Aynı anda!
Hem de bizim yatağımızda! gibi bir şey...
Değil mi?
Ben mi duygusuz davranıyorum?
Duygusuzca, hoyrat!
Bak böyle söyleyince de biraz seksi oldu.
Pervasızca...
Bunu da eklersek tam süper olacak...
Hatta, “yaşandı bitti saygısızca” yı da eklersek al sana seviyesiz ama hiç unutulmayacak bir kaçamak...
Ama bizim konumuz bu değil.
“Bir erkek aynı anda kaç kadını sevebilir?”
Konu bu.
Yalnız, sevebilirden kasıt öteki değil, bu sefer gerçekten sevmekten bahsediyoruz.
Karışmasın.
Gerçi ha sevmek ha sevmek(!) bana göre aynı şey ama...
Geçen gün Mehmet Yılmaz, bir filmden yola çıkarak bu konuyu aynı başlık altında yazdı. Tabii hemen dikkatimi çekti.
O diyor ki:
“Bir insan zırt pırt âşık olduğunu söyleyebiliyorsa büyük olasılıkla aşkın ne demek olduğunu bilmiyor olmalı.”
“...Yani diyeceğim o ki, gerçekten âşık olduysanız, öyle hemen o duraktan bu durağa konamazsınız. Öyle görünüyor ki film yanlış bir soru soruyor. Şu daha doğru olabilirdi: Bir erkek, aynı anda kaç kadın ile birlikte sevgili ilişkisi yürütebilir?
Yanıtı kadınlar açısından üzücü olabilir ama yazmak zorundayım: Hatlar karışmadığı sürece sonsuz sayıda!”
Hayret!
Hayret çünkü bir erkekten beklenen bir itiraf değil bu.
Ama küçük de olsa açık kapı bırakıyor:
Nereden mi anladım?
“Öyle hemen o duraktan bu durağa konamazsınız” diyor ya oradan...
“Öyle hemen...” diyor.
“Hiç” veya “asla” demiyor...
Yani hemen olmasa da, “bir süre sonra neden olmasın?” gibilerinden...
Bilmiyorum, öyle diyor gibi geldi bana...
Madem o itiraf etti, be de edeyim.
Hatta ben iki şey birden itiraf edeceğim...
Hani sen bir adım at ben iki adım atarım diye saçma sapan bir laf vardır ya, onun gibi oldu ama, idare edin artık!
Birincisi şu:
Bence bir erkek aynı anda bir sürü kadını sevebilir.
Hele ki hepsinde ayrı bir güzellik bulduğu dönemdeyse...
Sever yani...
Gerçek aşk mı?
Onu bir kere yaşarlar...
Gençliklerinde, üniversite çağında falan...
Ondan sonrakiler hikâyedir...
İkinci itirafıma bir soruyla başlamak istiyorum:
“Peki bir kadın aynı anda kaç erkeği sevebilir?”
Tabii bu soruyu şu anki erkek konjonktürünü dikkate almadan soruyorum...
Zira epeydir bir tekini bile sevmek o kadar zor ki!
Yani bu şartlarda sayı vermek biraz zor ama...
Ama mesela farz edin ki...
Birini seviyorsun...
Sonra çok hoş biriyle karşılaşıyorsun ve sen de ona çok hoş geliyorsun.
Ama gerçekten hoş!
Ha, kendini tutarsın tutmazsın, o ayrı mesele...
Ama tutmazsan seversin...
Bu durumun ahlaki olup olmadığı da ayrı konu...
Ama “tutmazsın seversin” diyorum.
Var mı itirazı olan?