Haberin Devamı
Geçen gün, Prof. Dr. Ünsal Oskay’ın “az kullanılmış dul” tanımı üzerine yazmıştım ya...
Hani sonunda da, “bir erkek neden az kullanılmış dul arar ki?” diye de sormuştum...
Bu konuda çok cevap geldi.
Ama bence, ‘hiçbiri...’
Bence mi?
“Bence”si tabii ki yazının sonunda.
Önce gelen mail’lere bakalım.
* “Az kullanılmış dul tabirinin aslında ’motor’endişesini gidermek adına ’temiz bir ikinci el’olayına dahil olabilme sevdasından geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim.”
(Hımmm... Olabilir...)
* “Az kullanılmış veya henüz kullanılmamış bir dul, terk edilmişliğinin ve yalnızlığının acısı henüz içindedir ve ne kadar zor olduğunu bilir. Bir daha hayata karşı kaybetmek istemez. Bu yüzden de geyşa gibi hizmetkâr, sadakatli ve ateşli olurlar.”
(Evet bu da olabilir...)
* “Dul, erkek zihninde ’tadını almış’hissi uyandırır. Tabiri caizse kolay yemek; e az kullanılmışı da cezbedici... Faydacı erkekler için bundan cazip ne olur? Bu gerçekçi bakış açısı.”
(Fena değil, olabilir...)
* “Çünkü 1 inci evliliğinde yemek yapmayı, temiz olmayı, ev ekonomisini, kocasını aptal yerine koyduğu zaman ne olacağını ve mutlu olmayı, mutlu etmeyi öğrendiği için tercih eder.”
(Bencil değil, sencil ol biraz! Ama olabilir...)
* “Az şekerli kahve gibidir. İlk anda acı gelir ama, yudumladıkça lezzetini ve keyfini çıkartırsın.”
(Sen de insanı özendiriyorsun ha! Kahve mi içsem ne? Ama olabilir...)
Doğrusu şimdiye kadar istediğim cevabı alamadım.
Benim cevabıma geçmeden önce farklı bir yerden daha bakalım olaya...
Alın size birebir bunu yaşamış bir erkeğin haleti ruhiyesi:
“O söylemese umurumda bile değildi ’kalbine’giren kaçıncı erkek olduğum. Tam bahsettiğiniz gibi utangaç tavırlar, üstüne ne yapacağını bilmez haller. ‘Bir eski kocam, bir de sen.’ İlk duyduğumda, hadi canım ufak at da civcivler yesin demiştim içimden. O kadar çok tekrar etti ki bu sahneler, bir süre sonra ben bile inandım. Ne yalan söyleyeyim kendime pay bile çıkardım belki. Kalbine giren 2. erkek olmak nasıl bir statü ise artık :))) Ha bir de kör kütük âşıktım tabii, hal böyle olunca inanmak çok zor olmuyor. Ama...”
Yaa...
Belli ki, kadın yalan söylemiş.
Peki ya söylemeseydi?
Ondan da var.
Buyrun, gayet güzel anlatmış:
“Bir ay sonra bana hayatıma eşimden başkasının girip girmediğini sordu. Yalan söylemedim tabii ki. Sadece ’ben 14 yıldır dulum, bu kadar uzun süre yalnız yaşayan bir kadın sana hayatımda eşimden sonra kimse olmadı, ilk sensin derse inanma yalan söylüyordur’ dedim.
Ondan sonra iki kadehin arkasından aklınıza gelmeyecek sözler, hakaretler başladı. Tamam artık ben dayanamıyorum, bitsin deyince, ağlayıp pişmanlığını belirtmeler filan derken, toplam 5 aylık beraberliği bitirebilmem 1,5 yıl sürdü. Telefon numaralarımı değiştirerek kurtulabildim kendisinden.
Bu erkek milletine yalan söyleyeceksin demek ki, ah canım seni bekledim yıllardır filan diye herhalde.”
Yani durum kritik!
Kimseye “doğru ya da yalan söyle” diyemem.
Ama sanki biraz yalandan yanayım...
Gelelim “erkekler neden az kullanılmış dul arar”ın cevabına...
Bence tek nedeni var:
Kolay diye...
Yani kolay sandığı için...