Aylin’i tanımam...
Hiç görmedim.
Aylin Duruoğlu’ndan bahsediyorum...
Hani nedenini bilmeden 19 gündür tutuklu olan gazetevatan.com’un Yayın Müdürü Aylin...
Onun bu nedensiz tutukluluğu her gün beni en az bir defa yokluyor...
Genellikle de öğle yemeğinden sonra sigaramı içerken...
Tam “Bugün ne yazsam?” diye düşündüğüm zamana denk geliyor...
Ama ben yemeğimi yemişim, üzerine de sigaramı tüttürüyorum ya, hele bir de güzel konu bulmuşsam...
Yani tam keyfim keyifken...
İşte tam o sırada Aylin aklıma geliyor...
Niyeyse?
Hep en keyifli olduğum zamanları buluyor.
Hani insan düşünce hızına yetişemez ya bazen, öyle oluyor...
Belki üç-dört saniyede düşündüklerini anlatmaya kalksan 10 dakikanı alır, yazmaya kalkışsan sayfalar dolar ya...
Oysa sadece 3-4 saniyeliğine aklından geçmiştir...
O kadar kısa...
Düşündüğün her neyse bir duygu bırakır sana...
Ya keyfin yerine gelir, yüzün güler ya endişelenirsin kaşların çatılır veya üzülürsün, suratın düşer...
Aylin benim aklıma geldiği zaman...
Ne oluyor biliyor musunuz?
O sırada ne yapıyorsam...
İçime sinmiyor...
Kendi kendime hep aynı soruları tekrarlıyorum:
Neden tutuklandı?
Neden bir şey yapılamıyor?
Adalete inancım azalıyor...
Hep aynı endişeyi taşıyorum...
“Ya benim veya çok yakınımın da başına böyle bir durum gelirse...”
Ve kimse bir şey yapamazsa...
Yapmazsa...
İnsanlar keyifle hayatlarına devam ederken, ben veya yakınım suçsuz yere tutuklanır ve ellerimiz kollarımız bağlı kendi kendimize kalırsak...
Anlatamazsak...
Sesimizi duyuramazsak...
Çaresiz kalırsak...
Belki de bu yüzden keyifli zamanlarımda o aklıma geliyor..
Aylin birden çok yakınım oluyor...
Ve o anda ne yapıyorsam hiç içime sinmiyor.
Bazen de gece yattığımda aklıma geliyor...
O zaman da, genellikle seyrettiğim filmleri düşünüyorum.
Mesela, Changeling’de (Sahtekâr) olduğu gibi...
Nasıl da herkes herkese, en başta da kendi adaletine sahip çıkıyordu...
Öyle bir şeyler olsun istiyorum.
Çünkü biliyorum ki insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden biri çaresiz bir hastalıksa öteki de haksız yere suçlanmaktır.
Ve suçsuzluğunu anlatamamak...
Ama ne yazık ki, elimden bir şey gelmiyor...
Sadece en keyifli anlarım içime sinmiyor...
Hiç içime sinmiyor
Haberin Devamı