Kim çok çalışır?

Haberin Devamı

Baştan söyleyeyim, ben “çok işim var” diyene inanmam.

Ha, herkesin yoğun dönemleri vardır, onun dışında yani...

Bazılarına ne zaman rastlasınız ne zaman konuşsanız hep çok işi vardır ya! Onları kastediyorum...

Sanki Koç’un CEO’su...

Onun bile böyle konuşacağını sanmam...

Koymuştur sıraya işlerini, yapıyordur. Bana da bakar mısınız? Bir kalemde harcadım CEO’yu...

Ama biz kendi işimize bakacak olursak...

Bir insan ne kadar yoğun olabilir ki?

Hele hele ofis işi yapanlar...

İşin ortasında oyun oynamıyorsa neyim...

Ha bu kötü bir şey demiyorum ama öyle yoğunum ayakları falan...

Sanki öyle deyince daha önemli oluyor!!

Ama benim asıl yazacağım konu bu değil.

Geçenlerde yine bir araştırma okudum; “iş yerinde en beğenilmeyen haller” diye...

Yani çalışanların hoşuna gitmeyen haller..

Bakın şimdi...

(Ama tabii parantez içindekiler benim yorumlarım...)

“Dedikoducu, kasvetli vıdı vıdı konuşmaları.”

(Kendisi yapmıyorsa tabii...)

“Bilgisayarların ağır çalışması, bozulması.”

(Ne yani? ‘Hadi len işine de sana da...’ deyip gidecek halin yok ya.. Bekli düzelir...)

“İş yerinde alçak sesle konuşarak dedikodu yapmak.”

(Tabii duyulmuyor da ondan! Sen de duysan sorun olmayacak...)

“Her gün ‘incir çekirdeğini doldurmayan’ sıradan konulardan, nesnelerden bahsetmek.”

(Nietzsche’den ya da ne bileyim Mevlânâ’dan mı bahsedecek? Hiçlik falan anlatıyor... ‘Yemeğe geliyor musun?’ ‘Geel, kim olursan ol gel’ falan... Üfff...)

“Telefonda aşırı yüksek sesle konuşmak.”

(Gider, ‘yavaş’ dersin. Söyleyemeyip dedikodusunu yapıyorsun değil mi?)

“Bürolarda sağlık, emniyet tedbirleri üzerinde aşırı durulması.”

(Üzerinde durulmasa, ‘durulmuyor’ dersin sen.)

“Tuvalet adabında eksiklik.”

(Bak bu önemli. Takip edip yüzüne vuracaksın. O utanmıyorsa sen de utanmayacaksın.)

“Vaktinde toplantıya gelmemek.”

(Sana ne be! Patron düşünsün onu... Ha patronsan o başka...)

“Havanın durumuna göre klimaların soğuk-aşırı soğuk çalıştırılması.”

(Yaşlılar gibi değil mi? Arkamdan geliyor!!! Sanki arkasından ayı geliyor.)

Şimdi siz “İşi buldu da, şeyli dedikodusuzunu arıyor” diyeceksiniz...

Haklısınız.

Bence de...

Ama İngiltere’de ankete katılanlardan bir kısmı “Bu haller yüzünden işi terk etmek” zorunda dahi kalmış.

Her şey bir tarafa, sanki bunların hepsi tam olsa işini çok sevecek!

Kim işini çok sever söyleyeyim mi?

Sevmek demeyelim de buna, sarılmak diyelim...

Kim işinde gereğinden fazla sarılır?

Evinde, özel hayatında mutsuz olanlar...

Gerisi boş...

DİĞER YENİ YAZILAR