Ama pespembe...
Düşünebiliyor musunuz?
Gözünüzün önüne getirin. Tam o anda mesela, bir bakıyorsun adamın boxer’ı pembe!
Tamam kadınlara göre bir şey yok. Hatta hoş bile gelebilir.
Uçuk pembeyse genç kadınlara...
Fuşyaysa olgun kadınlara...
Pespembe de boşanmış kadınlara sevimli dahi gelebilir... Ama erkekler arasında...
Mesela tuvalette, soyunma odasında veya ne bileyim birbirlerinin donlarını görebilecekleri bir yerde...
Erkek erkeği pembe boxer’la görürse..
Görünce...
Yok, olmaz.
Ha, bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi, tartışılır.
Pembe enteresan bir renktir.
Kadınlardaki anlamı çok renklidir. Bir gün bunu uzun uzun yazayım. Bugün erkeklerin pembesindeyiz.
Niye mi?
Hani Elif Şafak, AKP Genel Merkezi’nde, “Kütüphane Söyleşileri” çerçevesinde partililere, son kitabı “Aşk” ı anlatırken bir erkek çıkıp şöyle demiş ya:
“Pembe kapaklı bir kitapla otobüste, sokakta, ortalıkta dolaşamıyorum. Erkek okurlarınızı hiç düşünmediniz mi?”
Ben de bir hatırlatma yapayım: Kitap hem pembe hem de üzerinde kalp figürü var.
Şimdi, özellikle de kadınlar konuya, “Yok artık! Daha neler... İçerik mi önemli, kapak mı?”, “Bu kadar da şekilci olunur mu?” diye yaklaşacaklar...
E aslında pembe kalpli bir kitabın içinden de ne fırıncının kızı hikâyesi ne polisiye ne de bir biyografi veya tarih çıkmayacağı kesin ama...
O halde konuya, “Erkekler aşk kitabı okur mu?” yla mı girmek lazım.
Okuduklarını farz edelim; pembe kapaklısını alır mı?
Dün tesadüfen bir arkadaşım bakın bana ne anlattı; başka bir konudan bahsederken...
Eşi ve çocuklarıyla tatile gittiklerinde plaja giderken doğal olarak plaj çantasını o taşıyormuş.
“Plaj çantasını taşımanın anlamı benim için şuydu: Evet doğru, eşimin çocuklarımın eşyalarını ben taşırım. Ama beni rahatsız eden bir şey de vardı. Bir iki gün bunun ne olduğunu bulamadım. Ta ki bir vitrin camında kendi yansımamı görene kadar... Plaj çantası pembeydi.”
“Eee?” dedim, “Bunu fark ettikten sonra taşımadın mı?”
Cevabı kısa ve netti:
“Hayır.”
O halde ne yapmalı?
Ne yapmalı da erkekleri pembeye alıştırmalı?
Elif Şafak dünkü yazısında konuyla ilgili olarak erkeklere şöyle sesleniyor:
“Bırakın ruhumuzun pencereleri açık kalsın. İçine pembe-mor-turkuvaz yapraklar girsin.”
Çok güzel de...
Bu sözleri bir erkek sadece ve sadece bir kadını tavlarken dinleyebilir. Ne anladığına gelince...
Bir şey anlamaz da aklında bazı kelimler kalır: Açık kalsın, girsin, falan...
Çok da zorlarsan, anladığı şudur: “Bu bana verecek (kalbini)...”
Bilmem yanılıyor muyum?
Yok, bir arkadaşına, ağabeyine veya iş arkadaşına bunları söylesen:
“Bırak ruhuna pembe-mor-turkuvaz yapraklar girsin” desen...
“İ..ne miyim kızım ben? Ne nereye kime giriyor?” der.
Peki bir erkek bir erkeğe bunu söylese...
“Ruhuna pembe-mor-turkuvaz yapraklar girsin” dese...
Bilmiyorum ne cevap verir.
Biliyorum da... Yazamıyorum!!
Bir erkek ha eline pembe kalpli bir kitap almış ha pembe kalpli bir don giymiş ha pembe plaj çantası taşımış, fark etmez... Eder mi?
Pembe boxer’lı adam...
Haberin Devamı