Hediye verirken...

Haberin Devamı

Hediye meselesine devam ediyoruz.

Dün kime, ne hediye vereceğinizi anlattım biliyorsunuz...

Şimdi sıra, nasıl vereceğinizde...

Ezberiniz dağılmasın yine!

Hediye vermekten bahsediyoruz ha!

Ya ondan önce bu danalar nasıl hediye alır, onu anlatayım mı?

Hediye vakti geldiğinde bunları bir telaş alır.

Huzursuzlaşırlar...

Tatları kaçar...

Kafaları şöyle işler:

“Ya iyiydik, şimdi hediye mediye... Öfff...”

Bir ara, “Almasam ne olur?” u akıllarından geçirirler ama olmayacağını da bilirler.

Vee...

Bir gün öncesine kadar direnir, almazlar.

Bir gün önce ise...

İşte bir gün öncesine göre danalar ikiye ayrılırlar...

* Kız arkadaşından yardım isteyenler...

* Sormadan alanlar...

Sigara molasında sıkıntılı sıkıntılı gelir:

- Ya hediye almam lazım.

- Kime? Nesrin’e mi?

- E heralde! Başka kime alacam? (Sinirli ya!)

- Ne biliim, olur olur...

- Bırak yaa espriyi... Ne alsam ki?

- Yüzük al, geçen gün bir tane gördüm, çok hoştu.

- Yanlış anlamasın!!

- Ha, doğru söylüyorsun. O zaman kolye al.

- Kaç lira kolyeler?

- 400-500 vardır...

- O-ha! Ne lan o öyle?

- Ne o-ha’sı... Kaşkol mu alacan yani!!!

- Kaşkoller ne kadar???

***


Yok eğer evliyse (yeni evli yani... 5-6 seneye kadar)

- Ne alsam ki?

- Cep telefonu al.

- Geçen sene almıştım.

- Blgisayarını yenile.

- Onu da doğum gününde yapmıştım.

- Takı al.

- Uff... Geçen yılbaşında aldım.

- E o zaman seksi bir iç çamaşırı al.

- Yok yaa...

- Hı-ıı...

- Nasıl alacam, nereden alacam?

- Git şu mağazaya orada çok şık takımlar var.

- Ben nasıl gideyim alayım yahu.

- Kusura bakma, ben gelemem!

Yani bir kız arkadaşına soranlar nispeten iyi bir hediye alır.

Ama danışmayanlar...

Çok fenadır, çook....

Bunlar ya ihtiyaç alırlar; ütü, bulaşık makinesi ya da eve televizyon gibi...

Evli olanlar tabii...

Yok sevgililerse...

Daha fena!

Kadının tarzıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir şey!

Ne bileyim abuk sabuk bir kazak ya da saat mesela...

Mecbur çok güzel dersin ama...

Değiştiremezsin de...

Bela olur sana...

Neyse iyi-kötü bir şey aldılar ya...

Nihayet sıra geldi vermeye...

Açıkça yazmak gerekirse...

Biraz abartırlar...

Biraz değil, epeyce abartırlar...

Yani sanki Boğaz’da yalı aldı! Öyle bir havaya girerler...

Kasılırlar falan.

Ulen ne var kasılacak, alt tarafı bir hediye almışsın.

Hediyeyi veriyor ya, sanırsın ki, Kaşıkçı elmasını almış, sana onu layık görmüş!!

Ha, bir de sonrası var.

Hediyeyi verdi ya, tepki bekler.

Öyle, “teşekkür ederim”le yetinmez.

Sen de ona aşırı tepki vereceksin!

Bunlar var ya, çiçek bile alsalar, kasım kasım kasılırlar...

Kasılmayın kardeşim!

Ha tabii bir de almayan ve vermeyenler vardır...


DİĞER YENİ YAZILAR