Ben daha yakalanmayanını görmedim...
“Yakalanmamış da ondan” diyeceksiniz değil mi? Heh hee...
Yok, yok... Gerçekten yakalanır.
Çünkü her erkeğin bir yakalayanı vardır!
Veya yakalatanı...
Ya karısı ya sevgilisi, o da olmadı bir gazeteci, kameraman veya bir rakibi...
Hiçbiri değilse bir kamu görevlisi...
Yani kaçarı yok!
Aldatan erkeğin düşmanı çoktur bir kere...
Geçen gün Bekir Coşkun, “Erkekler ikiye ayrılır; yakalananlar ve yakalanmayanlar” demiş de o bakımdan yani...
Hayır, hepsi yakalanır da...
Asıl, “yakalanınca itiraf edenler, inkâr edenler” diye ikiye ayrılırlar...
Yakalanma kısa tarihine şöyle bir göz attım da...
Amerika’yla Türkiye sosyal eğilimler bakımından hep birbirine benzetilir ya...
Oradakiler itirafçı...
Clinton’ı, New York Valisi David Peterson’ı hatırlayın...
Son olarak da David Letterman...
2 milyon dolarına kıyamadığından değil ha!
Bunlar böyle, itirafçı.
Niye itirafçılar onu da sonra anlatacağım...
Bizde de, gözü gönlü Batı terbiyesi görmüş olanlar itiraf eğiliminde...
Ama Türk kafalı olanlar pardon Türkiyeli kafası olanlar kesin inkârcı...
O kadar da güzel inkâr ederler ki, bir şey diyemezsin.
Sözün bittiği yerdedirler.
Aklıma kim geldi, biliyor musunuz?
Hani yıllaaar önce bir genel müdür vardı, belediyede... Bir kızı kucaklamış göründüğü fotoğraf için “Piknikteydik. Dim Çayı’nı geçer gibi hatıra fotoğrafı çektirdik” demişti.
’Çaydan geçermiş gibi poz vermiştik’açıklamasına hepimiz inanmıştık!
Evet inandırıcı!
Ne var? Olamaz mı?
Tam tersi de olabilir!
Karınızla çok birbirinizi seviyor ve hep sevişiyormuş gibi poz verdiğiniz olmadı mı?
Bu da tam tersi işte!
Erzurum Valisi’nin gece yarısı ormanda bilgi notu vermesi de böyle bir şey işte!
Ne var?
Siz hiç böyle bilgi notu alıp vermediniz mi?
“Bilgi notu veriyorum; Otur ’0’. Hiç bi b.k bildiğin yok!”
Ama benim “İnkar TOP 10” imdeki birinciliğin yeri hiç değişmiyor.
Bilgi notu bile...
O hikâyeyi size anlatmış mıydım?
Hikâye dediysem gerçek ha!
10 sene kadar önceydi...
Kahramanımız Akdeniz illerimizden birinin belediye başkanı...
Karısı çapkınlıklarından artık öyle sıkılıyor ki, yakalamaya karar veriyor. Başkanı sıkı takibe alıyor veee...
O gün geliyor.
Başkanı sevgilisiyle bir otele girerken görüyor. Odaya girmelerini bekliyor.
Ve o hırsla kapıyı çalıyor.
Kapıyı açan belediye başkanı karşısında karısını görünce kalakalıyor tabii...
Kadın:
“Allah kahretsin seniii... Pis adaamm, ahlaksıızzz” artık daha ağzına ne geldiyse bağırıp yumruklamaya başlıyor.
Peki başkan ne yapıyor?
“Hanımefendi, kimsiniz siz? Karıştırdınız herhalde” diyor.
Evet. Aynen böyle...
Daha da deliren karısını bir de dışarı attırıyor.
Bitmedi...
Sonradan araya aracılar koyup karısıyla barışmaya çalışıyor. Ama tez aynı, “O ben değildim!”
Neyse ne yapıp edip sonunda karısıyla barışıyor.
Yine bitmedi...
Barıştıklarında karısına ne diyor?
“Hayret bişey... İnsan insana bu kadar mı benzer yahu!”
Dedim ya, sözün bittiği yer diye...
Gel de inanma!
İnkâr kolay.
Yeter ki inanan olsun!
Her erkek yakalanır...
Haberin Devamı