Nasıl? “Eve kapanma, artık pazara çık!” Bizim mahallede bir kedi var, yani bir sürü kedi var da biri diğerlerinden farklı.
Çetebaşı diyeceğim. değil çünkü ortada bir çete yok.
Şöyle tarif edebilirim; çete de o, başı da o... Biraz bela hali var anlayacağınız...
Hani yanmış gibi görünen kediler vardır ya, tüyleri siyah sarı... Onlardan.
E tabii iri yarı.
Yürüyüşü de, sözüm meclisten dışarı, hafiften Kasımpaşalı gibi...
Bakışları da Kurtlar Vadisi’vari...
Kafasını ağır ağır kaldırarak, “bir şey mi dedin?” gibilerinden
Herkesin işine çomak sokuyor.
Herkes dediğim, mahallenin diğer kedileri...
Yani kendisi gidip çöpten yemeğini aramıyor da orada bir şeyler yiyene sarkıyor.
Resmen iki pati, üç tıslamayla kaçırıp onun yemeğini alıyor. Hiç olmadı, durup dururken gidip birine sataşıyor.
Dedim ya, tam bir bela...
Şimdi ben de benimkinin yemediği mamaları sokaktaki kedilere veririm.
O akşam arabadan indiğimde onunla göz göze geldik. Âlemlerin kralıyım yürüyüşüyle ilerlerken beni görünce durdu.
Birkaç saniye bakıştık.
İkimiz de ne yapacağımızı bilmiyorduk.
Aniden karar verdim.
Elimdeki mamayı gösterip, çok da sevecen bir tavır ve yumuşacık bir ses tonuyla:
“Gel oğlum, gel... Aç mısın? Mama vereyim mi sana?” dedim.
Şaşkınlıktan gözleri büyüdü ve insiyaki olarak arkasına baktı, “bana mı söylüyor” diye...
Şaşkınlığı kısa sürdü, sonraki ifadesi şuydu:
“Bana ha! Hem de bana! Ulan yaşlanıyor muyum ne!!”
Ben önce davranmıştım.
Merak ettim, mamaya gelecek miydi? Kedilerde de acaba böyle kaygılar olabilir miydi?
“Karizma mı, mama mı?”
Gelmedi. Karizmayı seçti.
Mamayı köşeye bir yere bırakıp eve çıktım.
Benim tahminim şu:
Diğer kedilerin mamayı görmesini bir kenarda bekleyecek ve onlar yemeye başladığı zaman “Uleyyyn!!! Dağılın ben geldim!!!” diyerek olaya sahip çıkacak.
Şimdi ben bunu niye anlattım?
TOBB yani Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği önderliğinde bir kampanya başlatılmış ya,
“Eve kapanma, artık pazara çık” diye...
Haberi okuduğumda aynen o kedi gibi hissettim. Arkama bakasım geldi,
“Bana mı diyor?” diye...
Yok bana demiyorsa kime diyor?
İşsiz kalanlara mı?
Maaşını alamayanlara mı?
Maaşına zam yapılmayanlara mı?
Maaşı düşenlere mi?
Dükkânını kapatanlara mı?
Kirasını alamayanlara mı?
Ya işimi kaybedersem kaygısı taşıyanlara mı? Herkes bi arkasına baktı gibi geliyor bana! Ekonominin canlanmasının buradan başlayacağını savunuyorlar.
Arkalarına 9 sivil toplum örgütünü de almışlar, 5 hafta sürecek ve her hafta farklı bir mesajın verileceği bir kampanya başlatmışlar.
İlki bu: “Artık pazara çık.”
Tamam doğru ama...
Benim başka bir önerim olacak; hem de onlar diğer 4 mesaja geçmeden önce...
Hani bize “Pazara çık” diyorsunuz ya, ben de karşı bir öneride bulunacağım:
“Artık ucuzluğa girseniz!”
Bakın dünyanın en pahalı şehirlerinin başında gelen Londra’da bile her yer yüzde 50 indirime çoktan girdi.
Türkiye’den aldığımız aynı marka diş fırçası veya yine aynı marka ruj bile yüzde 50’de...
Burada şubesi olan giyim mağazaları orada indirimde...
Tamam, bizim de bir katkımız olsun, pazara çıkalım ama...
Gelin bu önerimi bir düşünün:
“Haydi mağazalar ucuzluğa...”
“Artık pazara çık”alım da...
Haberin Devamı