışkıya hacim katıyor.
100 gramında 216 kalori var.
40 yaşında nasıl böyle görünüyor?
Danimarkalı top model Helena Christensen 40 yaşında!
Haberin Devamı